Rehber | Kategoriler | Konular
HEGEL, George Wilhelm Friedrich
Alman filozofu. 27 Ağustos 1770'te Sututtgart Württemberg'te doğdu. İlk ve orta öğrenimden sonra Tübingen Üniversitesinde, felsefe, klâsik edebiyat ve ilâhiyat öğrenimi gördü. Tübingen'deki Protestan Stiftinde ilâhiyât öğrenimine devam etti. Schelling ve Hölderlin ile tanıştığı bu dönemde Fransız devriminin etkisinde kaldı. Kilisede vazife almak fikrinden vazgeçerek Bern'e yerleşti ve özel ders verdi. Kant felsefesini inceledi. Hıristiyanlık üzerine bir takım metinler yazdı. Çeşitli akımları incelemesi sebebiyle fikrî bunalıma düştü. Gittikçe artan hüznünün üstesinden gelmek için daha çok çalışmaya başladı. Yunan felsefesinin yanında çağdaş târih ve siyâsate yöneldi. İktisat öğrendi. Daha önce tesirinde kaldığı Kant felsefesinin etkisinden kurtularak Hıristiyanlığın temel esaslarına yeni bir gözle baktı. Yazılarında sık sık Hıristiyanlığı tenkid etti. Daha önce Kant'ın etkisinde kalarak yazdığı yazılarını tekrar gözden geçirdi. Bu yazılarının gerçekleri yansıtmadığını görerek, yazdığı yeni denemelerinde Kant'ı tenkid etti.
Babasının ölümünden sonra 1801'de Jena'ya giderek üniversite öğretim üyesi oldu. Tübingen'den arkadaşı olan genç Schelling'in üniversitede verdiği dersleri dinledi. Schelling ile birlikte bir çeşit edebiyat gazetesi olan Kritisches Journal der Philosophie (Tenkidli Felsefe Gazetesi)yi kurdu. Bu gazetede Kant'ın, Fichte'nin, Schelling'in eserleri ve şüphecilik üzerine yazılar neşretti. Schelling'in fikirlerini benimsemesine rağmen birçok hususta onun görüşlerini paylaşmadığını açıkladı. Etrafına topladığı az sayıda öğrenciye mantık ve metafizik dersleri verdi. Birkaç yıl içinde öğrencilerinin sayısı arttı. Derslerinde kurmak istediği felsefe sistemini anlattı. Schelling'ten gitgide uzaklaştı. 1805'te olağanüstü profesörlüğe getirildi. 1807'de Phanomenologie des Geistes (Rûhun Fenomenolojisi) adlı ilk felsefe eserini yazdı. Bir ara meslek değiştirerek Bamberger Zeitung Gazetesi'nin siyâsî redaktörlüğünü yaptı. 1808'de Nürnberg'e giderek bir ortaöğretim kurumuna müdür oldu. Sekiz yıl süreyle bu vazifeyi yürüttüğü sırada düşüncelerini Philosophische Propadeutik (Felsefeye Hazırlık) adlı eserinde bir tür özet sistemi hâline getirdi. Wissenschaft der Logik (Mantık Bilimi) adlı eserini yazdı. Hegel bu eserinde geleneksel mantığın şekilciliğinden kesin olarak ayrıldığını belirterek antik metafiziğin yerini alabilecek bir spekülatif mantık kurmaya girişti.
1816'da Heidelberg Üniversitesinin felsefe kürsüsünde vazife alarak Ana Çizgileriyle Felsefe Bilimleri Ansiklopedisi (Encyklopadie der Philosophischen Wissenschaften Grundrissede) adlı eserinde felsefesini bir bütün olarak açıkladı. 1818'de Berlin Üniversitesinde Ficthe'nin ölümünden beri boş olan felsefe kürsüsünü devraldı. Hukuk Felsefesinin İlkeleri (Grundlinien der Philosophie des Rechts) adlı eserini yayımlandı. İktisâdî ve siyâsî toplum anlayışını bu eserde derli toplu biçimde ortaya koydu. İktidârın kullanılmasının en akla yatkın biçimi olarak düşündüğü meşrûtî monarşi dışındaki diğer sistemleri tenkid etti. 1818'den ölümüne kadar Berlin Üniversitesindeki felsefe profesörlüğü sırasında felsefe sisteminin; târih felsefesi, felsefe târihi, hukuk felsefesi, din felsefesi bölümlerini titizlikle öğretti. Kendisinin ve öğrencilerinin notları, felsefesini benimseyen kimseler tarafından toplanıp ölümünden sonra Berlin Dersleri (Berliner Vorlesungen) adıyla yayımlandı.
1822'de Hollanda'ya, 1824'te Viyana'ya, 1827'de Paris'e giden Hegel, 1827'den başlayarak Berlin'de Jahrbücher für Wissenschaftliche Kritik adlı dergiyi çıkardı. 1830 devriminin sarsıntısından etkilendi. 1831'de Prusya Hükümdarı Friedrich Wilhelm tarafından bir madalyayla onurlandırıldı. Logik adlı eserinin ilk bölümünü gözden geçirdikten sonra tutulduğu kolera hastalığından kurtulamayarak 14 Kasım 1831'de Berlin'de öldü.
