Rehber | Kategoriler | Konular
MENZiL
Osmanlı Devletinde merkezle idârî birimler arasında haberleşmeyi sağlamak, emir ve fermânları istenilen yere zamânında ulaştırmak için kurulan konak merkezi. Osmanlı Devletinde Dîvân-ı Hümâyûndan çıkan emirleri zamânında ilgililere yetiştirmek önemli bir işti. Hazîne gelirlerinin büyük bir kısmını meydana getiren vergilerin vaktinde toplanması, asker sevki ve benzeri bütün işlerin halli, merkezden gönderilen emirlerle yaptırılmaktaydı. Bu emir ve fermanların istenilen yere zamânında ulaştırılması için ana yolların geçtiği şehir ve kasabalarda uygun aralıklarla ?menzil? denilen durak evleri yapıldı. Böylece çok geniş bir alanda yayılmış bulunan Osmanlı Devleti, haberleşmeyi menzil teşkilâtı ile sağladı.
Osmanlılarda menzil teşkilâtının on altıncı asırdan îtibâren hizmet verdiği bilinmektedir. Devletin kuruluş yıllarında haberleşmenin ulaklar vâsıtasıyla yapıldığı ve bunların belirli yerlerde mola verme ve at değiştirmeleri için özel ulaşım merkezleri bulunduğu bilinmekte ise de teşkilâtı hakkında hiçbir bilgi yoktur.
On altıncı yüzyıldan îtibâren menziller ve bu teşkilâtın görevlileri, Defterdâr kapısının Mevkûfât Kalemine âit, Menzil Halîfeliğine bağlıydılar. Burada bulunan Menzil Halîfesi Kalemi, hayvanlarla yapılan posta ve menzil muâmelâtına bakardı. Haber getirip götüren ulaklar menzillerde dinlenir, ihtiyâçlarını görür ve at değiştirirlerdi. Menzillerde, menzilci denilen bir idâreci ile hayvanların bakımı ile uğraşan hademeler vardı. Ayrıca menzillerde koruyuculuk görevi yapan ve sürücülere yol gösteren kimseler de olup, bunlara kulaksızlar denilirdi.
Menzillerde ne kadar at ve kılavuz bulunacağı ve yıllık beygir ücretleri ile diğer masraflar, Menzilci tâyini sırasında tesbit edilirdi. Her menzildeki at ve kılavuz sayısı değiştiği gibi, masraflar da buna göre artıp eksilirdi. Menzil masraflarının bir kısmı menzil nerede kurulmuşsa, o yer halkının avârız akçesinden, bir kısmı ulaklardan, önemli bir bölümü de Hazîne-i âmireden karşılanırdı.
Menzil yolları stratejik ve askerî ihtiyaçlara göre değiştirilirdi. Meselâ, Rumeli'deki menzilhâneler, o bölgedeki savaşlar sebebiyle çok zorlandı ve 1691'de Köprülüzâde Mustafa Paşanın buyruldusu ile yeniden düzenlendi.
1834 yılında ise, menzil sisteminin yanısıra posta teşkilâtı kurulmaya başlandı. Nitekim Üsküdar'dan İznik'e kadar olan yol tâmir edildikten sonra, ilk posta arabası bu arada çalıştırıldı. 1839 yılından sonra öncelikle İstanbul-Edirne ve İstanbul-İzmir arasında, sonra da diğer vilâyetlerle İstanbul arasında posta teşkilâtı kurulmaya başlandığından menzil usûlü târihe karıştı.