Rehber | Kategoriler | Konular

PATLAYICI MADDELER

Alm. Sprengstoffe (m.pl.), Fr. Explosifs (m.pl.), İng. Explosives. Âni bir reaksiyon vererek ısı ve gaz açığa çıkaran maddeler. Patlayıcılar genellikle, tahrip edici ve askerî maksatlar için, aynı zamanda rokete infilâk vâsıtasıyla hız veren yakıt olarak da kullanılırlar. Kullanışlı bir patlayıcının normal şartlarda taşınması ve muhâfazası emin olmalı, az bir ısı ile uyarıldığı an, kolayca reaksiyona geçebilmelidir. Bütün patlayıcılar tehlikeli olup, yüksek eğitim görmüş personel dışındaki kimseler tarafından kullanılamaz ve işleme tâbi tutulamazlar.

Târihi: Bilinen ilk patlayıcı madde olan barutu keşfedenlerin Müslümanlar olduğu arşivlerde geçmektedir. M.S. takriben 1200 yıllarında Arabistanlı Abdullah'ın kitabında, barutun temel maddesi olan potasyum nitrattan bahsedilmektedir. Çinlilerin de bu yüzyılda kullandıkları kara baruttur. Tahmin edildiğine göre bu barutun kullanımı Çin'den batıya doğru yayılmış ve 13. yüzyılda da batıda kullanılmaya başlanmıştır. İlk olarak 1320 civarında tabanca patlatıcısı olarak istifade edilmiş 1600'lerde de tahrip edici olarak iş görmüştür.

Modern patlayıcı teknolojisi, 1833'te, Fransız kimyâgeri Henri Braconnot'un nitrik asidin nişasta ile verdiği alev alıcı olan esteri elde etmesiyle başladı. 1846'da Alman kimyâgeri Christian F. Schönbein, selülozu sülfat ve nitrat asidi karışımı ile nitrolayarak kara baruttan iki kat daha tesirli olan nitro selülozu elde etti.

1846'da İtalyan kimyâger Ascanio Sobrero trinitro gliserini elde etti, fakat bunun asıl tahrip için olan kıymetini ise İsveçli Alfred B.Nobel keşfetti. Nobel, trinitro gliserinle toprağı karşıtırarak silindir biçimine sokmuş ve dinamiti meydana getirmiştir. 1875 yılında da Nobel, buluşlarını ilerleterek tahrip edici jelatini elde etti.

TNT (trinitro toluen) 1863 yılında Alman kimyâgeri J. Wilbrand tarafından bulunmuş ve Birinci Dünyâ Savaşından biraz önce silâh cephânelerinde kullanılan nitrik asidin yerini almıştır. RDX [siklotrimetilen trinitramin (C3H6N6O6)] 1899'dan, PETN [(Pentaerythritol tetranitrate (C3H8N4O12)] de 1920'den îtibâren bilinmektedir. Fakat hassas ve güçlü patlayıcılara ihtiyaç duyulduğu İkinci Dünyâ Savaşına kadar bu silahlar kullanılmamaktaydılar.

Patlayıcı çeşitleri: Genel olarak patlayıcılar tahrip edici patlayıcılar, ateşlemeye yarayan patlayıcılar, askerî patlayıcılar ve fırlatıcı yakıt hâlinde olan patlayıcılar olarak sınıflandırılırlar.

Tahrip edici patlayıcılar: Bu çeşit patlayıcılar kömür ocaklarında, inşaatlarda ve tünel açmalarda kullanılır. Tahrip edici patlayıcıların en iyilerinden biri olan ve granüler bir madde olan dinamit, temel olarak nitrogliserin (NG), amonyum nitrat (AN), sodyum nitrat ve talaş tozunun silindir kutular içinde yerleştirilmesinden ibârettir. İstenilen güce göre kullanılan malzemelerin miktarları ve oranları değiştirilebilir.

Jelatin dinamiti granit tünelleri açmak, yeraltı metal mâdenciliğinde kullanılmak ve su altında tahribat yapmak için kullanılırlar. Bu çeşit dinamit yüksek güçte bir patlayıcı olup, nitroselülozla jelatinlenmiş % 25-50 nitrogliserin ihtivâ ederler.

Amonyum nitratı fazla olan ve içinde biraz sodyum klorür veya sodyum karbonat bulunan dinamit, az alev çıkarttığından dolayı, metan (grizu) patlamalarına sebep olmaz ve bu yüzden kömür ocaklarında emin bir şekilde kullanılır.