Gençliğinde bile ihtiyar görünen Hegel, konuşmakta sıkıntı çeken, ders anlatırken bile huzursuz davranan biriydi. Düşüncesi zıtlıkları birleştirme, kendisinden önce gelen parça parça ve çelişkili düşüncelerin hepsini toplama ve aşma kaygısını taşıyordu. Bu sebeple hem idealist hem gerçekçi olabiliyor, düşünce sistemi çeşitli düşünürler tarafından değişik yönlere yorumlanabiliyordu. Hegel'in felsefî düşünce sistemi sağlığında olduğu gibi ölümünden sonra da taraftar buldu. Başta Fransa ve İtalya olmak üzere başka Avrupa ülkelerine de yayıldı. Kendisinden sonra Hegelcilik adıyla yayılan felsefî sistemi Varoluşçuluk, Marksizm, Olguculuk ve Analitik felsefe gibi birbirinden çok değişik akımların gelişmesini etkiledi.
Ortodoks Hegelcilik,Yeni Hegelcilik ve Genç Hegelciler gibi kısımlara ayrılan Hegelcilikten, Komünizmin kurucularından Marx ve Engels gibi kimseler de etkilenmişlerdir.Bu yüzden Hegel, komünizmin üç ayağından biri olarak nitelendirilmiştir. Hegelciliğin diyalektik metodunu benimseyen Marksizm bu metodu metafizik bir muhtevaya değil de maddeci bir muhtevaya uygulamıştır. Fenomenoloji, varoluşçuluk gibi modern felsefe akımları üzerinde de Hegel'in dolaylı olarak etkisi görülmektedir.
Hegel'in felsefî sistemine diyalektik idealizm veya idealizm adı verildi. Çünkü bu felsefe; düşünce, fikir ruh ve kafa üzerinde duruyordu. Hegel realite eşyâ değildir, fikirlerdir dedi. Hegel kantite (kemiyet), kalite (keyfiyet), esas (öz), görünüş, ihtimal tesadüf, ihtiyaç realite ve diğerlerinden meydana gelmiş ?mantıkî kategoriler? denen bir kavram sistemi meydana getirdi. Bu kavramların insana bağlı olmaksızın var olduklarını, statik değil dinamik olduklarını söyledi. Bu dinamik formların bütününe fikir veya mutlak adını verdi. Hegel'e göre; Mutlak nihâî realitedir, tabiatın kaynağıdır ve tabiat vâsıtasıyla da aklın kaynağıdır. Kategoriler arasındaki bağlantı diyalektiktir.Yâni bu bağlantı öylesine kurulmuştur ki, bunlardan herhangi biri tedkik edildiği takdirde, bu bağlantıdan diğerine geçildiği görülecektir.Mutlak, sâdece düşüncenin bütünlüğü değil, tecrübenin de tamâmıdır. Beşerî hâdiselerin akışı olan târih dinamik formlar gibi aynı diyalektik işlemi gösterir.Beşerî davranışların ve beşerî müesseselerin bütün unsurları zıtlarını (karşıtlarını) hâsıl ederek yeni eşyâda ilk iki zıt terimi ihtivâ etmesine rağmen, onların da üstüne çıkan sentezlere doğru meyleder. Her sentez mağlub edilmiş ve hüküm giymiş bir çelişkidir.Mutlak dışında hiçbir şey realitenin tamâmını ihtivâ etmez ve herhangi bir eşyânın ihtivâ ettiği mutlakla olan ilişkiler ile ele alındığı takdirde daha çok veya daha az dereceyle realiteyi, aklı ve hakikati sinesinde barındırır.
Hegel'e göre: Tamamlanmış fikre her zaman üç merhale sonunda erişilir.Birinci merhale orijinal fikrin ihtivâ ettiği pozitif hakikatın belirtilmesidir. O buna ?tez? adını verir. Tez kendi içinde çelişkisini saklar. Buna, yâni fikrin gelişmesinin ikinci safhasına da ?antitez? adını verir. Antitez daha ziyâde tezin muhtevâsının bir kısmını inkar ederek ilk fikri vasıflandırır veya sınıflandırır. Antitez tezde yaratılıştan mevcut olan hatâya hücumdur ve bir bakıma dolaylı olarak hakikatın müsbet bir muhtevâsına sâhip bulunduğu söylenebilir.Tezin reddedilmekte devam edilişi Hegel'in sentez dediği gelişmiş fikri temsil eden üçüncü merhaleyi meydana çıkarır.Sentez, tezde ve antitezdeki hakikatleri birleştirir. Hegel'e göre fikrin gelişmesi, fikrin kendi tabiatının neticesidir. Fikir kendi çelişkilerini ihtivâ ettiğinden fikrin ve tezin ortaya sürülmesi antitezi ve antitez de sentezi meydana getirir.Bu işlem, mutlağın sâdece bir kısmını temsil ettiği müddetçe sınırsızca devam edebilir. Gelişmiş fikir, yâni sentez kendi sırası gelince yeni bir diyalektik işlemin tezi olur ve ondan da daha fazla gelişmiş bir fikir ortaya çıkar.
Hegel'in bu görüşlerinden hareket eden kimseler onun ölümünden sonra temelde iki ekole ayrıldılar. Bir kısmı idealizmin etkisi altındaydı. İkinci kısım ise Marx'ın da katıldığı diğer grup solcu Hegelcilerdi. Bu grup komünizmin doğuşunu hazırlamıştı.
Hegel'in başlıca eserleri şunlardır: Îsâ'nın Hayâtı (Leben Jesu), Müsbet Din Fikrinin Tenkidi, MantıkBilimi (Logik), Felsefî Bilimler Ansiklopedisi (Enzyklopadie der Philosophischen Wissenschaften in Grundriss), Hukuk Felsefesinin İlkeleri (Grundlinien der Philosophie der Rechts), Târih Felsefesi Üzerine Dersler (Vorle Sungen Über die Philosophie der Geschichte), Estetik (Asthetik), Din Felsefesi, Tabiat Felsefesi, Ruh Felsefesi.