Rehber | Kategoriler | Konular
ELHAMRA SARAYI
Alm. Alhambra (f), Fr. Alhambra (m), İng. Alhambra. İspanya'da kurulan Nasrîler veya Benî Ahmer (1230-1492) İslâm Devletinin başkenti Gırnata şehrinin iç kalesi. Kırmızı Hisar da denir. Kale duvarlarının yapımında kırmızı yapı malzemeleri kullanılması sebebiyle Elhamra denilmekteyse de, Nasrîler Devletinin kurucusu Birinci Muhammed el-Gâlib'in (1230-1272), İbn ül-Ahmer lakabından dolayı denilmesi daha ilmî bir gerçektir. Kale'nin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. 890 yılında Endülüs Emevî hükümdarlarından Abdullah (880-912) zamanında İspanyolların isyanında, Elhamra mevkiinde kale mevcuttu. Kale çeşitli târihlerde başka saldırılara da uğramıştır.
Nasrîler Devletinin kurucusu İbn ül-Ahmer, Gırnata Kalesini ele geçirince, dünyâca meşhur kendi ismiyle anılan Elhamra Sarayının inşâtını başlatmıştır. Nasrîlerin başşehri Gırnata'nın Kalesi içindeki düzlüğe kurulan saray, İbn ül-Ahmer ve kendisinden sonra gelen sultanlar tarafından ilâveler yapılarak Elhamra şaheseri meydana getirilmiştir.
13 ve 14. yüzyılda inşâ edilmiş Elhamra, İslâm sanatının Batıdaki şaheseridir. Sanat târihi bakımından kıymeti ölçülemeyecek kadar büyüktür. Kerpiçten duvarları, ahşapla ve kalıplardan dondurulmuş maddeler ile inşâ edilen kemerleri, kubbeleri, direk tabanları, pervazları, saçakları, tavanları ile zengin inceliklerle dolu İslâm sanat eserlerinin eşsiz bir teknik nümûnesidir. Dayanıksız yapı malzemelerinden yapılmış olması ve Hıristiyanların Haçlı taassubu ile tahribâta uğramasına rağmen, bugüne kadar hâlâ ayakta kalması ise akıllara durgunluk vermektedir.
Elhamra geniş bahçeler ve parklar içinde bir köşk, saray ve külliyedir. Kale duvarları arasında kalan saha, çeşitli süs bitkileri, hayvanlar ve fıskiyelerle nefis bir manzara arz etmekteydi. Yine bu saha, birbiriyle kenetlenmiş sanat âbideleriyle doluydu. İspanyollar zamanında Beşinci Karl'ın yaptırdığı binâlar hâriç diğerleri, Mersinler Avlusu ile Arslanlar Avlusunun çevresinde toplanmıştır. Arslanlar Avlusunda bulunan Sultan Mezarları kısmı, İspanyollar tarafından tamamen tahrib edilmiştir. Mersinler Avlusu etrafında; Mahkeme Divanhânesi, İki Kız Kardeşler Divanhânesi, Benî Sirâc Divanhânesi, Elçiler Divanhânesi, câmi ve hamamlar mevcuttu. Arslanlar Avlusunda köşkler ve ortasında fiskiye vardı. Elhamra'da tek, çift, üçüzlü, dördüzlü sütunların alt ve üst başları hâriç düz, diğer yerleri ince işlemelerle süslüdür. Elhamra kitâbeleri, tezyinât görünüşü ile ziyâretçilerin dikkatini çekmektedir.
Arslanlar Fıskiyesi ile Mahkeme Divanhânesi tezyinât sanatıyla doludur. Avluların birinin ortasında, herbirinin ağzındaki oluklardan sular akan on iki arslan bir dâire meydana getirir.
Nasrîler İslâm Devletine 1492 târihinde İspanyollar tarafından yıkılarak son verilmiştir. Müslümanların sağ kalanları Kuzey Afrika'ya göç etmişlerdir. Elhamra'nın sanat eserleri Hıristiyanların eline geçmesi ve Haçlı taassubu ile acımasız tahribâta uğramıştır. Mersinler Avlusundaki câmi, kiliseye çevrilmiştir. Elhamra sanat eserlerinin değeri sonra anlaşılmış ise de, tâmiri bütünüyle mümkün olamamıştır. Elhamra mîmârîsi İspanya, İtalya, Sicilya'da daha sonraki senelerde etkisini göstermiştir. Buralarda yapılan eserlerde Elhamra yapı tarzı kendini açıkça gösterir. Endülüs'teki ilim ve kültüre Müslümanların verdikleri önem, târih sayfalarını doldurmaktadır. Bu Endülüs medeniyeti Avrupa rönesansını hazırlayan en önemli faktördür. İlim ve kültür yanında sanat eserlerine verilen önem, Elhamra ile de kendini göstermişti.