Rehber | Kategoriler | Konular
HINçAK KOMiTESi
Rus Ermenileri tarafından kurulan Ermeni tedhiş örgütü. Rus ve İngiliz yardımlarıyla mültecî Ermeniler tarafından 1887'de Cenevre'de kuruldu. Temel ideolojisi Marksizm olan komite, 1890'da Hınçakyan İhtilâl Partisi adını aldı. Önceleri merkeziİstanbul kabul edildiyse de, sonradan Londra'ya taşındı.
Teşkilâtın kurucusu Kafkasyalı Nazarbeg ve karısı Maro idi. Osmanlı Devleti topraklarında gizlice teşkilâtlanan Ermeniler, Rus konsolosluklarından büyük destek gördüler. Teşkilâtın gâyesi; Osmanlıların altı vilâyetinde isyanlar çıkararak Berlin Antlaşmasının 61. maddesini uygulamaya koydurmak için yabancı devletlerin müdâhalesini sağlamaktı. Netîcede Doğu Anadolu, İran, Âzerbaycan ve Kafkasları içine alan bir Ermenistan devleti kurmak istiyorlardı. Anadolu'nun her tarafında komiteler kurup teşkilâtlandılar. Ermeni zenginlerden zorla para topluyorlar, isyânlar çıkarıyorlardı. 1890'da Erzurum isyânını, 1892-1893'te Merzifon-Yozgat-Kayseri olaylarını, 1895'te Birinci Sason olayları, İstanbul'da birinci Ermeni patırtısını ve Zeytun isyânını tertiplediler. 1894'te Matyos İzmirliyan'ı patrik seçtirip, kilise ve komite başkanlığını tek şahısta topladılar. Çeşitli eğilim ve görüşte olan Ermenileri bünyesinde barındıran komite, 1896'da Londra'da toplanan kongrede çıkan tartışmalar sonunda parçalandı.
Aspiar Arpiaryen liderliğinde Reforme Hınçak Partisi kuruldu. Öbür grup Nazarbeg'in peşinde tedhişlerine devâm etti. İki grubun mensupları, idârecilerinin hesâbına kavga edip, kıyasıya kan döktüler. Kâhire, Londra, Petersburg, Sofya ve Tahran sokakları, iki tarafın cesetleri ile doldu. Ermeniler bu teşkilâtlardan yüz çevirip, Taşnak komitesini desteklemeye başladılar. (Bkz. Taşnak Komitesi)
İttihat ve Terakki mensupları, Abdülhamîd Hana karşı Hınçak komitesi ile de işbirliği yaptılar. İkinci Meşrutiyet'ten sonra Hınçak Komitesi, Sosyal Demokrat Hınçak Partisi adıyla resmiyet kazandı (1910), Seçimlere katılıp Meclis-i Mebusan'a dahi girme imkânı buldular. Ama canciğer dost oldukları İttihatçı paşaları da öldürmekten çekinmediler.