Rehber | Kategoriler | Konular
KOSSUTH, Lajos
Macar milliyetçisi ve devlet adamı. 1802'de Macaristan'ın Monok şehrinde doğdu ve 1895'te İtalya'nın Torino şehrinde öldü. Fakir düşmüş asil bir âileden olup, Protestandı. Budapeşte Üniversitesinde hukuk tahsili yaptıktan sonra 1832'de parlamentoya girdi.
Macaristan, uzun zamandan beri Avusturya İmparatorluğunun vesâyeti altında olup, Avusturya imparatoru aynı zamanda Macaristan kralı da sayılıyordu. Kossuth bu durumun aleyhinde olup Orszaglülesi Tudositasok ve Toiveryhatosagi Tudositisok gazetelerinde yazdığı yazıları ile verdiği konferanslarda Macaristan'ın Macar asıllı hükümetlerce, memur, asker ve subaylarca idâre edilmesini, kanunlarla sınırlandırılan hürriyetlerinin genişletilmesini savundu. Bunun üzerinde 1837'de dört sene hapse mahkum olup yirmi iki ay yattıktan sonra siyâsî aftan faydalanarak çıktı. 1841'de Pesti Hirlap (Pesti Gazetesi)ı çıkarmaya başladı. Akıcı bir uslûpla bu gazetenin başyazılarını da yazan Kossuth'un önderliğinde Macaristan'da güçlü bir uyanış hareketi başladı.
1844'te Avusturya hükümetinin muhâlefetine rağmen Millî Birlik Teşkilâtını kurdu ve Avusturya mallarına karşı boykot kampanyasını başlattı. 1847'de Peşte temsilcisi olarak parlamentoya yeniden giren Kossuth, 1848'de Lajos Battyony başkanlığında kurulan hükümette mâliye bakanı olarak görev aldı.
1848'de Avusturya'da başgösteren hükümet buhranı ve karışıklıklardan faydalanmak isteyen Kossuth, hürriyet mücâdelesinin lideri ve Millî Savunma Komitesinin (Honvedelmi Bizottanany) başkanı sıfatıyla ?Viyana'nın ölü eli uzaklaştırılmalıdır.? diyerek Macar ordusunu ayaklandırdı. Ülkeye hâkim olarak Avusturya imparatorunun da meşru kabul ettiği parlamenter bir rejim kuruldu. Ancak bunu da yeterli görmeyen Kossuth tamâmen müstakil olabilmek için parlamentoyu dağıtarak Millî Savunma Komitesi tarafından Macar asıllılardan meydana gelen bir hükümet kurdu. Aralık 1848'de Avusturya kuvvetlerinin başkent Budapeşte'ye girmesi üzerine hükümetle beraber doğuda Debrecen'e çekilmek zorunda kaldı. Macar ordusunun Avusturyalıları mağlubiyetiyle beraber Budapeşte'yi ele geçirdi. 14 Nisan 1849'da Habsburg Hânedânını tahttan uzaklaştırdı ve Macar millî devletinin istiklâlini îlân etti.
Bu hâdiselerin, işgâli altında bulundurduğu Lehistan'ı tahrik etmesinden korkan Rusya, Habsburg Hânedânı adına ve Macar ordusundaki Lehli subayları bahane ederek daha önce Lehistan İsyânını bastıran General Paskieviç emrindeki 200.000 kişilik bir orduyla Avusturya'ya müdâhale etti. Milliyetçiler sayı üstünlüğü karşısında mukâvemet edemediler ve isyan kanlı bir şekilde bastırılarak Habsburg hânedânı tahta geçirildi. Lajos Kossuth ve kurtulabilenler kafileler hâlinde sınırı geçerek Osmanlı Devletine sığındılar.
Avusturya ve Rusya sert bir nota verip savaşla tehdit ederek mültecilerin iâdesini istediler. Osmanlı Devleti ise bunu prestij meselesi yapıp, 17 Eylül 1849'da her iki devlete de verdiği nota ile mültecileri iâde etmeyeceğini bildirdi. Notanın Avrupa'da duyulması Lehistan ve Macaristan isyanlarının kan ve ateşle boğulmasına seyirci kalan fakat nefretle karşılayan Batı Avrupa kamuoyunda büyük bir tesir uyandırdı. Osmanlı sefirini caddeden geçerken gören Londra halkı arabasının atlarını çözüp arabayı omuzlarıyla çektiler. Avusturya ve Rusya, kamuoyunun bu tavrı karşısında fazla ısrar edemedi.
Lajos Kossuth ve diğer mülteciler Kütahya'ya yerleştirildiler. ?Ben Türklere şükran ve minnet borçluyum. Bunu mukaddes ve azîz bir mükellefiyet olarak kabul ediyorum. Türklerin millî husûsiyetlerine ve asaletlerine karşı büyük bir saygı duyuyorum ve onları çok takdir ediyorum.? diyen Kossuth, iki sene Türkiye'de kaldı. Mültecilerin büyük bir kısmı Osmanlı tabiiyetine girerek Müslüman oldular ve önemli hizmetlerde bulundular.
Kossuth, 1852'de Macaristan'ın istiklâli için mücâdele etmek üzere İngiltere ve ABD'ye gitti. Her iki ülkede de törenlerle karşılandı. Ancak ne bunlardan, ne de Fransa ile İtalya'dan aradığı desteği bulamadı. Londra'ya geri dönüp yedi sene burada kaldıktan sonra hayâtının son yıllarını Torino'da geçirdi. Usta bir hatib olarak hitâbet sanatının güzel örneklerini veren Nutuklar (Beszedek) ve Gurbet Hatıralarım (Memories o My Exile) diye on üç ciltlik iki kitabı olup, ikisi de yabancı dillere tercüme edilmiştir.
Kütahya'da ikamet ettiği ev sonradan müze olup bugün de turistlerin yurdumuzda ziyâret ettikleri yerlerden birisidir.