Rehber | Kategoriler | Konular

TOTEM VE TOTEMCiLiK

Totemciler, ilâhî dinlerden hiçbirisine inanmazlar. Bâzı sosyologlara göre totemcilik inancı, henüz klan dönemini yaşayan küçük insan topluluklarının bir bitki veya bir hayvana kudsîlik atfederek tapınmalarından doğmuştur. Totemcilik çoğunlukla nüfûsu birkaç yüzü aşmayan küçük köy topluluklarında yayılmıştır. Bunlar hayvan, bitki ve taşlardan birini, bâzı özelliklerini kudsîleştirerek kabilelerine ?totem? edinmişlerdir. Bâzılarında totem, kabilenin en büyüğü olarak, bâzılarında da kabile fertlerini birleştiren müşterek bir ata olarak kabul edilmiştir. Totemcilik inancında olan kabileler totemlerinin kendilerini koruduğuna, yardım ettiğine ve kendilerinin ondan geldiğine inanırlar. Çoğu müzikli, danslı ve şarkılı merâsimlerle totemlerine tapınırlar. Kabile reisleri çok defâ aynı zamanda büyücü, sihirbaz ve kâhindir. Avrupa'da ?Totemizm? adı verilen bu sapık inançlar, günümüzde Güney Amerika, Avustralya, Afrika ve Okyanusya'nın geri kalmış bölgelerinde yaşayan kabilelerde yaygındır.

Avrupalı sosyologlar bu kabilelere bakarak, bütün milletlerin klan devresinde Totemizm inancına sâhip olduklarını ileri sürmektedirler. Bunlar, insanların ilk inanıp, tapındıkları şeyin çeşitli totemler olduğunu zannetmekte ve bu faaliyetlerini doğru kabul etmektedirler. Bu sosyologlardan Emile Durkheim ve onun yolunda olanlar, Türklerin de bir klan dönemi yaşadıklarını ve bir totem inancına sâhip olduklarını söylemektedirler. Sosyologların gerek insanlık ve gerekse Türkler için ileri sürdükleri bu düşünceleri faraziyeden ibâret olup, bir delile dayanmamaktadır. İslâm âlimlerinin eserlerindeyse bu konuda özetle şu bilgiler verilmektedir.

Allahü teâlâ yeryüzüne ilk insan ve ilk peygamber olan hazret-i Âdem'i gönderdi. Bütün insanlar, bundan ve hazret-i Havva'dan çoğaldı. İnsanlar ilk defâ çeşitli totemlere değil, Allahü teâlâya inanıyor ve O'na tapınıyordu. Âdem aleyhisselâmdan sonra insanlar kendisini yaratanı unuttu. Aklı sâyesinde düşündü, fakat O'na giden yolu bulamadı. Bunu evvelâ etrâfında aradı. Kendisine en büyük faydası olan güneşi yaratıcı sandı ve ona taptı. Kabaran denizleri, yanar dağları, yırtıcı hayvanları görünce de bunları onun yardımcısı sanarak sembollerini, benzerlerini yapmaya kalktı. İşte bunlardan putlar ve Totem inancı doğdu.

Çeşitli zamanlarda gönderilen birçok peygamberin bildirdiği ilâhî dinlere inanmayan ve gösterdikleri yolda gitmeyen bu sapık inançlı kavimler, Nuh aleyhisselâm zamânındaki tufanla yok edildi.

Nuh aleyhisselâm zamânındaki Tufandan sonra bütün insanlık hazret-i Nuh'un çocuklarından yeniden çoğaldı. Bu arada Asya kavimleri Yafes'ten meydana geldi. Türkler, Nuh aleyhisselâmın çocuklarından Yafes'in oğlu Türk'ün soyundan gelmektedir. Türk'ün çocukları ve torunları hazret-i Nuh'un dînindeydi. Orta Asya'ya yerleşmişler ve çoğalmışlardı. Uzun zaman sonra Türklerin yurdu, güneşe, aya, yıldızlara tapanAsurîler tarafından işgâl edildi. Türklerin başına geçen bâzı bozuk inanışlı hükümdarlar, hazret-i Nuh'un bildirdiği ilâhî dîni bozarak Türkleri puta tapmaya alıştırdılar. Ancak Türkler arasında ?tek tanrı, Cennet-Cehennem, âhiret, hayat, melek-şeytan, kadına îtibar ve saygı, büyüğe itaat ve küçüğe şefkât? gibi ilâhî dinlere mahsus inançlar hiçbir zaman unutulmadı. Böylece bilinen Totemizm inancına kapılmadılar, ama ilâhî dinden de ayrılmış oldular. Türklerin İslâmiyeti kendiliklerinden seve seve ve kitleler hâlinde kabul etmeleri de onların hazret-i Nuh'un dînini şuur altlarında tutarak unutmadıklarını ve hep o dîni aradıklarını göstermektedir. (Bkz. Türkler)


Konular