Rehber | Kategoriler | Konular

SOREKS (Sorex)

Alm. Spitzmaus, Fr. Musaraigne, İng. Sherw. Familyası: Soreksgiller (Soricidae). Yaşadığı yerler: Orman ve su kenarlarında ağaç kovuklarında, inlerde ve eski duvar deliklerinde. Özellikleri: Sıçanımsı görünüşlü, yumuşak tüylü olup ağızları hortum gibi uzamıştır. Kuyruk diplerinde koku bezleri bulunur. Küçük hayvanlarla beslenir. Ömrü: 1,5 yıl kadardır. Çeşitleri: Yüzlerce türü mevcut olup 34 türü bilinmektedir. Orman soreksi (Sorex araneus), küçük soreks (S.minutus), ak-kuyruklu soreks (Pachura etrusca) meşhurlarıdır.

Soreksgiller âilesinden olan böcekçil türlerin çoğuna verilen genel ad. Dünyânın en küçük memelileri, soreks âilesinin bireyleri arasından çıkar. Sıçanımsı görünüşleri olmakla berâber, fâreler gibi kemirici değildir. Kesici sivri dişleri olan, çoğu gececi etçil memelilerdir. Oldukça uzun ve sivri kafalı, hortuma benzer burunludur. Dünyânın çeşitli yerlerinde yaşayan birçok çeşidi vardır. Tropik kuşakta, çölde ve soğuk bölgelerde sorekslere rastlamak mümkündür. Virginia'da, Maryland'da ve Kuzey Karolina'da bulunan 7,5 cm boyundaki cüce soreksler KuzeyAmerika'nın en küçük memelileridir.

Soreks o kadar vahşi ve yırtıcıdır ki, kendisinin birkaç misli büyüklükteki hayvanlara saldırmaktan çekinmez, onu hiçbir şey korkutamaz.

Dünyânın en vahşi hayvanı hangisidir, diye ortaya bir soru atılsa, acaba ne söylenirdi? Herhalde çoğumuzun aklına evvelâ aslan, kaplan veya ayı gelirdi. Halbuki yapılan araştırmalar, en vahşi hayvanın bunlardan hiçbirinin olmadığını ortaya çıkarmıştır. En yırtıcı ve savaşçı hayvan küçücük bir memeli olan sorekstir.

Kafesteki yılanlarını fâre ile besleyen bir araştırmacı, yanlışlıkla kafesin içine bir soreks attı. Ertesi günü kafeslere bakmaya gelince, şaşkınlık içinde kaldı. Yılanlar kafeste yoktu. Kafesin içinde sadece soreks vardı. Boş kafesin içinde büyük bir hırsla bir oraya bir buraya koşuşuyor, daha fazla yılan arıyordu. Kafesteki yılanların hepsini yiyip bitirmişti. İki soreksi aynı kafese koymak da çok tehlikelidir. Çünkü bir iki dakika içinde ancak bir tânesi kalır. Üstün gelen, diğerini parçalayarak herşeyini yer, bitirir.

Soreksin o kadar iştahı vardır ki, her gece kendi ağırlığının en az üç misli kadar yer. Her üç saatte bir ise kendi ağırlığı kadar yiyecek yer. Vücut metabolizması çok hızlı olduğundan çok fazla enerji harcar. Buna göre de çok yemek zorundadır. Metabolizmaları o kadar hızlıdır ki, bâzan kalp atışları dakikada 1200 olur. Eğer yiyecek bulamazsa, bir günden daha az bir zaman içinde ölür.

Çoğumuz soreks görmemiştir. Fakat birçok ülkenin kırsal bölümlerinde en çok rastlanan hayvanlardandır. Otlar arasında yiyecek arayan bir soreksin kadife gibi koyu gri veya lacivert kürkünü fark etmek oldukça güçtür. Bitmek bilmeyen bir yiyecek arama peşindedir. Hortuma benzer burnunu devamlı sağa sola oynatarak av kokusu arar. Koku alma duyusu görme duyusundan çok daha kuvvetlidir.

Soreks, gündüz toprak altı inlerinde barınır. Gece avlanmaya çıkar. Değişik boy ve ağırlıkta yüzlerce soreks türü mevcuttur. Hatta durgun suyu bol olan göl ve ırmaklarda yaşayan ve çok iyi yüzen su soreksleri de vardır. Su böceklerinin amansız düşmanıdır. Bâzan balık yakaladığı da olur.

Otların arasında dolaşarak av arayan bir soreks, gözlerinden çok koku duyusunu kullanır. Arasıra hortumunu kaldırır, havayı koklar. Çimlerin arasında böcek, salyangoz, sivrisinek, çekirge ve diğer hayvanları araştırır. Fırıldak gibi çevresinde döner. Bâzan durur havayı tekrar tekrar koklar. Sonra hızla bir noktaya doğru koşar. Ansızın kurulu bir yay gibi sıçrayarak, avını yakalayan bir kaplan gibi kırkayak veya bir çekirgenin üzerine çullanır. Soreks avının küçük veya büyüklüğüne bakmaz. Onun kafasında tek şey vardır: ?Bunu yiyeceğim!? Ne bulursa yer.

İnsanlar tarafından bazen fareyle karıştırılarak öldürülen bu hayvan, aslında çiftçiler için son derece faydalıdır.

Dünyânın en küçük memeli hayvanı, son yıllarda Türkiye'de de bulunduğu fark edilen Etrüsk soreksidir. Akkuyruklu soreks olarak da bilinir. 3-4 cm uzunluk ve 2 gr ağırlığındadır.

Soreksin ancak birkaç tâne tabii düşmanı vardır. Onlar da mîdeleri kuvvetli olan kulaklı orman baykuşu, gelincik ve vaşaktır. Bunlar da her soreks çeşidine saldırmazlar. Kısa kuyruklu soreksleri yerler. Soreksler tehlike ânında mîdelerinden rahatsız edici bir sıvı çıkartırlar.

Soreksten birçok yırtıcı hayvan da çekinir. Avıyla inine dönen bir tilki, ansızın çimlerin arasında kısa kuyruklu bir soreksle karşılaşırsa paniğe kapılarak kaçar. Kaçarken de korkudan avını ağzından düşürür.

Soreksin iki seneden kısa süren hayâtı, otların arasındaki bir çukur veya boş bir kütüğün içindeki ininde başlar. Burada 4-10 adet pembe renkli, bal arısı büyüklüğünde yavru doğar. Anneleri onları 3-4 hafta emzirdikten sonra solucanla beslemeye başlar. Birkaç gün sonra da başlarının çâresine bakmaları için onları terk eder. Yavrular, açlık içinde önlerine gelen canlıya saldırırlar.

Kısa kuyruklu soreksle ilgili yapılan araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Soreksin salyası kobra zehiri kadar tesirlidir. Dişlerini bir canlıya geçirdiğinde, hasmının zihni bulanır, solunum zorluğu başlar ve felç olarak yığılıp kalır. Doymak bilmeyen soreks de onu, tırnaklarına varana kadar yer bitirir ve çevresinde daha var mı diye arar. Tabiat uzmanlarına göre, kısa kuyruklu soreksin zehiri en tehlikeli olanıdır. Diğerleri bu kadar değildir. Böyle olmakla berâber her soreks, korku tanımayan, doymak nedir bilmeyen, zapt edilmez hırs dolu bir canavardır.


Konular