Amonyum nitrat (AN) ihtivâ eden patlayıcılar ucuz ve emin olduklarından dolayı inşaatlarda ve yüzey mâden ocaklarında kullanılır. Bunlardan başka bir de ANFO patlayıcıları vardır. Bunlar % 95 amonyum nitrat ile % 5 fuel oil karışmasından meydana gelirler. Kayalarda açılan deliklere akıtılarak kolayca yerleştirildiğinden dolayı taş ocaklarında kullanılır.

Detonatörler (ateşlemeye yarayan patlayıcılar): Detonatör patlayıcılar, hassâsiyeti düşük patlayıcılarla yakıt patlayıcılarını ateşlemek maksadıyla kullanılır. Hassas patlayıcılar oldukları için ufak bir sıkıştırma ile derhal ateş alırlar. Detonatör olarak 1930 senesinden beri kurşun asit (PbN6) kullanılmaktadır. Cıva fulminat (Hg (ONC)2) da detonatör olarak kullanılır. Modern detonatörler 5-8 cm çapında bronz kapsüllere yerleştirilen kurşun asitle yapılır. Kurşun asit ateşlenince ikinci bir detonatör bölgeyi tetikler. Bu bölgede bulunan bir gr civârındaki PETN, RDX veya tetril ise asıl patlayıcıyı ateşler. Tabanca ve tüfek mermi detonatörleri kalsiyum silsit tetrasin veya baryum nitrat, kurşun stifnat ihtivâ eder.

Askerî patlayıcılar: Askerî maksatla yapılan patlayıcıların fizikî ve kimyevî olarak uzun zaman aşırı sıcakta durmaya dayanıklı olmaları, çevrelerine bomba düştüğünde bundan etkilenmemeleri lâzımdır. Ayrıca savaş zamanında sıkıntı çekilmemesi için bu patlayıcıların hammaddelerinin de bol olmaları gereklidir. En iyi askerî patlayıcı bir trinitro toluen olan TNT'dir. Askerî patlayıcılardan olan pentolit (% 50 PETN, % 50 TNT) bazukalarda; amotol (% 50 amonyum nitrat, % 50 TNT) uçaktan atılan bombalarda; tritonal (% 80 TNT, % 20 alüminyum) torpidolarda kullanılır.

Fırlatıcı yakıt patlayıcıları: Bu patlayıcılar mermi ve roketleri hedefe ulaştırmak için kullanılırlar. Diğer patlayıcı tiplerinin aksine bu patlayıcılar infilâk etmezler. Bol miktarda gaz üretirler.

Modern tabanca fırlatıcı, yakıtı dumansız bir maddedir. Bu, etil eter ve etil alkol karışımı nitroselüloz ihtivâ eder. Uçak cephâneliklerinde ve uzun menzilli balistik füzelerde katı roket, fırlatıcı yakıtı bulunur. Katı yakıtın temel formülü % 14 pudra alüminyum, % 60 alüminyum perklorat, % 25 bütadiyen akilonitril kopolimer veya poli üretan ve% 1 de yapıştırıcıdır.

Diğer patlayıcılar: Patlayıcılar çok çeşitli maksatlar için kullanılırlar. Bunlardan petrol yataklarını parçalamak için kullanılanları, füzelerin yakıt kademelerini birbirinden ayırmak için, etrafı kurşun kaplı şeritler hâlinde olanları ve belli kalıplara göre metallere şekil vermek için kullanılanları da vardır. Ayrıca alüminyum ve demir gibi birbirine kaynak edilemeyen metaller de patlama metodları ile birleştirilirler.

Detonasyon (infilâk): Yüksek enerjili bir birleşim keskin bir yerde patladıktan sonra, çevreye süpersonik şok dalgaları yayar. Bu işleme detonasyon denir. Detonasyondaki kimyevî olaylar, yanma olayındakiyle hemen hemen aynıdırlar. Fakat fizikî olarak birkaç değişiklik vardır. Bunların başlıcası nakledilmelerindedir. Yanmada kıvılcım çok yavaş hareket ettiği halde detonasyonda bu, saniyede 8000 m ile yol alan şok dalgaları hâlinde nakledilir.

Başlangıçtan sonra detonasyondan meydana gelen bu şok dalgaları, belli bir hıza erişene kadar yol alırlar. Patlayıcı maddeden o kadar çabuk geçer ki, bu reaksiyon sâniyenin birkaç milyonda birinde tamamlanmış olur.

Detonasyon dalgasının önü artı basınç, arkası ise eksi basınç bölgesidir. Patlamadan sonra bölgede önce artı basınç sebebiyle hava itilmesi, sonra da eksi basınç sebebiyle hava emilmesi olur. Bu yüzden patlamanın olduğu yerlerde çoğu zaman binâların pencere camları içeriye değil de dışarıya kırılarak dökülür.


Konular