Rehber | Kategoriler | Konular

KUREYş

Peygamber efendimizin mensub olduğu kabîle. Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) dedelerinden on birincisi olan Fihr'in adı. Kabîlesi hac için Mekke'de toplandığından Kureyş denildi. Nuh âleyhisselâmdan sonra Arabistan yarımadasında yerleşenlere ?Arâb-ı bâide? denir. Âd, Semûd ve Amâlika bunlardandır. Hud aleyhisselâm Âd kavmine, Sâlih aleyhisselâm Semûd kavmine gelmiştir. Bunlar Sâm'ın soyundandır. Bunlardan sonra, gelip Yemen'e yerleşen Kahtân evladlarına ?Arâb-ı âribe? denir. Bunlar Yemen'de Himyer Devletini kurdu. Bu devlet çökünce, önce Habeşler, sonra İranlılar, Yemen'e vâli tâyin ettiler. Etrâfa Himyerîlerden Medîne'deEvs ve Hazrec kabîleleri meydana geldi. Şam tarafına gelenler, Gassân Devletini kurup, Hıristiyan oldular. Irak'a gelenler Hire Devletini kurdu. İsmâil aleyhisselâmın on iki evlâdının Arâb-ı âribe ile karışmasından Arâb-ı müsta'ribe meydana geldi.

Arâb-ı müsta'ribeden Benî Adnan ve bunlar arasında da Mudar ve Rebîa kabîleleri meşhur oldu. Beni Mudar'dan Kenâne, Kureyş, Hevâzin, Sakif, Temîm ve Müzeyne kabîleleri meydana geldi. Bunlardan Kureyş Mekke'de yerleşmekle ayrıca şeref kazandı. Kureyş bu sırada Mekke'de bulunan Huzâa kabîlesine üstünlük sağladı ve Mescid-i Haram'a ve Kâbe'nin hizmetlerine bakarak bu üstünlüklerini kuvvetlendirdi. Kureyş'in bu hizmetinden dolayı Kâbe'yi büyük bilen bütün Arap yarımadası Kureyş'in üstünlüğünü kabûl etti ve bu kabileye hürmet gösterdi. Arap yarımadasındaki kabile reisleri, mühim işlerde anlaşmak için, Mekke'deki Dâr-ün-Nedve denilen yerde toplanıp meşveret ederlerdi.

Kureyş kabîlesi de Hâşimî, Emevî, Nevfel, Abdüddâr, Esed, Teym, Mahzûm, Adiy, Cumah, ve Sehm adında on kola ayrılmıştı. Peygamber efendimizin soyu Hâşimoğulları kolundan devâm etmiştir. Hâşim, çok cömertti. Bir kıtlık yılında Şam'dan getirdiği buğday unundan ekmek yaptırdı. Birçok deve ve koyun kestirip tirit yaptırarak bütün Mekke ahâlisini doyurdu.

Hâşim, kabiliyyetli, dirâyetli, cömert, fazîletli ve herkes tarafından sevilen, sayılan bir zât olduğu için ismi âilesine ve soyuna ad oldu. Bu sebeble onun soyuna Hâşimîler denilmiştir. (Bkz. Hâşimîler). Kur'ân-ı kerîm'de Şu'arâ sûresi 219. âyetinde Peygamber efendimiz için meâlen şöyle buyrulmaktadır: ?Sen, yâni senin nûrun hep secde edenlerden dolaştırılıp sana ulaşmıştır.?

Resûlullahın dedeleri, anne ve babası mü'min idiler. Hiçbiri kâfir olmadılar. Peygamber efendimiz de; ?Allahü teâlâ, İsmâil (aleyhisselâm) evlâdından, Kinâne ismindeki kimseyi ve onun sülâlesinden, Kureyş ismindeki zâtı beğendi, seçti. Kureyş evlâdından da Hâşimoğullarını sevdi. Ondan da beni süzüp seçti.? buyurdular.


Konular