Rehber | Kategoriler | Konular
GEZEGENLER
Alm. Planeten (f.pl.), Fr. Planetes (f.pl.), İng. Planets. Güneş etrafında, elips şeklinde bir yörünge çizerek, dönen gök cisimleri.
Günümüzde gezegen denildiği zaman, başta dünyâmız olmak üzere, Güneş etrafında dönen diğer sekiz gezegen akla gelmektedir. Fakat uzayda nice güneşler etrâfında nice gezegenler dönmektedir. Sâdece galaksimiz Samanyolu'nda iki yüz milyar yıldız bulunduğunu göz önüne alırsak, bir galakside iki trilyona yakın gezegenin varlığından söz edilebilir. Dünyâmız dâhil olmak üzere Güneş etrafında dönen dokuz gezegen inceleyebildiğimiz yegâne gezegenlerdir. Bu gezegenler uzayda parlayan yıldızlardan kolaylıkla ayırt edilebilir. Şöyle ki, gezegenlerin ışıkları yıldızlar gibi kırpışmaz. Işıkları atmosferden doğrudan doğruya gelir. Sistemimizdeki gezegenlerin yoğunlukları, büyüklüklerine göre değişmektedir. Buna göre güneş sisteminde en az yoğun gezegen Jupiter'dir. Gerçekten de bu gezegen aslında dev bir kızgın gaz küresinden başka birşey değildir. Gezegenlerin iki türlü hareketi vardır. Bu gök cisimleri hem kendi etrafında hem de elips biçimindeki bir yörüngede, Güneş'in etrafında dönerler. Bilindiği gibi gezegenler yıldızlar gibi ışık kaynağı değildir. Onlar ancak Güneş'ten aldıkları ışığı yansıtırlar.
Güneş sistemi adı verilen dokuz gezegen, Güneş'ten uzaklıkları sırasıyla şunlardır: Merkür, Venüs, Dünyâ, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton. Bunlardan Güneş'e en yakın üç gezegen olan Merkür, Venüs ve Dünyâ'ya ?İç Gezegenler?; Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton'a ?Dış Gezegenler? adı verilir. Bir de Mars ve Jupiter arasında Asteroid adı verilen minik gezegenler bulunmaktadır. Öte yandan Merkür, Venüs ve Plüton hâriç bütün gezegenlerin bir veya birkaç uydusu bulunmaktadır.
Gezegenlerin meydana gelişleri hakkında eskiden beri birçok teori ileri sürülmüştür. 1944 yılına kadar gezegenlerin Güneş'ten koptuğu fikri hâkimdi. Bu tarihten sonra özellikle Alman Astronomu Kepler, gezegenlerin meydana gelişleri hakkında yeni bir teori ortaya atmıştır. Buna göre sistemi meydana getiren nebula (gaz ve toz bulutları) çekim kuvvetlerinin tesiriyle parçalanması neticesinde yer yer yoğunlaşmalar meydana gelmiş ve gezegenlerin ilk şekli yoğunlaşan bu ilkel maddelerden meydana gelmiştir. Hatta bu teoriye göre Ay Dünya'dan kopmamış ayrı bir gaz kütlesinin yoğunlaşması neticesinde meydana gelmiştir.
Zamânımızda gezegenler üzerinde yapılan araştırmalar oldukça ilerlemiştir. Başta Merih ve Venüs olmak üzere birçok gezegene gönderilen sondaj uyduları (Mariner ve Venera vb) bu gezegenler hakkında çok değerli bilgiler elde etmiştir. Hattâ bu gezegenlerin renkli fotoğraflarını arzımıza göndermişlerdir. Yakın bir zamanda insanoğlu Venüs ve Mars'a ulaşmayı ve buralarda üsler kurmayı plânlamaktadır.