Rehber | Kategoriler | Konular
üZENGi
Alm. Steigbügel (m), Fr. Etrier (m), İng. Stirrup. Ata ve buna benzer hayvanlara binenlerin eyer üzerindeki oturuşlarını veya duruşlarını sağlamlaştırmak için kullanılan eyerin iki yanında asılı, altı düz mâdenî halka. Orta kulak kemiklerinden biri üzengiye benzediği için buna da üzengi kemiği ismi verilmektedir. Bunun gibi üzengi kelimesi çeşitli yerlerde kullanılarak değişik isim ve mânâlara gelmektedir; ?üzengi kası?, ?üzengi tabanı?, ?üzengi yatağı?, ?üzengi taşı?, ?üzengi ağası? vs. gibi mânâlarda kullanılması da böyledir.
İlk zamanları ata ve diğer hayvanlara binenler eyer bile kullanmazlardı. Eyerin hayvanlar üzerine konulup faydalanılmasından sonra üzengi de kullanılmaya başlandı. Bu durum 12. yüzyıllarda Çin'de ortaya çıktı. Daha sonra Orta-Asya Türklerinde eyer ve üzengicilik gelişti. On beş ve on altıncı yüzyıllarda ise Osmanlılarda eyer ve üzengicilik mesleği zirveye ulaştı. (Bkz. Saraçlık)
Eyerle ata ve diğer havanlara binen kişilerin üzengi kullanması lâzımdır. Üzengi, binilen hayvanın yönetimini, bineninse rahat yolculuk etmesini kolaylaştırır. Üzengiyi eyere bağlayan kayış binicinin bacaklarının uzunluk ve kısalığına göre ayarlanır.
Üzengiler; gümüş, bakır, pirinç, çelik gibi mâdenlerden yapılarak, güzel kabartma çiçeklerle süslenir. Cıvayla yaldızlanırlar. Üzengilerin kullanıldıkları yerlere göre değişik tipleri vardır. Binicilikte kullanılan üzengiler tek tiptirler. Yarışlarda jokeylerin kullandıkları üzengilerse ince ve çok hafiftir.
Selçuklu ve Osmanlı devri pâdişâh, vezir ve devlet erkânına özel olarak yapılan üzengiler görenleri hayrete düşürmektedir. Her sahada olduğu gibi bu san'atta da emeğin, ince zevkin en güzel örnekleri görülmektedir. Seyredenler eski şaşalı devrin, komutanlarının serhat boylarındaki akıncıların kullandıkları üzengileri hayranlıkla seyretmektedirler.