Rehber | Kategoriler | Konular
KIZILDERiLiLER
Alm. (m.pl.) İndienerinnen (f.pl.), Fr. İndiens (m.pl.), İndiennes (f.pl.), İng. (American) Indians. Amerika kıtasının ilk yerlileri. Asya'dan Bering Boğazını geçerek çeşitli zamanlarda Amerika'ya ulaştılar. Göçler 10.000 yıl önce, belki 25.000 yıl önce başlamış ve birbirini tâkib eden zamanlarda gerçekleşmiştir. Göç eden gruplar lisan, kültür ve fizikî bakımdan birbirinden farklıydı.
Kuzey Amerika'nın kuzeyinde o zaman bulunan dev buzullarda deniz suyunun depo edilmesi sonucu, deniz seviyesi düşüktü. Bunun sonucu Bering Boğazı, Asya'yı Amerika'ya bağlayan bir köprü şeklinde bulunmaktaydı. Şimdi bile Bering Boğazı 75 km genişliğindedir ve Asya ile Kuzey Amerika arasında iki ada bulunmaktadır. Kuzey Amerika'da bulunan buzulsuz bir yolla Orta ve Güney Amerika'ya inilebilmekteydi. Başka bir yol da Amerika'nın güneyindeki Pasifik kıyılarına gelen deniz yoluydu. Ancak burası o zamanların deniz vâsıtaları için oldukça tehlikeliydi. Bu göçlerden binlerce yıl sonra, Avrupalılar Amerika'yı keşfetti. Hemen hemen her yerde yaşayan yerli kavimler bulunmaktaydı. Ancak sayıları azdı. Avrupalıların kıtaya ayak bastığı sırada Kuzey Amerika'nın tamâmında nüfûsun 4,2 milyon, Güney Amerika'nın ise 10 milyon dolayında olduğu tahmin edilmektedir. Avrupalıların Amerika'yı keşfinden sonra Kızılderili nüfusu hızla azalmıştır. Buna Kızılderililerin kullandığı tabiat kaynaklarının Avrupalıların eline geçmesi, Avrupalıların kıtaya getirdikleri bulaşıcı hastalıkların Kızılderilileri telef etmesi ve yapılan katliamlar sebeb oldu.
Aslen Asyalı olan Kızılderililer, düz siyah saça, koyu kahverengi göze sâhiptirler. Derileri, genellikle orta kahverengi olup, sarımsı kahverengi ile kırmızımsı kahverengi arasında değişir; tamamen kırmızı değildir. Ancak, bâzan vücutlarının bir kısmını kırmızıya boyarlar. Kafa ve burun yapıları gibi diğer vücut karakteristikleri de çok farklılık gösterir.
Kızılderili lisanları birbirinden oldukça farklıdır. Hiçbirisinin Avrupa, Asya veya Afrika'da kullanılan lisanlarla bağlantısı yoktur. Bâzı lisanlar, diğer yaygın kullanılanlardan türemiştir. Lisanları gibi kültürleri de birbirinden çok farklıdır. Çiftlik genel olarak yerlilerin ana ekonomik kaynakları idi. Bunun yanında avcı ve balıkçı olanları da vardı. Siyâsî organizasyonlarında şehir devletleri yanında, kabîle konfederasyonları da mevcuttu. Dînî hayatları Aztek ve Mayalarda olduğu gibi müesseseleşmiş ve karmaşık seremonilere sâhipti. Ancak bâzı topluluklarda bu çok ilkel olup, hastaları iyi etmek, doğum ve cenâze merâsimlerinden ibâretti.
Yaklaşık 20 tâne bitki, Amerika'nın keşfiyle Avrupa'ya geçti. Mısır, tütün, patates, kakao ve yerfıstığı bunlar arasındadır. Kızılderililerden ileri olanlar ahşap işlemeyi, çanak-çömlek yapmayı, dokumayı ve taş işlemeyi bilmekteydiler. Astronomi ve metalurji Avrupa'da olduğu kadar ileri değildi. Ancak bâzı konularda dikkate değer ilerlemeler yaptılar. Köpek ve hindi dışında evcil hayvanları bilmezlerdi. Tekerlek Orta Amerika'da oyuncak şeklinde bulunduğu halde henüz kullanılmamıştı. Bakır, altın ve gümüşün kullanıldığı ve bunların kullanılışı ile ilgili tekniğin oldukça ilerlediği bilinmemekteydi.
Kızılderililer Avrupalılarla karşılaştıklarında teknolojik bakımdan yaklaşık 3000 yıl gerideydiler. Bu gerilik sayılarının az oluşuna dışarıyla irtibatlarının bulunmamasına ve yeni bir kıtaya yerleşmek için harcadıkları zamana bağlanabilir. Kızılderililer, Avrupalı işgalcilerin katliamlarından asırlarca kurtulamadılar. ABD'nin resmî organlarınca katledildiler. En çok kelle getiren Kızılderili avcılarına mükafatlar verildi. Kızılderili kellelerinin teşhir edildiği bir müze kuruldu. Ülkenin en verimli topraklarından sürülen Kızılderililer, ancak 1924'te vatandaşlık hakkına kavuşabildilerse de bugüne kadar horlanmaktan kurtulamadılar.