Rehber | Kategoriler | Konular
TaHiRiLE ZüHRE
Tâhir ile Zühre hikâyesi şöyle gelişir:
Çocuğu olmadığı için pek üzgün olan bir hükümdar vardır. Veziri de kendi durumundadır. Bir gün veziriyle geziye çıkarlar. Yolda bir derviş ile karşılaşırlar. Derviş onlara bir elma verir. Doğacak çocukların da birbiriyle evlendirilmesini söyler. O gece yarımşar elmayı eşleriyle yerler. Hükümdarın kızı, vezirin ise bir oğlu dünyâya gelir. Dervişin sözüne uyarak kızın adını Zühre, oğlanın adını Tâhir koyarlar. Bu çocuklar ergenlik çağına gelince birbirine âşık olurlar. Hükümdar ve vezir bu evliliğe râzıdırlar. Fakat tam çocuklarını evlendirmek üzereyken Karadiken isminde bir köle, Zühre'nin annesini kandırır. Zenci köle hükümdara çeşitli ilâçlar ve sihirler yaparak evlendirme kararından vazgeçirir. Ama genç âşıklar gizli gizli buluşurlar. Karadiken bunların durumunu bildirince hükümdar Tâhir'i Mardin Kalesindeki zindana attırır.
Tâhir epey mâceralardan sonra zindandan kurtulup, yurduna döner. O gece Zühre, zorla bir başkasıyla evlendirilmektedir. Zühre'nin evleneceğini öğrenen Tâhir, ihtiyar bir âşık kıyâfetiyle saraydaki düğüne gider. Bir yolunu bulup Zühre ile yalnız başbaşa kalır. Kaçmak için karar verirler. Karadiken yine durumu öğrenir. Kaçarlarken saray muhâfızları Tâhir'in üzerine atılırlar. Tâhir bunların hepsiyle başa çıkarsa da sonunda kementlerle yakalanır. Hükümdar, Tâhir'i parçalatıp etlerini lime lime doğratır. Bu durumu öğrenen Zühre çılgına döner anne ve babasına sitem eder, parça parça olan sevgilisinin üstüne kapanır:
Hey tatarlar tatarlar
Birbirine ok atarlar
Çarşıda et tükenmiş
Tâhir etin satarlar
diye manilerle ağlaya ağlaya Tâhir'in yanında ölür. Bedduâsına uğrayan anası, babası da kıvrılıp yanarlar. Karadiken de iki gencin arasına yığılır, bir anda alev alev yanar. Yan yana gömülen Zühre'nin mezarından beyaz bir gül, Tâhir'inkinden kırmızı bir gül biter. Aralarında bulunan Karadiken'in mezarından biten çalı, bu iki gülün birbirlerine kavuşmalarına mâni olur.