Rehber | Kategoriler | Konular
TENYA (Taenia)
Alm. Bandwürm (m), Fr. Ténia (m), İng. Tapeworm. Familyası: Tenyagiller (Taeniidae). Yaşadığı yerler: Erginleri insanın ve omurgalı hayvanların barsaklarında parazit olarak yaşar. Özellikleri: Vücutları, ?skoleks? adı verilen kısa boyunlu bir başla buna eklenmiş çok sayıda ?proglotis? denen halkalardan meydana gelmiştir. Başlarında, konağa tutunmaya yarayan vantuzlar ve çengeller bulunur. Çeşitleri: Birçok çeşidi vardır. Meşhurları sığır tenyası (Taenid saginata), domuz tenyası (Taenia solium) ve köpek tenyası (Taenia echinococcus)dır. Helmintlerin (solucanlar) plat-helmintler (yassı solucanlar) bölümünün sestodlar şûbesinden olan yassı, şerit biçimindeki cinsine verilen ad. Şerit olarak da bilinir.
Sığır tenyası: Sığır şeridi, silâhsız şerit, abdest bozan da denir. Boyu çok uzundur. Ortalama 5-10 metreyse de 15 hattâ 25 metre kadar olanları da görülmüştür. Eni 2-7 mm olan vücûdunda ortalama 1500 kadar krem renkli halka (proglotist) bulunur. Yetişkinlerin başında rostellum (yuvarlak disk) ve çengelleri yoktur. Bundan dolayı silâhsız şerit denmiştir. Başında dört yuvarlak çekmen vardır. Bunlarla barsağa tutunur. Bir halkada hem dişi, hem de erkek üreme organı bulunur (Çift eşeyli). Gebe halkalarda rahim, yumurtalarla doludur. Bütün halkayı kaplar. Yumurtalar, yumurtlama deliği olmadığından ancak halkaların parçalanmasıyla dışarı çıkabilirler. Gebe halkalar dışkılama sırasında dışkıyla, bâzan da kendiliğinden makattan çıkar.
Yumurtası yuvarlak 35 mikron çapındadır. Dış kısmında kahverengi, çizgili bir örtü vardır. Yumurta içinde altı çengelli embriyon bulunur. İnsan barsağında genellikle bir tek sığır tenyası yaşar ve ömrü 18 yıl hattâ daha uzun olabilir. Besinini bulunduğu vücut ortamından sağlar.
Son konak olan insanın ince barsağında yaşayan sığır tenyasının dışkıyla çıkarılan halkalarının dış vasatta parçalanmasıyla serbest kalan yumurtalar nemli toprakta iki ay kadar yaşayabilirler. Bunları yiyeceklerle alan veya suyla içen sığırlarda yumurtadan çıkan embriyon (onkosfer) barsak duvarına yapışır. Buradan büyük ve küçük kan dolaşımıyla çiğneme kasları, kalp, omuz, dil kasları gibi çizgili kaslara giderek yerleşir. İki ay içinde kurtçuk hâli (sistiserkus bovis) meydana gelir. Bu 10 mm boyunda, oval, beyaz ve ufak bir kesedir, ara konak vücudunda, dokuz ay kadar canlı kalabilir. Bu etleri pişirmeden yiyen insanlarda mîde suyu ve safra tesiriyle içerdeki baş dışa döner, barsağa yapışır ve boyun kısmından halkalar teşekkül etmeye başlar. Üç aylık kuluçka dönemi sonunda hastalık belirtileri meydana çıkabilir.
Hastalığın belirtileri: Şerit, ince barsağın mukozasını (iç duvarını) zedeler, insan hayâtının idâmesi için gerekli besin maddelerine ortak olur. Hastada açlık ağrıları meydana gelir. İştah bozukluğu, bulantı, kusma, ishal veya peklik şeklinde barsak bozukluğu görülebilir. Barsak pasajında tıkama yapabilir. Salgıladığı zehirli maddelerin tesiriyle toksemi belirtileri meydana gelebilir. Anemi (kansızlık) görülebilir. Bâzı mukavim insanlarda halkaların zamanlı-zamansız düşürülmesi dışında şikâyet olmayabilir. Halkalar, çok nâdiren akut apandisite sebep olabilirler. Bâzan sara veya histeriye benzer nöbetler meydana getirebilir.
Teşhis: Dışkıda halka ve yumurtaların görülmesiyle konur. Halkalar hareketlidir. Karaciğer kelebeği ve domuz tenyasıyla karışır. Bunun için husûsi usullerle halkanın iyice incelenmesi ayırım yapmak için yeterlidir.
Tedâvi: Diklorofen (dichlorophen), niklosamid (niclosamide), akranil (acranil), aterbrin ve paramomisin (paramomycin) eş tesirli sığır tenyası ilâçlarıdır. Bunlar verilmeden bir önceki gün hasta sulu, hafif yemekler yer ve gece tuzlu bir müshil içer. Ertesi sabah ilâç alındıktan iki saat sonra yine aynı müshil verilir. Diklorofen veya niklosamid alan hastaya müshil verilmesi mecburi değildir. Diklorofen, yemeklerden önce günde üç defâ erişkinlere üçer, 15 yaşından küçüklere ikişer ve beş yaşından küçüklere birer gram olarak ağızdan verilir. Niklosomid verilecek hasta bir önceki akşam yemeğinde sulu yiyecekler yer. İlâç, sabah suyla veya çiğnenerek alınır. Bir defâda verilmek üzere erişkinlere 0,5 gramlık tabletlerden dört, 2-8 yaşındakilere iki, daha küçüklere bir tabletlik doz uygulanır.
