Rehber | Kategoriler | Konular
KARA SULARI
Alm. Territorialgewässer (pl.); Küstenmeer (n), Fr. Mer (f) territoriale (littorale), İng. Territorial waters. Bir devletin kıyıları boyunca hâkimiyeti altında bulunan belirli genişlikteki su şeridi. Bu şerit içinde o ülke kendi toprağındaki kânûnî haklarını ve hâkimiyetini sürdürür. Kara sularının bitimi o devletin deniz sınırıdır. Buradan îtibâren hiçbir devlete âit olmayan açık deniz başlar ve bütün devletler genel kâide olarak, açık denizlerden faydalanabilir.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan memleketimizin kıyı uzunluğu 7200 kilometredir. 1964 yılında kabul edilen Karasuları Kânunu ile karasularımızın genişliği prensip olarak 6 mil kabul edilmiştir. Bilhassa Ege Denizindeki karasularımızda ve Yunanlıların karasularında bunun uygulanmasında titiz davranılmaktadır.
Dünyâ devletlerinin ekserisi karasularının 3-12 mil olmasını kabul etmişti. Bu uygulama 60 kadar devlet tarafından tatbik edilmektedir. ABD- İngiltere, Almanya, Hollanda 3 millik karasuyunu kabul etmişlerdir. Rusya, Fransa, Bulgaristan, Romanya, Mısır, Suriye gibi ülkeler ise karasularını 12 mile çıkarmışlardır. Çin ise kendi karasularının 200 mil olduğunu iddiâ ederek bunu savunmaktadır. Çeşitli devletlerin denizlerdeki durumlarına göre karasularının sınırlarını tesbit etmeye çalışması milletlerarası münâsebetlerde önemli yer tutar. Ekseriyâ bu durum büyük anlaşmazlık ve olaylara sebeb olur. Bâzı ülkelerin ve Birleşmiş Milletlerin gayretleriyle bir düzenlemeye gidilmesine çalışılmaktadır. Daha önce 1958'de Cenevre'de birinci, 1960 yılında yine Cenevre'de ikinci, 1974 yılında Karakas'da üçüncü Deniz Hukûku konferansları toplanmıştır. Birinci konferansta Karasuları ve Bitişik Bölge Sözleşmesi imzâlanmış, ikincisinde ilkinde karşılaşılmayan veya anlaşmazlık konusu olan meseleler ele alınmıştır. Karakas'ta yapılan üçüncü konferansta, 148 devlet 5000 temsilciyle katılarak deniz hukûkunun önemini ortaya koymuştur. Ele alınan karasuları ve bitişik bölge, balıkçılık, kıta sahanlığı, deniz yatağı, deniz dibi zenginliklerinin işletilmesi, boğaz ve diğer sulardan geçiş rejimi, açık denizler, denizlerin kirletilmesinin önlenmesi gibi hususlardan başka, daha pekçok konu görüşülmüştür.
Her devlet kendi karasularında tam hâkimiyet sâhibi olduğundan buralarda güvenlik açısından, kendi millî ve askerî güvenliği, deniz trafiği, gümrük ve sağlıkla ilgili tedbirleri kânunlarına göre uygular. Deniz altı zenginlikleri de yalnız o ülkeye âittir. Bâzı istisnâlar hâriç kabotaj ve balıkçılık bakımından buralardan kendisi ve vatandaşları istifâde eder. Devlet isterse kendi karasularında başka devletlere bâzı kolaylıklar tanıyabilir.
Birleşmiş Milletler Deniz Hukûku Sözleşmesi (1982) 119 devlet tarafından imzâlanmıştır. Türkiye'de karasuları ile ilgili ilk yasal düzenleme 15 Mayıs 1964 târihli ve 476 sayılı Karasuları Kânunu'dur. Bu kânunu yürürlükten kaldıran 20 Mayıs 1982 târihli ve 2674 sayılı yeni Karasuları Kânunu önceki yasaların aykırı hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. Türk karasularının genişliğini 6 deniz mili olarak belirleyen Karasuları Kânunu, Bakanlar kuruluna belirli denizler için, o denizle ilgili, bütün özellikleri ve durumları gözönünde bulundurmak ve hakkâniyet ilkesine uygun olmak şartıyla, karasularının genişliğini 6 deniz milinin üzerine çıkarma yetkisi vermiştir.
Karasuları Kânunu'nun 4. maddesinde de iç suları târif edilmiştir. Buna göre, esas hatların kara tarafında kalan sular ve körfez suları, Türk iç sularıdır. Dâimî liman tesisleri kıyının bir parçası sayılır ve bu tesislerden en açıkta olanlarının kara tarafında kalan sular ve dış limanlar iç sulara dâhildir.