Rehber | Kategoriler | Konular
NECCaRZaDE
on sekizinci asırda İstanbul'da yetişen âlim ve velîlerden. Resûlullah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) âşıklarından idi. Beşiktaş'ta doğdu. İsmi Mustafa Rızâeddîn'dir. Babası marangoz olduğu için, Neccârzâde veya Dülgerzâde denildi.
Mükemmel bir tahsil gördükten sonra, Celvetî şeyhlerinden Fenâyî Mustafa Efendiye derviş olmuştu. Daha sonra Edirne'ye giderek orada bulunan Nakşibendî şeyhlerinden Arabzâde Muhammed İlmî Efendiye talebe oldu, hizmet ve sohbetlerinde olgunlaşarak diploma aldı. Beşiktaş'taki Sinân Paşa Câmii yanındaki Nakşibendî Tekkesinde şeyh oldu. Otuz sene müddetle burada Hak âşıklarına ilim, feyz ve ışık saçtı. 1746 Muharrem ayında vefât ederek, aynı yerdeki türbesine defnedildi.
Divan edebiyatında Resûlullah efendimizin mübârek evsâfında nât-ı şerîf nazmedenlerin en üstünlerinden ve önde gelenlerindendir. Âşıkâne söylenmiş nât-ı şerîflerle dolu olan Dîvân'ı basılmıştır. Yazma nüshâları da çeşitli kütüphânelerimizde bulunmaktadır. Bu şahaserinden başka, Şeyh Muhammed-i Semerkandî hazretlerinin tasavvuf ve tarîkatla ilgili bir eserini tercüme ederek Muhtasar-ül-Velâye adını vermiştir. Bu eseri de basılmış olup, kıymetli bilgileri ihtivâ etmektedir. Hayâtı ve menkibeleri, dervişlerinden Ömer Nüzhet Efendi tarafından yazılmış ve Menkabe-i Evliyâiye fi Ahvâl-i Rızâiye adı ile basılmıştır. Neccârzâde Şeyh Rızâeddîn Efendi kuddise sirruh zâhir ve bâtın ilimlerinde mütehassıstı. Yâni, İslâmi ilimlerde, tasavvuf bilgilerinde yüksek bir mertebede idi.
Dîvân'ından
Dil bülbül-i şevkın ile nâlân olsun
Sahn-ı emelim tâze gülistân olsun
Kandîl-i Şebîstân-ı hayâlim yâ Rab
Envâr-ı cemâlinle fürûzân olsun