Rehber | Kategoriler | Konular

DEVşiRME

saray hizmetleriyle, Bostancı Ocağı ve Yeniçeri Ocağında istihdâm edilmek üzere Osmanlı Devletinin Hıristiyan halkından topladığı çocuklara verilen isim.

Orhan Gâzi devrinde, yalnız Türklerden teşkil edilen Osmanlı ordusunun kâfî gelmemesiyle, harpte ele geçirilen güçlü ve kuvvetli esirlerden, faydalanma yoluna gidilmiştir. Böylelikle ?Pençik Oğlanı? denilen ve her beş esirden birinin alınması yoluyla bir ordu teşkil edilmiştir. Sultan Birinci Murad zamânında Pençik Oğlanı teşkilâtı bir kânuna bağlanarak, Gelibolu'da Acemi Ocağı kuruldu. Böylece Kapıkulu Ocağının temelleri atılmış oldu.

Acemi Ocağı teşkilâtı daha sonraları ihtiyâç nisbetinde genişletildi ve yeni kânunlarla daha mükemmel bir hâle kondu. Fütûhâtın ilerlemesi üzerine bir taraftan askere olan ihtiyâç, diğer taraftan siyâsî hâdiseler netîcesinde ordu mevcûdunun azalması Pençik Oğlanından başka Devşirme ismiyle Osmanlıların Rumeli'deki topraklarında bulunan Hıristiyan tebaadan ocağa yeniçeri namzedi olarak efrâd alınmasını gerektirdi. Bu sûretle Hıristiyan tebaa evlâdından asker devşirmek için bir Devşirme Kânunu yapıldı. Bu yeni kânunla baştan başa gayri müslim olan Rumeli halkı yavaş yavaş Müslümanlaştırılacak, böylece Müslüman olmuş askerle Türk ordusu kuvvetlenecekti. İki yönlü faydası olan Devşirme Kânunu artık eski ehemmiyetini kaybeden Pençik Kânunuyla asker alınmasının yerine geçmiş, kuvvetli ve sürekli olarak iki buçuk asır devâm etmiştir.

Devşirme işiyle birinci derecede Yeniçeri Ağası alâkadârdı. Ağa gerek Acemi Ocağı ve gerek diğer hizmetlerdeki acemilerle Türk çiftçilerinin hizmetlerinde bulunan acemileri göz önünde bulundururdu. Yeniçeri Ocağına Acemi Oğlanı verilmesi ve Acemi Ocağına oğlan alınması hep onun tezkiresiyle olurdu. Bunun için devşirmeye lüzum hâsıl olunca, Yeniçeri Ağası bir arîza ile dîvâna mürâcaat ederek ihtiyâç miktarını gösterirdi. Bunun üzerine kânun gereği Osmanlı ülkesindeki muhtelif mıntıkalara memurlar sevk olunarak sancakbeyleri, kâdılar, topraklı süvârî ve zeâmet sâhiplerinin de yardımlarıyla acemi efrat devşirilirdi. Devşirme için ocak tarafından bir emin ile bir memur tâyin olunması kânundu. Başka yerden olamazdı.

Devşirme memuru vazîfesinde tamâmen serbestti. O tâyin olunduğu mıntıkada her bir kâdılığı, yâni kazâları gezip görerek, kânûnî vasıfları hâiz olmak şartıyla, sekiz-on ve on dört yaş arasında kırk hânede bir oğlan hesâbı üzere çocuk devşirirdi. Devşirme memuru bu çocukları alırken kâdılar, sipâhîler veya vekilleri ve köy kethüdâları da hazır bulunurlar ve bir sûistimal olmamasına dikkat ederlerdi. Devşirilen çocuğun köyü, kazâsı, sancağı, baba ve anasının ve sipâhisinin isimleri, doğum târihi ve bütün özellikleri bir deftere yazılır ve bu defter iki nüsha olarak biri devşirme memurunda bulunur diğeri de çocukları sevk eden sürücüye verilirdi.

Kânun üzere Hıristiyan çocukların en asil olanları seçilirdi. İki çocuğu olanın biri ve birkaç çocuğu olanın müsâit olan en sıhhatlisi ve yakışıklısı seçilirdi. Bir oğlu olanın çocuğu alınmaz, babasının hizmetine bırakılırdı. Alınacak çocukların orta boylu olmasına dikkat edilirdi. Anası ve babası ölmüş çocuklar terbiyesi noksan ve aç gözlü olacağı düşüncesiyle, devşirmeye müsâade edilmezdi. Sığırtmaç ve çoban oğullarıyla genç sığırtmaç ve çobanlar, kel ve köse olanların da alınmamaları kânundu.

Devşirilen çocuklar yüzer, yüz ellişer, iki yüz veya daha fazla gruplar hâlinde, muhâfızların nezâretleri altında hükûmet merkezine sevk edilirlerdi. Bunların yollardan kaçmamaları ve değiştirilmemeleri için sıkı tedbirler alınırdı. Devşirmeler devlet merkezine gelince iki, üç gün istirâhat ettirilir, daha sonra yeniçeri ağası tarafından sarayda görev yapacaklarla kapıkulu ve bostancı ocağına gidecekler seçilir ve pâdişâha arz edilirdi.

Devşirme Kânunu bilhassa 17. yüzyılın başından îtibâren Hıristiyan çocuklarının gerekli tetkik ve muâyeneler yapılmadan alınmaları, tutulması gerekli olan eşkâl defterine pek ehemmiyet verilmemesi üzerine bozulmaya başlamıştır. Bu durum Yeniçeri Ocağına devşirme efrâdının alınmasından vaz geçilmesine yol açmıştır. On sekizinci yüzyıl başlarında yalnız Bostancı Ocağı için 1000 devşirme toplanmışken, aynı yüzyılın ortalarında devşirme usûlü kesin olarak bırakılmıştır.


Konular