Rehber | Kategoriler | Konular

HAYaLi

on altıncı yüzyıl divan şâiri. Kânûnî Sultan Süleymân Han devrinde şöhrete erişerek pâdişâhın teveccüh ve iltifatını kazanan şâir.

Asıl adı Mehmed'dir. Vardar Yenicesi'nde doğmuştur. Şiir sanatına çocuk denecek bir yaşta başlamış ve daha, genç yaştayken güzel şiirler söylemiştir. Memleketinde Haydarî Şeyhi Baba Ali Mest'in talebesi olmuş, tasavvufu bu zâttan öğrenmiştir. Daha sonra hocasıyla birlikte İstanbul'a gelmiştir.

Hayâlî, İstanbul'da bâzı tesadüflerle şiir ve sanat hâmilerinin dikkatini çekmiş, sırasıyla Defterdar İskender Çelebiye, Sadrâzam İbrâhim Paşaya intisâb etmiş ve İbrâhim Paşa vasıtasıyla da Kânûnî Sultan Süleymân Han tarafından tanınmıştır. Böylece şâir pâdişâhın kendisiyle görüşmekten zevk aldığı, şiir ve sanat müsâhipleri arasına girmiştir.

İskender Çelebi ile İbrâhim Paşanın îdâmlarından sonra yıldızı sönmüş ve bâzı rakiplerinin saldırısıyla hayli sıkıntılı zamanlar yaşamıştır. Vakur ve hakîkî bir kalender olan şâir, çok defâ rakiplerine cevap vermeye tenezzül etmemiştir. Hayâtının sonlarında kendisine Kânûnî Sultan Süleymân Han tarafından bir Sancak ve Bey ünvanı verilen Hayâlî 1557 yılında Edirne'de ölmüştür.

Hayâlî, hayâlinin zengin, lirizminin gür ve kuvvetli oluşuyla divan şiirimizin üstün şahsiyetlerinden biridir. Tasavvufla beslenmiş ince, zarîf ve âhenkli gazelleri onu devrinin, Necâtî ile Bâkî arasında yetişmiş en büyük şâiri mertebesine yükseltmişti. Dîvân'ı vardır.

GAZEL

Cihân-ârâ cihân içindedür ârâyı bilmezler

O mâhîler ki deryâ içredür deryayı bilmezler

Harâbât ehline dûzah azâbın anma ey zâhid

Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler

Şafak-gûn kan içinde dâğını seyr eyler âşıklar

Güneşde zerre görmezler felekde ayı bilmezler.

Hamîde kadlerine rişte-i eşki takub bunlar

Atarlar tîr-i maksûdu nedendür yayı bilmezler

Hayâlî fakr şâlına çekenler cism-i uryanı

Anunla fahr ederler atlas ü dibâyı bilmezler


Konular