Rehber | Kategoriler | Konular

HAN

Alm. Khan, Chan (m), Fr. Khan (m), İng. Khan. Eski Türklerde hükümdârlık ünvânı. Osmanlılarda ?pâdişâh? mânâsına gelmek üzere han ünvânı kullanılmıştır.

Han kelimesinin eski kullanılış şekli ?hang? olup, en çok kullanılan mânâsı Fârisîde ?şah? kelimesinin karşılığıdır. Eski Türklerin kendilerine büyük görünen her şeye ?han? ünvânını verdikleri Orhan, Denizhan, Dağhan, Kamhan, Gökhan gibi kullandıkları isimlerden anlaşılmaktadır.

Kaşgarlı Mahmûd, Dîvânü Lügât-it-Türk' ünde Uygur oymaklarının ?kan? şeklinde kullandığını yazıyor. Zamanla, Oğuz Türkçesinde kaf'ın ha'ya dönüştüğünü belirtiyor. Bu durum katûn=hatûn, kangı=hangi gibi kelimelerde de görülür.

Türklerde Müslüman devletlerden ilk defâ Karahanlılar paralarında ?Han? tâbirini kullandılar. Selçuklular ve Harezmşahlarda han, asîlliğin en yüksek ifâdesiydi. Moğollarda da Cengiz Han ve haleflerince kullanılan han tâbiri, eski Bozkır şehirlerinin isimlerinde de (Hanbalık ve Purshan gibi) geçerdi.

Orta Asya'da Hive Hanlığı, Buhara Hanlığı gibi küçük Türk devletlerinin hükümdârları ile Delhi Türk İmparatorluğunda hükümdâr, vezir ile ileri gelen devlet adamları bu ünvânı kullanmışlardır.

Osmanlı pâdişâhları ise Çelebi Sultan Mehmed'den îtibâren devletin yıkılışına kadar diğer hükümdarlık ünvanlarının yanında ?Han? tâbirini de kullandılar. Osmanlılarda bu ünvân ayrıca Kırım giraylarına da veriliyordu.


Konular