Rehber | Kategoriler | Konular
HECE VEZNi
bir nazım ölçüsü. Bir şiirdeki mısraların aynı sayıda heceden meydana gelmesi esâsına dayanır. Eskiden buna hesâb-ı benân (parmak hesabı) da denilirdi. Türklerin şiirde asıl olarak kendilerine has ölçüsü hece veznidir.
Hece vezninin mâzisi, en eski Türk edebiyâtı vezinlerine kadar uzanır. Orta Asya devrinden kalma ve İslâmiyetten önceki devirlere âit Türk edebiyâtı örneklerinin ufak tefek aksamalar hâriç hece vezniyle yazıldığı görülür. Türkler, Müslüman olduktan sonra öğrendikleri Arap ve Fars (İran) dilleri ve edebiyatlarından bâzı ilmî, dînî ve içtimâî kelimelerle birlikte, aruz veznini de alarak bu veznin bahirleriyle mükemmel şiirler yazdılar ve bir Türk aruzu meydana getirdiler. Bu bakımdan aruz vezni de millîleşmiş oldu. Ancak bu vezin daha çok büyük şehirlerde, devlet büyüklerinin çevrelerinde ve ilim muhitlerinde kullanılmış, halk içinde yetişen şâirler, asırlar boyu hece vezni ile yazıp söylemeye devâm etmişlerdir. Hece vezni böylece günümüze kadar gelmiş, 20. yüzyıl başlarında ortaya çıkan millî edebiyât cereyanının ve daha sonra gelen şâirlerin tercih ettikleri bir nazım ölçüsü olmuştur.
Hece vezni ile yazılmış bir şiirde, bütün mısralarda aynı sayıda hece bulunur. Heceler, tek tek sayılarak o şiirin hangi hece ölçüsüyle yazıldığı anlaşılır. Hece vezninde bir'li heceden başlayarak 16 ve 20 heceliye kadar yazılanlar olmuşsa da en çok kullanılmışı, en işleği 4+3=7, 4+4+3=11, 6+5=11, 4+4=8'li şekilleridir. Hece vezninde, mısralardaki kelimelerin gruplanışından doğan ayrım yerlerine durak denir.
Durakların ayrılması keyfî olmayıp belli esasları vardır. Mısralar okunurken duraklarda hafifçe durulur. Duraklar hecede âhengin rûhu gibidir. Bu kelimenin bir hecesi bir durakta kalır da diğer heceleri öbür durağa geçerse âhenk bozulur. Bu, şâir için eksiklik ve kusur sayılmasına rağmen bâzı şiirlerde rastlanır. Bu bakımdan kelimelerin duraklara bölünüşü ustalık ve dikkat isteyen bir iştir. Böylece hece vezniyle yazılmış bir şiirin incelenmesinde vezni söylenirken hece sayısının yanısıra durakları da belirtilir. Meselâ:
Bir üs ta da / ol sam çı rak
Bir o lur du / ya kın ı rak
4 + 4 = 8
Bu iki mısraın alındığı şiir, hece vezninin 4+4 duraklı 8'li kalıbıyla yazılmıştır, denir. Bunun gibi:
İh ti da Bağ da da / se fer o lan da
At la dı hen de ği / geç ti genç Os man
6 + 5 = 11
Kayıkçı Kul Mustafa'nın destan tarzında söylediği bu şiir, hece vezninin 6+5 duraklı, 11'li kalıbıyla yazılmıştır denir.
Halk edebiyâtında 4+3=7 ve 4+4=8 hece kalıpları daha çok ilâhî, nefes, semâî ve mânilerde kullanılmış 4+4+3=11 ve 6+5=11'li kalıplar da âdetâ koşmalara has hece ölçüleri olmuştur. (Bkz. Nazım Şekilleri)
Hece vezninin ölçüleriyle duraklarının şu şekilde olması gerekir:
7 heceliler(4+3)olarak 2 duraklı
8 heceliler(4+4)olarak 2 duraklı
10 heceliler(5+5)olarak 2 duraklı
11 heceliler(3+3+3+2)olarak 4 duraklı, yâhut
(4+4+3)olarak 3 duraklı, yâhut
(6+5)olarak 2 duraklı
12 heceliler(6+6)olarak 2, yâhut
(7+5)olarak 2 duraklı
13 heceliler(8+5)olarak 2 duraklı
14 heceliler(4+3+4+3)olarak 4 duraklı, yâhut
(7+7)olarak 2 duraklı
15 heceliler(4+4+4+3)olarak 4 duraklı
16 heceliler(4+4+4+4)olarak 4 duraklı