Rehber | Kategoriler | Konular

FiZYOKRATLAR VE FiZYOKRATiZM

Alm. Pysiokraten und Physiokratie (f), Fr. Physiocrates et Physiocratie (f), İng. Physiocrats and Physiocratism. Ortaçağ Avrupasında merkantilizmden sonra ortaya çıkan bir fikir hareketi. Teorisyeni Quesnay'dır. Quesnay, 1694-1774 yılları arasında yaşamıştır. Onunla beraber diğer mühim temsilcileri de Victor Riquieti de Mirebeau, Merciere de la Riviere, Dupont de Nemours ve Gournay'dır.

Fizyokratlar, John Locke ve Grotius gibi düşünürlerin de tesiriyle, tabiatın âhengiyle insanların nizâmı arasında uyumsuzluklar bulunduğu, bunun giderilerek tabiî hukuk kurallarının geçerlilik kazanması gerektiğini savunmuşlardır. Onlara göre kâbiliyetler ve vâsıtalar insanların kendisine ve başkasına zarar vermeden, akıl ve vicdanlarına göre serbest olarak kullanılırsa tabiî nizama yaklaşılabilir. İktisâdî hayâta da buna göre yön verilir. İktisâdî nizam kendi kendine bırakılırsa tabiî nizâma ulaşılabilir. Çünkü onun kendine mahsus kâideleri vardır. Bunlara müdâhale etmemek gerekir.

Bu görüşler, fizyokratların ?Laissez faire, laissez passer!? (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!) sloganını ortaya atmaları sonucunu doğurmuştur. Devlet müdâhalelerinin asgariye indirildiği bir iktisâdî hayatta, tabiî hukuk kâidelerinin geçerlilik kazanabileceğini söylemişlerdir.

Fizyokratlar, Adam Smith liberalizminin de özünü meydana getiren bu sloganla, tabiî nizâma ulaşmak için ekonomide serbest ticâret ve mülkiyet hakkının korunmasına büyük önem vermişlerdir. Ancak bu slogan daha sonra anarşizme, aşırı liberalizme ve sosyalizm gibi reaksiyoner fikir akımlarına da yol açmıştır. Fizyokratlara göre servet ve zenginliklerin kaynağı topraktır, tabiattır. Onların bu düşüncesi büyük ölçüde Fransa'nın 18. yüzyılda içinde bulunduğu şartlardan kaynaklanmıştır. Fransa'da o yıllarda tarımın çok geri oluşu ve bu geri kalmışlıktan kurtulunması gayretleri onlarda bu düşüncenin teşekkül etmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Tarımın ön plana alınması ve yüceltilmesi fizyokratların temel özelliklerinden birisidir. Ticâret, sanâyi ve diğer serbest mesleklerin gelişmesini, tarım sektörünün gelişmesine bağlamışlardır. Çünkü bu sektörlerde kullanılan her türlü mal ve hammadde tarım sâyesinde elde edilmektedir. Fizikî mal üretimi, tarım sâyesinde mümkündür. Diğer sektörlerde iktisâdî bir üretim değil, mevcûdun el değiştirmesi olayı vardır. Tarımda bire beş, bire on gibi verim alma imkânı mevcuttur. Bunun için de tarımı, tabiatı ve toprağı zenginliklerin kaynağı olarak kabul etmişlerdir. Fizyokratlar, düşüncelerini ve tahlil metotlarını, soyut ve teorik bir şekilde iktisâdî tablo dedikleri model içinde îzah etmektedirler. Bu tabloda değerin mâhiyetini, iktisâdî sistemdeki dolaşımını ve millî gelirin nasıl bölüşüldüğünü açıklamaktadırlar. Tabloyu Quesnay yayınlamış ve bu, fizyokrat ekolünün en büyük buluşlarından birisi olarak mütâlaa edilmiştir.

Cemiyeti dört kategoriye ayırmaktadırlar: Birinci ve en önemli kategori, toprak sâhipleri, yâni aristokratlardır. İkinci kategori çiftçiler, üçüncü kategori tüccar ve sanatkârlar, dördüncü kategori de işçiler ve köylülerdir.

Fizyokratların iktisâdî düşünceye büyük katkıları olmuştur. Sistemli ve mantıkî bir şekilde teorik tahliller yapmışlardır. Bunları iktisâdî olaylara uygulayarak, bugünkü iktisâd ilminin gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Ancak, sanâyî ve ticâreti verimsiz faaliyet alanları olarak görmeleri, düştükleri en büyük hatâlardan birisidir. Aynı fizikî malın sosyal ve mânevî ihtiyaçlar arasında farklı ürünler olarak kabul edilmesini anlayamamışlardır. İktisatla üretimi sâdece fizikî mal hacmiyle ölçmeleri değere materyalist bir gözle bakmaları, iktisâdî düşünce alanında bıraktıkları kötü bir mîrâs olmuştur. Aynı malın, meselâ demirin işlenerek çeşitli âletler ve makinalar ortaya çıkarılmasını, ticârette de fizikî mal üretiminin söz konusu olup, aynı malın toptancıda ve tüketicide değişik iktisâdî kıymetler kazanabilmesini düşünememişlerdir. Kafaları karıştıran aynı hatâlı tahlil ve düşünce tarzının örneklerine Marx'da da rastlanmaktadır.

Sanâyi ve ticâretle uğraşan sosyal kesimleri de, kısır ve verimsiz kesimler olarak kabul etmeleri, hem iktisâdî düşünce hem de sosyal sınıfların dayanışması açısından kötü bir tefrika olmuştur. İktisat politikasında tarımın ön plâna alınması ve akılcı temelleri bulunmayan, tarıma dayalı tek tip bir vergi politikasının savunuculuğunu yapmaları da çok ters ve zararlı sonuçların ortaya çkmasına yol açmıştır. Fransız ihtilâlinin fikrî zeminini hazırlayan birçok düşünce adamı gibi fizyokratlar da iktisâd ilmindeki büyük başarılarına rağmen, sanâyileşmeye zıt nitelikleri olan bir görüşün temsilcileri kabul edilmiştir.


Konular