Rehber | Kategoriler | Konular
HALDUN TANER
Türk hikâye ve oyun yazarı. Son Osmanlı Meclis-i Meb'ûsânında İstanbul milletvekili olarak bulunan ve İstanbul Darülfünûn (Üniversitesi) Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ahmed Selâhaddin Beyin oğludur. 1915 senesinde İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdikten sonra yüksek tahsil için Almanya'nın Heidelberg Üniversitesine bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesine girdi. Bir müddet sonra tüberküloza (vereme) yakalandığı için öğrenimini tamamlayamadan 1938'de Türkiye'ye döndü. 1950'de İstanbul Üniversitesi Edebiyât Fakültesi Alman Filolojisi ve Sanat Tarihi bölümünü bitirdi ve aynı fakültenin Sanat Târihi kürsüsünde asistan oldu. Sonra Viyana'ya giderek Mox Reinhardt Tiyatro Akademisinde okudu. Viyana tiyatrolarında reji asistanı olarak çalıştı. 1957'de tekrar Türkiye'ye döndü. Çeşitli fakülte ve yüksek okullarda tiyatro târihi dersleri verdi. Ayrıca Tercüman ve Milliyet gazetelerinde köşe yazıları yazdı.
Edebiyat dünyâsıyla talebelik yıllarından îtibâren tanışan Haldun Taner ilk hikâyelerini 1944'te yazmaya başladı. 1954'ten sonra çalışmalarını tiyatroya verdi. Skeçler yazdı. Eserlerinde daha çok büyük şehirlerdeki bozulmuş, gösterişçi, züppe, iki yüzlü çevreleri anlattı. Köy hikâyeleri yazmadığı gibi, belli bir sınıfın savunma veya kınanmasını da açıktan açığa yapmadı. Ancak daha sonraki oyunlarında moda olan sosyalist görüşlere ve düzen değiştirme çabalarına katıldı. Yahûdî asıllıAlman oyun yazarı Bertholt Brecth'in etkisinde kaldı. O da Brecth gibi siyâsî ve Marksist fikirleri epik tiyatroyla ortaya koymaya çalıştı.
Epik tiyatroda oyuncu belli bir bildiriyle ortaya çıkar; dekor seyirciyi uyarıcı biçimdedir; oyuncu-seyirci arasında bir tartışma ortamı bulunur. Seyirci mizah yoluyla düşünceye sevk edilir. Epik tiyatronun Türkiye'deki ilk temsilcisi olan Haldun Taner 1960'lı yıllardan itibâren Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım ve Vatan Kurtaran Şaban gibi oyunlarıyla dikkatleri üzerine çekti. 1967'de Ahmed Gülhan, Zeki Alasya ve Metin Akpınar'la birlikte kurdukları ve ortaoyunu ile tulûattan faydalanarak yazdığı kabare türü tiyatronun da öncüsü oldu. (Kabare; Fransızca ?meyhâne? mânâsına da gelen, çeşitli gösterilerin yapıldığı eğlence yeridir.)
Birçok hikâyelerinde, insanlara, topluma, şüpheyle ve biraz da tiksinmiş olarak bakan Haldun Taner yerici ve alaylı ifâdelerle insanları dönek, ikiyüzlü, ahlâksız olarak niteledi. Ona göre: İnsanların bir kısmı silik, ezik, bir kenarda kalmış veya dengesiz yaratıklardır. Hele kadınlar iyice hafif, yalnız para, konfor ve erkek düşkünüdürler. İnsanların büyük bir kısmı ise; kompleksler, dolapçılıklar, çıkarcılıklar içindedir.
Haldun Taner'in hikâye ve oyunlarında başı sonu belli entrikalı, sürprizli, güldürücü olaylar vardır. Sosyete çevrelerinin, yeni zenginlerin, şımarık kadınlarla kızların, yabancı hayranlığında baygınlaşmış bütün değerlerden kopmuş tiplerin başlarından geçenler anlatılır. Mizah, hiciv ve alay tarzında işlenen eserlerde ahlâk dışı söz ve davranışlar, genel ahlâka olumsuz yönde tesir etmiş; genç ve kültürsüz kesimlerde tahribâta sebep olmuş; Türk sinema ve tiyatrosunun eğitici ve öğreticilikten ziyade ahlâksızlığa özendirici bir şekilde gelişmesine öncülük etmiştir.
Haldun Taner, hikâye ve tiyatro tarzında yazdığı eserleriyle Türkiye çapında ve milletlerarası seviyede tertiplenen yarışmalarda çeşitli dereceler aldı. Hikâyeleri Almancaya, Gürcüceye çevrildi ve çeşitli antolojilere girdi. Tuş adlı hikâyesi ve Keşanlı Ali Destanı adlı oyunu filme alındı. Haldun Taner, 7 Mayıs 1986'da İstanbul'da öldü.
Eserleri:
Tiyatro eserleri: Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Fazilet Eczânesi, Günün Adamı, Dışarıdakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Zilli Zarife, Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i Stanbul ki, Lütfen Dokunmayın, Huzur Çıkmazı, Ay Işığında Şamata, Astronot Niyâzi, Dev Aynası, Yar Bana Bir Eğlence, Hayırdır İnşallah vb.
Hikayeleri: Yaşasın Demokrasi, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, Tuş, Ayışığında Çalışkur, Konçinalar, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü.
Fıkra, gezi türü eserleri: Hak Dostum Diye Başlayım Söze, Devekuşuna Mektuplar, Düşsem Yollara Yollara, Ölür İse Ten Ölür Canlar Ölesi Değil, Yaz Boz Tahtası, Berlin Mektupları, Koyma Akıl Oyma Akıl, Önce İnsan Olmak.