Rehber | Kategoriler | Konular
KEMER
Alm. 1. Gürtel (m), 2. Bund (m), 3. Bogen (m), arkade (f), Fr. 1. Ceinture (f) 2. Arc (m), arcade (f), İng. 1. Belt, girdle 2. arch, vault 3. aqueduct. Beli çevreleyen ve kuşak gibi birkaç kere sarılmayıp, bir kat sarılarak tokalanan, deriden, çuhadan, kumaştan veya mâdenden yapılmış kuşak. Kayış kemer, sırmalı kemer gibi. Elbiselerin altına gizli olarak takılan ve içinde para saklamak için cepleri bulunan kemere ?para kemeri? veya ?altın kemeri? denir. Eskiden yolcular paralarını kemerlerinde taşırlardı.
Hayvanların bellerine takılan kemerlere ?kolan? denir. Birçok parçadan kavisli olarak örülen ve iki duvar veya ayağı birbirine bağlayarak kapı, pencere gibi açıklıkların üstündeki ağırlığı yanlardaki ayaklara intikal ettiren mîmârî unsura da kemer denir.
En eski zamanlarda kullanılan ilkel kemer şekli bindirme taşlarla yapılmış sivrice bir kemerdir. Sonraları daha düzgün bir kavis şeklinde yapılmıştır ki buna dâirevî kemer denir. Bunun şekli yarım dâiredir. Kemerler, üzerine düşen vazifeyi yerine getirebilmek için en uygun şekilde düzenlenirler. Bununla beraber bâzan bir devir özelliği olarak karşımıza çıkar ve o devre âit pekçok mîmârî eserde görülür. Bâzan da millî bir durum alır, belli bir milletin mîmârîsinde görülür. Orta çağda revaçta olan sivri kemerin aslı Sümerlerde ve Hititlerde görülür. Sivri kemer Türkler tarafından da benimsenmiştir. Türk mîmârî eserlerinde kullanılan kemerlerin çoğunluğunu sivri kemer teşkil eder.
Türklerde çok eskiden beri kemer biliniyordu. Orta Asya'da rastlanan bâzı eski Türk mabetlerinde kapı ve pencerelerin üstü kemerli olduğu ve bu kemerin biraz sivrice dâire kavsi şeklinde olduğu görülür. Türkler sivri kemeri dâirevî kemerden daha faydalı ve üstün görmüşlerdir. Sivri kemer usulü dünyaya Türkistan, İran ve Horasan taraflarından yayılmıştır. Bu usûlü en ileri götüren Sâsânîlerdir.
Ahşap yapılarda genellikle kemer kullanılmayıp düz atkı kullanılmıştır. Türkler, görünecek cephe kısımlardaki kemerleri dâimâ mermerden gâyet muntazam yontma kemer taşlarıyla yaparlardı. Tuğladan örülen kemerler de vardır.
Kemeri meydana getiren ve hesaplanılarak yontulan taşlara ?kemer taşı? denilir. Kemerin üzengilik denilen kısmına oturan en aşağıdaki taşına ?üzengi taşı?, kemerin tam tepesine konulan kemer taşına da ?kilit taşı? denilir. Bu taş diğerlerine nazaran biraz dışarı taşkındır. Üzerinde herhangi bir süsleme bulunabilir. Kemeri meydana getiren kemer taşlarının zemine bakan yüzlerinin meydana getirdikleri yüzeye ?kemer karnı?. Bunun tam tersine yâni kemerin yukarı bakan yüzünde meydana gelen yüzeye ise ?kemer sırtı? denilir.
Şekillerine göre pekçok kemer çeşidi vardır. Ana hatlarıyla kemer çeşitleri şöyledir:
Abanık kemer: Üzengi taşları aynı seviyede olmayan yâni ayaklarının birisi aşağıda diğeri yukarıda olan kemerlere denir.
Dilimli kemer: Yanyana iki kavisten meydana gelen kemer.
Dâirevî kemer: Bir dâirenin yarısı şeklinde olan kemer.
İkiz kemer: Yanyana yapılan iki küçük kemerden meydana gelen kemer.
Nal kemer: Yarım dâireden daha fazla bir kavsi bulunan ve üst kısmı daha geniş olan ve nala benzeyen kemer.
Sıra kemer: Bir sıraya göre yanyana inşâ olunan kemerler dizisine denir.
Sivri kemer veya Türk kemeri: Tepe kısmına doğru gittikçe belli bir kavisle daralıp sivrileşen kemer.
Ters kemer: Tersine olarak, yâni iç bükey kısmı yukarı, dış bükey kısmı aşağı bakacak şekilde yapılan kemer.
Yalancı kemer: Sâdece süs maksadıyla kemer şeklinde yapılıp kemer boşluğu bir duvarla örülmüş ve bakıldığı zaman kemer görünüşü veren kemerler. Bunlara ?sağır kemer? de denilir.
Yıldız kemer: Kenarları yıldız şeklinde zikzaklı hatlardan meydana gelen kemer.
Zafer kemeri: Kazanılan bir savaşın hâtırasına, âbidevi mâhiyette yapılmış kemere denir. Bu tip kemerler, genel olarak ?zafer takı? diye bilinirler.
Bunlardan başka kemer çeşitleri arasında, armudî, bağ, yumurta, çatma, dayama, kalkık, kaş, köşeli, tonoz, üçlü, yavru, yayvan ve yay kemer ile Bursa kemeri vardır.