Yurdumuzda her bölgede, fakat en fazla Güneydoğu veOrta Anadolu bölgelerinin sığırlarında ve özellikle yaz aylarında sistiserkus (embriyonlu yumurta) bulunur.
Korunma: Bu hastalar tedâvi edilmeli, toplum hastalıkla ilgili olarak eğitilmelidir. İnsan dışkısının çevreye dağılmasına, gübre olarak kullanılmasına mâni olarak, tedbirler almalıdır. Sığır eti iyice pişirilmeli, çiğ köfteden kaçınılmalıdır. Yurdumuzda şartlara uyularak hazırlanan sucuk ve pastırmalarda canlı yumurta kalması ihtimali yoktur. Uygunsuz şartlarda hazırlanan sucuk ve pastırmalar tenya için tam bir besi yeri özelliğini taşır.
Domuz tenyası: Domuz şeridi, silâhlı şerit de denir. Bunun hastalık yaptığı çok eski zamandan beri bilinmektedir. Bu şeridin hem erişkin şekli, hem de kurtçuğu insanda hastalık yapabilir.
2-5 metre boyunda olup sığır tenyasından daha kısadır. Baş kısmında dört çekmeni ve ayrıca bir tutunma yeri (rostellumu) üzerinde çengelleri vardır. Bu sebeple ?silâhlı şerit? diye isimlendirilmiştir. Halka sayısı bin kadardır. Halkaları kare şeklindedir. Gebe halkalar uzundur. Rahim yan dalları azdır (Sığır tenyasında 15-30'ar tâne). Yumurtası, sığır tenasından ayırt edilemez.
Domuz şeridi, insan barsak mukozasına yapışmış olarak ve buradaki besinlerden faydalanarak insan vücûdunda 25 yıl yaşayabilir. Gelişimi sığır tenyasına benzer. Fakat bunda ara konak domuzdur. İnsana kurtçuk taşıyan domuz etinin yenilmesiyle bulaşır. Barsakta, kesesi içine dönük olan başını dışarı çıkararak mukozaya tutunur. İki ayda erişkin hâle geçer.
Hastalık ve belirtileri: Şiddetli karın ağrıları, açlık veya iştahsızlık, aralıklı olarak ishal veya kabızlık ve sinir sistemine âit belirtiler görülebilir. İnsan barsağında tıkanma yapabilir. Bâzı hastalarda artık ürünlerin tesiriyle zehirlenme belirtileri meydana getirebilir. Nâdiren, barsak delinmeleri bildirilmiştir. Kanda akyuvarlarda yükselme, kan yaymasındaki eozinofil artışı görülür. Bâzan barsakta 25 yıl kadar belirti vermeden yaşayabilir. Böyle bir durumda tehlike, barsaktaki şeridin yumurtalarının yutulması sonucunda ?sistiserkus sellükoza? denen özel kurtçuğunun meydana gelmesidir. Bu kurtçuk vücûdun herhangi bir yerine yerleşebilir. Deri altı dokusu, beyin, göz boşluğu, kaslar, kalp, akciğer en sık tutulan organlardır. Kesenin altında iltihap olur ve sonra kapsül gelişir. Bu durumlarda yerleştiği organa göre belirti verir. Beyindeki yerleşim tehlikelidir. Beyin karıncığına doğru salkım şeklinde büyür. Baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, düşünce bulanıklığı, rûhî bozukluklar nöbetleri yapar. Barsak dışı organlarda yaptığı bu hastalığa ?sistiserkoz? denir.
Teşhisi: Dışkıda halkaların görülmesiyle konur. Sığır tenyasından ayırt edilmesi ancak halkaların incelenmesiyle mümkündür.
Tedâvi: Sığır tenyasındaki gibidir. Sistiserkoz vak'alarında tedâvi, mümkünse cerrah tarafından kesenin çıkarılmasıdır. Bu şerit domuz eti yemeyen Müslüman ülkelerde görülmez. Yurdumuzda Gökçeada'da yaşayanlarda erişkin şekli, bu bölgelerdeki domuzlarda kurtçuk şekli tespit edilmiştir. Korunmanın esâsı domuz eti yememektir. Barsak cidârına çengelleriyle sıkıca tutunduğundan tedâviye, sığır tenyasına nazaran daha dirençlidir.
Köpek tenyası: Aslında tenya cinsinin değil, ekino-kokkus cinsinin bir üyesi olarak tasnif edilmiştir. Ancak umûmi mânâda sestotlar (yassı solucanlar) grubundandır. Erişkin şekli köpeklerin, bâzan da kurt ve çakalların ince barsağında yaşar (Ana konaklar). İnsanda kist hidatik diye isimlendirilen hastalığın âmilidir (Bkz. Kistler). Çok ufaktır. boyu 2-9 mm, eni 0,5 mm'dir. Küçük olan başında dört çekmeni ve rostellum denen halka gibi yapısında iki sıra hâlinde otuz veya daha fazla çengeli vardır. Dar, uzunca bir boyun kısmından sonra umûmiyetle üç, nâdiren dört tâne halka bulunur. Birinci halka gelişmemiştir, ikinci halkada üreme organları bulunur, sonuncu halka ?gebe halka?dır. Yumurtaları diğer şeritlerinkine benzer.
Parazit, ana konakta zarar vermeden yaşar. Köpeğin dışkısıyla atılan yumurtalar ara konak (insan ve koyun) tarafından alınınca oniki parmak barsağında embriyon yumurtadan ayrılır, kan dolaşımına geçer. Sıklık sırasına göre karaciğer (özellikle sağ lobda ve % 70) akciğerler (% 10), beyin böbrekler, kemikler, omurilik, kalp ve diğer organda yerleşir. Kisti bâzan bebek başı büyüklüğüne ulaşır. Ölüme sebep olabilir.