Rehber | Kategoriler | Konular

SADRi ERTEM

1900'de İstanbul'da doğdu. Orta öğrenimini Üsküdar Askerî Rüştiyesinde ve Üsküdar Sultânîsinde tamamladı (1914). 1920 yılında Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Anadolu'ya geçerek Millî Mücâdeleye katıldı ve Hakimiyet-i Milliye ile Yeni Gün gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. Cumhûriyetten sonra 1924-1925 yıllarında Son Telgraf'ın başyazarlığını yaparken ?Takrir-i Sükûn Kânunu?na aykırı hareketten İstiklâl Mahkemesinde muhâkeme edildi ve beraat etti. İstanbul'da çeşitli okullarda felsefe hocalığı yaptı. 1927 yılından ölünceye kadar pekçok dergi ve gazetede hikâyeleri, incelemeleri yayınlandı. Matbuat Umum Müdürlüğünde Memleket İşleri Müşâviri olarak çalışırken 1939 yılında Kütahya milletvekili seçilerek parlamentoya girdi. 12 Kasım 1943'te Ankara'da öldü.

Eserleri:

Çıkrıklar Durunca (roman tefrikası ve kitabı, 1931), Silindir Şapka Giyen Köylü (hikâye, 1933), Bacayı İndir, Bacayı Kaldır (hikâye, 1933), Bir Varmış Bir Yokmuş (roman, 1933), Korku (hikâye, 1934), Düşkünler (roman, 1935), Bay Virgül (hikâye, 1935), Bir Şehrin Rûhu (hikâye, 1938), Yol Arkadaşları (gezi türü romanı, 1945).

Ayrıca ikisi gezi notları, biri fıkra-deneme ve altısı inceleme olan başka eserleri de vardır.



SADULLAH PAŞA; Tanzimat devri devlet adamı ve şâir. 1838'de Erzurum'da doğdu. Babası çeşitli illerde vâlilik yapmış Esad Muhlis Paşadır. İyi bir tahsil gören Sadullah Paşa, babasının kontrolünde özel hocalardan Arapça, Farsça, Fıkıh, Akaid, Tabiiyye, Kimyâ veFransızca dersleri aldı.

1853'te ilk memuriyetine başlayarak mâliye Vâridat Kaleminde vazifelendirildi. Üç sene kadar burada çalıştıktan sonra Bâbıâli Tercüme Odasına geçti. Kısa zamanda memuriyette derecesi yükseldi ve sırasıyla Mesahib Kalemine (1866), Şûrâ-yı Devlet Maârif Dâiresi Başmuavinliğine (1868) ve ardından da Başkitâbetine (1870) geldi. Dîvân-ı Hümâyun Tercümanlığına (1871), Dîvân-ı Hümâyun Amedliğine ve Defter-i Hâkânî Nezâretine (1874), Temyiz MahkemesiReisliğine (1876), Ticâret Nezâretine ve Sultan Murâd'ın tahta geçmesiyle de Mâbeyn Başkâtipliğine (1876) tâyin edildi.

Sultan İkinci Abdülhamîd Han zamânında Bulgaristan Meselesini yerinde incelemek üzere Filibe'ye gönderilen komisyona başkanlık yaptı. Bu vazîfesini tamamladıktan sonra Berlin'e elçi olarak gönderildi. Buradayken Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı. Berlin'deki başarılı çalışmalarından dolayı vezirlik rütbesi verildi (1881). 1883'te Viyana Büyükelçiliğine tayin edildi. Ölümüne kadar burada kaldı. 1891'de Viyana'da intihar etti. Cenâzesi İstanbul'a getirilerek Sultan Mahmûd Hanın türbesinin bahçesine gömüldü.

Sadullah Paşa, devlet adamlığı yanında edebiyatla da uğraşmıştır. Fakat yazdıklarının pek çoğu ele geçmemiştir. Yazdıklarının içinde en önemlisi On dokuzuncu Asır manzumesidir. Bu manzumede batının ilerlediği müsbet ilimlere, Türklerin de ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır. Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. Berlin Mektupları, Charlottenbourg Sarayı, Paris Ekspozisyonu, Cevdet Paşaya Mektub bilinen eserleridir. Berlin Mektupları, Tanzimat devri seyahat edebiyatının ilk örnekleridir.


Konular