Rehber | Kategoriler | Konular
UNSuRi
meşhur şâirlerden. İsmi, Ebü'l-Kâsım Hasan bin Ahmed'dir. Mahlası Unsûrî'dir. 961 (H.350)'de Belh'de doğdu. 1040 (H.431) senesinde Gazne'de vefât etti. Gazneli Sultan Mahmûd ve onun oğlu Sultan Mes'ûd zamânında sarayda bulunan şâirlerin başta geleni olup, ?Melik-üş-Şuarâ? ünvânı ile anılmıştır.
Genç yaşta annesi ve babası vefât edince, kalan mîrasla ticâret yaptı. Bir yolculukta eşkiyâlar tarafından bütün malları alındı ve canını zor kurtardı. Bu hâdise üzerine kendini tamâmen ilme verdi. Ancak ilim tahsilini nerede ve kimden yaptığına dâir bilgi yoktur.
Unsûrî, genç yaşta şiire başladı ve Gazneli Mahmûd'un küçük kardeşi Belh emiri Nasr vâsıtasıyla Gazne sarayına girdi. Şiirleri Sultan Mahmûd tarafından beğenilip takdir edildi. Kısa zamanda sultânın yakınları arasında yer alan Unsûrî, zamanla hükümdârın nedîmi oldu. Saraydaki pekçok şâir arasında üstâd olan ve herkes tarafından hürmet gösterilen Unsûrî, devletin ileri gelenlerinden de hürmet görmüştür. Kişiler ve hâdiseler hakkında irticâlen (içine doğduğu gibi, yazmadan) söylediği şiirlerinde gösterdiği mahâreti sebebiyle büyük servete kavuştu.
Unsûrî, Sultan Mahmûd'un vefâtından sonra tahta geçen SultanMes'ûd zamânında Gazne sarayında kaldı. Uzun ömrü boyunca pekçok şiir yazdı. Kasîde ve gazel sahasında şâir Rudekî'den sonra Fârisî şiir yazan en meşhûr şâirdir. Otuz bir sene hükümdârlık yapan Sultan Mahmûd'u, onun kardeşlerini ve oğlu Sultan Mes'ûd'u medheden şiirleri vardır. Mazmûnları ziyâde kullanması; üslubunun en önemli husûsiyetidir. Terkipleri, nâdir kullanılan kelimeleri, ilmi tâbir ve mantıkî fikirle istidlalleri şiire sokması bir başka yönüdür. Şiire şekli getirmiş ve kasîdede kendinden önce görülmeyen yenilikler yapmıştır. Rubâî sâhasında da başarılı olan Unsûrî'nin kasîdeleri gazellerinden üstündür. Ayrıca diline geldiği gibi, yazmadan söylediği rivâyet edilen şiirlerinin bir vasfı da, sebk-i Horasanî üslûbuyla yazılmasıdır. Gerçekte o, şiirlerde bu üslûbun zirvesine ulaşmıştır. Yaptığı tasvirler canlıdır. Bir Dîvân ile üç mesnevî yazdığı kaynaklarda zikredilen Unsûrî'nin şiirlerinde tabiat tasvirleri, medhiyeler, Sultan Mahmûd'un savaşları, ordusunun kahramanlıkları ile bayram konuları işlenmiştir. Dîvân'ındaki kasîde, rubâî ve gazellerinden bir kısmıyla manzum olarak yazdığı Farisî Vâmık u Azra adlı mesnevîsinin baş kısmından 513 beyitlik bir bölüm günümüze kadar ulaşmıştır. Onun bu mesnevîsi, İran, Türk ve diğer milletlere mensup şâir ve edipler tarafından taklit edilmiştir. Unsûrî'nin muasırı ve daha sonraki asırlardaki şâirler, onun şiirdeki üstünlüğünü kabul etmişler, methederek üslubunu benimseyip kendi şiirlerinde uygulamaya çalışmışlardır.
Arap edebiyâtında da mâhir olan Unsûrî Ehl-i sünnet îtikâdındaydı. Şiirlerinde din büyükleriyle âlim ve velîlere de yer vermiştir. Ayrıca başta âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler olmak üzere Arap şâirlerinden iktibaslar yapmıştır. Şiirde her şeyi gâyet mahâretli bir şekilde kullanan Unsûrî'nin manzûmelerinde akıcılık, açıklık görülmekte ve ustalığı dikkat çekmektedir. Bilhassa bu vasfı Şuarâ Tezkirelerinde önemle belirtilmiştir.