Rehber | Kategoriler | Konular
MEZAR TAşLARI
Alm. Garbsteine (m.pl.), Fr. Pierre (f.), tombale, İng. Tombstones. Mezarların baş ve ayak kısmına dik olarak konan taşlar, hece taşları. Yüzyıllardır Müslümanların mezarlara diktikleri taşlar, sanat ve târihî değer bakımından önem taşırlar. Osmanlı mezartaşlarından, mezarda gömülü olanın sosyal durumu kolayca anlaşılır. Mezarın baş ucundaki taşın özelliklerinden ölünün cinsiyeti, askerî, mülkî ve sivil hayattaki yeri ve dereceleri bilinebilmektedir. Mezar taşlarının üzerlerindeki yazılar, hattatlıkla edebiyât ve târih bakımından önem taşır. Kabirlerimizdeki mânevî çekiciliği, güzellik sırrını, dinlendiriciliği bir târih olarak mezar taşlarında her zaman görmek mümkündür. Yalnız zamânımızdaki mezarlar tedkîk edildiğinde, devrilmiş kavuklar, upuzun yatan taşlar sâhipsizliğin nişânı olarak görülmektedir. Bunların bir kısmı çiğnene çiğnene toprağa gömülmüş, bir kısmı duvarlara hatıl, basamaklara taş olmuştur.
Bir mezar taşında; hattat, nakkâş ve mermer ustası gibi üç sanatkârın emeği vardır. Önce taşa kazılacak söz seçilir. Hattat hangi yazı karakteriyle yazılacaksa onunla ilgili ön hazırlığı yapar. Önce taşın ebadında siyâh bir kâğıt hazırlanır, bunun üstüne zırnık adındaki tabiî boya ile kalın kamış kalemle veya hazırlanmış tahta kalemle yazı yazılır. Buna, ?kalıp yazı? denir. Bu kalıbın altına, aynı büyüklükte bir beyaz kâğıt konur. Zırnıklı yazının dışından iğneyle sık delikler delinir. Deliklerin altındaki beyaz kâğıda kolay geçmesi için kâğıtların altına ıhlamur ağacından bir levha konur. Yazı işi tamamlandıktan sonra nakkâş tarafından taşın şekli belirlenir. Bundan sonra kompozisyon için gerekli ilâveler yapılır. İş mermer ustasına kalır. Mermer ustası, büyük bir sabırla günlerce çalışır. Elindeki çekiç ve kalem denen ucu elmas çelik çubukla yazıları mermere nakşeder. Hüsnühatta (güzel yazı) milimetrik hatâlar bile sırıtacağından, bu çalışma da çok dikkat ve incelik ister. Yazılardan sonra, konacak olan sarığın kıvrımları, fesin püskülleri, gül ve karanfil demetleri bıkıp usanmadan ince ince işlenir.
İslâm âlimleri mezâr taşlarının zamanla yıkılıp ayak altında kalacaklarını düşünerek bunlara âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf yazılmalarına izin vermemişlerdir.