Rehber | Kategoriler | Konular

şEYH AHMED CEZERi (Cüzeyrî)

evliyânın büyüklerinden. Doğum ve vefât târihleri kesin olarak bilinmemektedir. 1480-1580 seneleri arasında yetmiş beş sene yaşadığı tahmin edilmektedir. Daha önce yaşadığı rivâyeti de vardır. Kabri, Cizre'de Kırmızı Medresededir.

Ahmed Cezerî hazretleri, ilim tahsiline, âlim ve fâzıl bir zât olan babası MuhammedEfendiden ders alarak başladı. Arabî ve Fârisî'yi mükemmel bir şekilde öğrendi. Bundan sonra Diyarbekir, İmâdiye ve Hakkâri'de ilim tahsil etti. Doğu Anadolu'nun pekçok şehir ve kasabalarını gezip gördü. Tahsilini tamamlayarak Diyarbekir'de icâzet (diploma) aldı. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebelerinden feyz alarak kemâle geldi. Halk arasında Şeyh Ahmed Cüzeyrî ve Molla Cizirî isimleriyle tanınıp çok sevildi. Bilhassa iki bin beytlik çok içli ve yanık bir tarzda yazdığı Dîvân'ı meşhur oldu.

Bir müddet Cizre'de kaldıktan sonra Diyârbekir'e gitti. Yedi sene orada kaldıktan sonra tekrar Cizre'ye döndü. Cizre, Akkoyunlulardan alındığında,AhmedCezerî orada bulunuyordu. CizreEmîri İkinci Şeref, Cizre'de bir medrese yaptırdı. Medreset-ül-Hamrâ (Kırmızı Medrese) adı verilen bu medresenin masraflarını karşılamak üzere de kendi malından arâzi ve köy vakfetti. Yine bahçeleri ve meyvesiyle meşhur güzel bir mesîre yeri olanAndabor'u ve Sarıtarla denilen Hırbezur köyünü vakfetti. Ahmed Cezerî, bu medresenin müderrisleri arasında yer aldı. Ömrünü bu medresede ilim öğretmekle geçirdi.

Emir İkinci Şeref, Cizre'yi Akkoyunlulardan aldıktan sonra, Şâh İsmâil'in gönderdiği orduya karşı gâlip geldi. Üç defâ Şâh İsmâil'in taarruzuna uğradı, fakat üçünde deCizre'yi savunup muzaffer oldu. Bu durum üzerine İkinci Şeref, hem halk tarafından, hem de zamânın büyük âlimi ve evliyâsı AhmedCezerî tarafından çok sevildi. Ahmed Cezerî onun için, bir Fetih Kasîdesi yazdı.

Ahmed Cezerî hazretleri, Cizre Emîri İkinci Şeref'in oğlu Emir İmâdeddîn ile dosttu. Birbirlerine karşılıklı şiirler yazıp gönderirlerdi. Karşılıklı yazdıkları bu şiirler; ?Molla dedi?, ?Emir dedi? mânâsında Guften Molla Guften Emir adlı kitapta toplanmıştır.

Emir İmâdeddîn ile AhmedCezerî arasındaki yakınlık mezarda da devâm etmiş, vefât edince ikisi de, Kırmızı Medresede aynı kubbe altına gömülmüşlerdir.

Hiç evlenmemiş olanAhmed Cezerî'nin (rahmetullahi aleyh) diğer bir eseri olan Guften Molla Guften Faka (Fakih)'dan ve Dîvân'ından başka kitaplarının da olduğu rivâyet edilmektedir. Fâtih Sultan Mehmed Hanın İstanbul'u fethine dâir de; ?Ey Şehinşâh-ı Muazzam? diye başlayan bir kasîde yazmıştır.

Ahmed Cezerî'nin, Cüzeyrî Dîvânı adıyla meşhur dîvânı asırlardan beri şevkle okunmuş ve ehli bu dîvândan çok tad almıştır. Dîvânı Farsça, Rusça, Fransızca, İngilizce ve Almanca'ya tercüme edilmiştir. Arapça şerhleri vardır.

Ahmed Cezerî, bir rubâîsinde şöyle demektedir:

Mumun başı ışık vermez,

Eğer gönülden perhiz tutmazsa,

Aşk kadehinden zevk almaz,

Ruh kendisini kötülüklerden sakınmazsa.

Bu şiirinde; mum ve fitil misâli gibi maddî ve mânevî her türlü kötülüklerden sakınmadıkça, insanın saâdete kavuşamayacağını dile getirmektedir.

Bir menkıbesi şöyledir: Ahmed Cezerî, Medreset-ül-Hamrâ (Kırmızı Medrese) da kasîdelerini okurken, bir taşa yaslanırdı. Yaslandığı taş onun aşk ateşiyle çok ısınırdı. Bunun farkına varan bir ihtiyâr nine, hamurunu o taş üzerine koyarak taşın ısısı ile ekmeğini pişirirdi.


Konular