Rehber | Kategoriler | Konular

YENi CaMii

İstanbul-Eminönü'ndeki Türk-İslâm mîmârisinin zarif muhteşem mâbedi. Câminin bulunduğu yerde daha önceleri Sirkeci'ye doğru uzanan bir Yahûdî Mahallesi vardı. Sultan Üçüncü Murâd'ın eşi Safiye Sultan burada câmi yaptırmak isteyince binâların değeri iki misli ödenerek istimlâk edildi. Mîmar Sinân'ın talebelerinden Başmîmar Dâvûd Ağa, 1597'de câminin yapımına başladı. İnşaatın arsasının denizin hemen yanında ve sonradan doldurulmuş olması sebebiyle temelde çıkan suyu boşalttıran Dâvûd Ağa, büyük kazıklar çaktırıp, başlarını kurşun kuşaklarla birleştirdi. Binânın temel taşlarını bu tabanlara oturtarak câminin zelzele ve dış tesirlere karşı korunmasını temin etti.

Dâvûd Ağanın bir yıl kadar sonra vebâdan ölümü üzerine suyolu Nâzırı Dalgıç Ahmed Çavuş inşaata devam etti. Safiye Sultan 1605'te ölünce câmi, 59 yıl yarım vaziyette kaldı. Sultan Dördüncü Mehmed'in annesi Turhan Sultan hassa mîmarı Mustafa Efendiyi câmiyi ilk plânına uygun şekilde bitirmekle vazifelendirdi. Câmi 1663 yılında Rebîülâhir ayının beşinci günü Cumâ namazında ibâdete açıldı. Câminin genel görünüşü fevkalâde güzeldir. Göze ağır ve kaba gelen hiçbir tarafı yoktur. Mavi ve yeşil çinilerle ahenkli olarak süslenmiş dört büyük sütun üzerinde oturtulan kubbenin çapı 17,5 m yüksekliği ise 36 metredir. Dış görünüşte ana kubbenin etrâfında küçük kubbeler vardır. Beyaz mermerden yapılan minber tek kelimeyle şaheserdir. Câminin her tarafını kaplayan çinilerin şekillerindeki güzellik, pencerelere konan camların rengindeki ahenk, aydınlatmanın verdiği rahatlık bu güzel câmiye ayrı bir hava vermektedir. Pencere ve kapıların sedef kakmalı kapaklarında zarif bir işçilik görülür.

Câminin beş kapısı, iç avluya bakan iki köşede üçer şerefeli iki minâresi vardır. Câmiye gelen Vâlide Sultanlar için yapılan kasr, câminin bir parçasıdır. Bu kasrın bütün odaları baştan başa çinilerle süslüdür. ?Vâlide Câmii?, ?Yeni VâlideCâmii? adlarıyla da anılan bu muazzam binâ, kasr, darülkurra, mektep, türbe, hazire, Sultan Üçüncü Ahmed tarafından yaptırılan kütüphâne ve muvakkithâne ile bir külliye hâlindeydi. Bugün Mısır Çarşısı adıyla anılan yapılar da câminin müştemilâtındandı.


Konular