Rehber | Kategoriler | Konular
PULSAR
Alm. Pulsar (n), Fr. Pulsar (m), İng. Pulsar (pulsating star). Radyo dalgaları şeklinde muntazam vuruş ve akışlar yayan küçük yıldız. Bu yıldızın teşekkülü astronomların varsayımlarına göre şöyledir:
Milyonlarca senelik bir parlayıştan sonra nükleer yakıtını tüketen bir yıldız önce sarsılmaya, sönmeye ve çözülmeye başlar. Kütlesi çok büyümüştür. Kırmızı dev adı verilen bu safhadan sonra, yıldız beyaz cüce hâlini alır. Bu safhada kütlesini büyük ölçüde kaybetmiş, fakat büyük ölçüde de yoğunlaşmıştır. Yıldızın küçülmesi bu safhada da durmaz. Git gide artan çekim sebebiyle başdöndürücü bir hız alır ve yoğunlaşma da aynı hızla devam eder. Nihâyet bu büzülme yıldızın eski ölçülerine göre mini mini hâle gelmesine kadar sürer. Böylece pulsar denilen olağanüstü gökcismi ortaya çıkar. Ölçüleri de ekseriya küçük bir uydunun veya bir asteroidinkinden fazla değildir. Fakat yoğunluğu aklın alamayacağı kadar büyümüştür. Bir kıyaslama yapılırsa, suyun yoğunluğunun 100 milyon katıdır denilebilir. Bu ölçüye göre pulsardaki maddenin bir santimetre kübü, ağırlık olarak 100 milyon ton gelecektir. Pulsardaki bir çay kaşığı maddeyi kaldırabilmek için, limanlarda herbiri 50 ton yük kaldıran dev vinçlerden iki milyon adet gerekecek veya bu maddeyi taşıyabilmek için de, dört milyondan fazla büyük kamyon lâzım olacaktır. Bu açıklamalara göre pulsar denilen yıldızların bir gram maddesinde bu kadar dehşetli bir gücün saklanması, bunu yaratanın kudretinin yüceliği karşısında insanoğlunu acze, hayranlık, hayret ve şaşkınlığa düşürmektedir.
Pulsardaki olağanüstü madde iki hâldedir: Katı ve sıvı. Katı madde son derece yoğun olması yanında aklın alamayacağı kadar serttir. Saç teli çapında bir parçası Boğaziçi Köprüsünün ayaklarından daha dayanıklıdır. Sıvı maddenin ise çok değişik özellikleri vardır. Bu sıvı için sürtünme ve aşınma diye bir şey yoktur. Süpersıvı adı verilen bu akarmaddenin bir bardak içinde karıştırıldığını kabul edersek, bu hareketini, başkaca müdâhale edilmeksizin sonsuza kadar sürdürür.
Kabuğunda yoğun manyetik alanlar olduğundan pulsarı yeryüzünden anlamak ve görmek mümkündür. Pulsar durmaksızın kendi etrafında döndüğü için (kendi çevrelerinde bir sâniyede binlerce defâ) sözü edilen manyetik alanlar dev bir anten vazifesi yapar ve yıldızdan radyo dalgaları biçiminde vuruş ve atışların çıkmasına sebep olur. Bu şekilde uzaya yayılan dalgalar, yeryüzündeki uzayın kulaklarına, yâni radyo-teleskoplara kadar ulaşmakta ve ?uzayın kalbinin sesi? bize kadar gelmektedir.
İlk pulsar, 1967 senesinde Cambridge Üniversitesinde ilim adamları tarafından keşfedilmiştir. CP1919 ismi verilen bu pulsarın neşrettiği radyo dalgalarının peryodu 1.337 sâniye idi. Daha sonraki faaliyetler ve radyo-teleskoplarla yapılan çalışmalarla tespit edilen pulsar sayısı 300'ü bulmuştur.
H.Y.Chin, R.Lynds ve S.P.Maran, ?Pulsar Avcısı? olarak adlandırılan elektronik fotoğraf makinası ile Yengeç Pulsarının peryodik aralarla enerji yayarken neşrettiği ışık noktalarının seri halde resmini çekmeye muvaffak olmuşlardır. Her bir ışıma arasındaki peryod sâniyenin 30'da biridir.