Rehber | Kategoriler | Konular
KöK
Alm. Wurzel (f), Fr. Racine (f), İng. Root. Kara hayatına uymuş olan gelişmiş bitkilerde, genel olarak toprak içerisine doğru büyüyen bir toprak altı organı. Görevi, bitkiyi toprağa bağlamak, topraktan su ve su içerisinde erimiş hâlde bulunan tuzları (anorganik maddeleri) emerek gövdeye iletmektir. Kökler, besin maddeleri biriktirmek suretiyle depo organı vazifesini de görürler. Her ne kadar kök toprak içerisinde bulunuyorsa da, bazı bitkilerin kökleri hava veya su içinde de gelişebilir. Havada gelişen köklere hava kökleri, suda gelişen köklere su kökleri denir. Karayosunları ve eğreltiler gibi ilkel bitkilerde gerçek kök olmayıp, köksü (rizoid) uzantılar vardır.
Genel olarak dış görünüşü bakımından kökün gövdeden farkı, yaprak taşıyan düğümlere (nöd) ve düğümler arasına (internöd) sâhib olmaması ve kloroplast ihtivâ etmemesinden dolayı yeşil renkli görünmemesidir. Toprak altında bulunan kök ve yan köklerden ibâret kök sisteminin yüzeyi, toprak üstündeki gövde ve yan dalların yüzey toplamına eşit veya daha fazladır.
Çimlenmekte olan tohumdan süren genç kök, embryonun radikula (kökü verecek meristem bölgesi) kısmının gelişmesiyle meydana gelir. Genç bir kökte şu kısımlar ayırt edilir. En uç kısmında sarımsı veya kahverengimsi konik şeklinde kaliptra (yüksük) bölgesi, yukarıya doğru 1-2 mm uzunlukta uç meristem bölgesi, daha üstte uzama bölgesi, sonra kök tüylerinin bulunduğu kök tüyü bölgesi gelir. Kök tüylerinin bulunduğu bölgenin üstünde kök tüylerinin düşmesiyle koruma ödevini yapmak üzere meydana gelmiş koyu renkli mantarlaşmış koruyucu doku bölgesi bulunur. Suda çimlendirilen bir kısım tohumlar kök tüyleri bulundurmayabilirler. Kök tüyleri toprakta bulunan su ve tuzların emilmesine yardımcı olurlar. Kökler; ana kök, yan kök ve ek kök gibi çeşitlere ayrılırlar. Tohumun çimlenip, radikulanın gelişmesiyle meydana gelen köke, ana kök denir. Ana kökten belli bir açı teşkil edecek tarzda çıkan köklere yan kök denir. Yan kökler de dallanarak üçüncü-dördüncü ve daha fazla dereceden yan köklere ayrılabilir. Bâzı bitkilerde ana kökün yerini, ömürleri bitkinin ömrü kadar uzun olmayan kökler alabilir. Bu köklere ek kökleri adı verilir. Ek kökler, vazife ve yapıları bakımından ana köklere benzerlerse de kökten başka bir organdan meydana gelirler. Soğanlı bitkilerde görülen kökler ek köklere örnek gösterilebilir. Bâzı yapraklardan meydana gelen köklerle, eşeysiz üreme yoluyla bitkilerin çoğaltılmasında kullanılan dal çeliklerinin verdikleri kökler de ek köklere örnek gösterilebilir.
Kökler de temel vazifelerinden başka vazifeleri görmek üzere değişikliğe uğrayabilirler. Bâzı baklagillerdeki yumru kökler, bitkiyi daha fazla derine çekerek daha sıkı tesbit eden çekme kökleri, savunma vazifesini görmek üzere diken şeklini almış kökler, parazit bitkilerin üzerinde yaşadıkları bitkinin besin maddelerini emmek için bitkinin dokusuna gönderdikleri sömürme kökleri (havstoryum), hava içerisinde gelişen hava kökleri, su içerisinde gelişen su kökleri değişikliğe uğramış kök çeşitlerine misâl olarak gösterilebilir.
Kökün iç yapısına kısaca bakarsak, gövdeden pek farklılık göstermez. Kökün genç bölgesinden enine kesit alınacak olursa dıştan içeri doğru koruyucu doku (epiderma veya eksoderma), kabuk (korteks) ve merkezî silindir (iletim elementlerinin bulunduğu orta kısım) den meydana geldiği görülür.