Rehber | Kategoriler | Konular
SOLUCAN (Toprak solucanı= Lumbricus terrestris)
Alm. Ragenwurn (m), Fr. Lombrics, ver de terre (m), İng. Earthworm. Familyası: Topraksolucanıgiller (Lumbriculidae). Yaşadığı yerler: Az nemli topraklarda açtığı tünellerde. Özellikleri: Silindirik vücudu, birçok halkadan meydana gelir. Toprakta çürümüş maddelerle beslenir. Ömrü: 2-6 yıl kadar. Çeşitleri: İki bin kadar türü vardır.
Tarla ve bahçe topraklarında yaşayan, Kıllıayaklılar (Chaetopoda) sınıfının Topraksolucanıgiller familyasından halkalı bir kurt. Boyu 25-30 cm kadardır. Çoğunlukla rengi kırmızımtraktır. Baş tarafı sivri, kuyruk tarafı daha küttür. 120 kadar dairevî halkadan meydana gelir. Alt kısımda, her halkada sürünmesine yardım eden dört çift kitinli kıl bulunur. Derisi ince bir kutikula tabakasıyla kaplıdır. Kurumamak için vücudu, derisindeki küçük deliklerden salgılanan bezlerle devamlı nemli tutulur.
Kurak havalarda 1-2 metre toprağın derinliğine iner. Açtıkları galerilerle toprağın havalanmasında, yağmur sularının süzülmesinde rol oynarlar. Toprak yiyerek içindeki organik maddelerle beslenirler. Geceleri toprak yüzeyine çıkarak besin ararlar. Deliğinden çıktığı zaman yassı kuyruğunu tüneline tutturur. Tehlike ânında hemen kendini içeriye çeker. Nebâtî ve hayvânî besinlerden sert olanlarının üzerini bir çeşit salya ile örterek yumuşatır veya çürütmek için toprağa çeker dışkısıyla toprağı gübreleyerek verimini arttırır. Her on yılda 2-3 cm kalınlığında verimli tarım toprağı üretir.
Gözleri yoktur. Fakat vücudu ışığa, sarsıntılara ve kimyevî maddelere karşı hassastır. Derisiyle solunum yapar. Gerekli oksijen nemli kutikula tabakasından osmozla kılcal damarlara alınır. Oksijen, plazma içinde erimiş olan hemoglobinle birleşerek dokulara taşınır. Dolaşım sistemi kapalıdır. 5 çift halkalı damar, kalp görevi yapar. Kan, sırt damarlarında arkadan öne, karın tarafında ise önden arkaya doğru akar.
Hermofrodittirler, yâni hem erkeklik hem dişilik organları vardır. Eşleşmede her solucan, hem erkek, hem dişi vazifesi görür. Şubat ile ağustos ayları arasında 32-37'nci halkaların arasındaki deri kalınlaşarak bir kemer meydana getirir. Klitellum denen bu kısım, mukus bezleriyle zenginleşir. Eşleşme ânında kemerleriyle birbirlerine yapışarak karşılıklı sperm aktarırlar. Birkaç gün sonra başlarının altında birer koza hâsıl olur. Yumurtayla dolu olan bu koza daha sonra düşer. Solucanlar büyük bir dikkatle bunu toprağa gömerler. Gelişim doğrudan doğruya olup, dört hafta sonra ergine benzer yavrular çıkar. Altı ayda erginleşirler. 2-6 yıl kadar yaşarlar.
Dünyâda 2000 kadar solucan türü vardır. Avustralya'da bir tür 3,5 metre boyunda bir devdir. Bâzıları alkali maddeler salgılayarak kendilerini korurlar. Minik bir türü ise deniz feneri gibi çakar.
Solucanlar, yuttukları toprağın organik maddelerini ayıkladıktan sonra, toprağı dışkı hâlinde çıkarırlar. Yapılan araştırmalar, solucanın sindirim sisteminden geçmiş toprağın daha verimli olduğunu ortaya koymuştur. Açtığı tünellerin yanlarını, çıkardığı salgı ile sıvayarak sertleştirir. Her solucan yılda 250 gram humus üretir. Organik maddelerin humus hâline gelmesinde rol oynayan ?Actinomycetes? denen organizma, solucanın sindirim borusundan geçince yedi misli artmaktadır. Solucan eşsiz bir toprak kimyâgeridir. 4,5 dönümlük bir arâzide ortalama olarak 50.000 kadar solucan bulunur. Bunlar bir yılda 12,5 tonluk kaliteli bahçe toprağı üretirler.
Fazla yağmurlu havalarda toprağa geçen su, onu havasız bıraktığından dışarı çıkar. Havalandırılmış suda ise aç olarak, sekiz ay dayanabilir. Aşırı kurak havalarda derine inerek kurak hava uykusuna yatar. Kışın ise toprağın donma sınırının altına inerek yüzlercesi yumak halinde toplanırlar. Toprağın buzu çözüldüğünde kış uykusundan uyanarak yukarı kısımlara çıkarlar.
Derilerinin altında bulunan halkalı ve uzunlamasına kasların kasılmasıyla hareket ederler. Vücudunu yenileme özellikleri güçlüdür. Başı veya kuyruğu kopsa, büyüyerek kendini tamamlar. Tam ortadan ikiye bölünürse, başın bulunduğu parçadan yeni bir kuyruk meydana gelir. Diğer parça ise, yeni bir başın meydana gelmesi için gerekli üç haftalık sürede besin alamadığından, çoğunlukla dayanamayarak ölür.