Rehber | Kategoriler | Konular
VOLVERiN (Gulo luscus)
Alm. Vielfrass (m), Fr. L'eurs de Pistois, İng. Wolverene, wolverine. Familyası: Sansargiller (Mustelidae). Yaşadığı yerler: Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya ormanlarında. Özellikleri: 120 cm uzunluk, 15-20 kg ağırlıkta, korku bilmeyen, son derece kurnaz bir hayvan. Grizzly ayısına ve dağ aslanlarına bile meydan okumaktan çekinmez. Çeşitleri: Amerika volverinlerinin üç türü vardır. Avrupa ve Asya türlerinin nesli hayli azalmıştır.
Kuzey ülkelerinin en cüretkâr, en hırsız ve en kurnaz hayvanlarından biri. Sansargillerden olmasına rağmen küçük kahverengi bir ayıyı andırır. Bu sebeple kokarca ayı olarak da tanınır. Bâzı bölgelerde ise ?kutup porsuğu? veya ?obur? olarak bilinir. Uzunluğu 120 cm, ağırlığı 15-20 kg kadardır. En irisi 25 kg'ı geçmez. Uzun, kıvrık pençeleri ve jilet gibi keskin dişleri vardır. Kısa bacaklara, geniş yuvarlak bir kafaya, alçak ve yere yakın bir vücûda sâhiptir. Son derece kuvvetlidir. İki adamın kaldıramayacağı ağır bir kütüğü kaldırabilecek kadar kuvvetlidir. Tek zayıf yeri gözleridir. Bir insanın güneşte elini gözlerine siper yaptığı gibi, ön ayağını gözlerinin üstüne kaldırarak pençesiyle gölgelik yapar ve uzaklara öyle bakar. Bu zayıflığı ise, çok keskin koku alma duyusuyla bertaraf edilmiştir.
Kuzey Amerika ve Avrupa ormanlarında çok nâdir görülen volverin, korku nedir bilmeyen amansız bir kâtildir. Kavga esnâsında terör estirir.
Öldürdükleri avlarının başında karınlarını doyuran grizzly ayısı, kurt veya dağ aslanı volverini gördüklerinde avlarını ona bırakıp uzaklaşmayı tercih ederler. Volverin gezinirken onu uzaktan fark eden hayvanlar, panik içinde kaçışarak hemen sığınacak bir yer ararlar.
Volverin tam bir orman cânisidir. Kesinlikle hiçbir şeyden korkmaz. Çok cesur ve kurnazdır. Meselâ; bir tilki ondan daha az kurnazdır. Kavgada merhamet nedir bilmez, kendisi de merhamet dilemez. O mutlaka kazanmak için döğüşür. Hücum ederken avının üzerine bükülür. Öyle ürkütücü hırıltı ve homurtular çıkartarak gürültü eder ki, bakanları da korku ve nefret içinde bırakır. Korku ve kaçma nedir bilmeyen volverin, saldırırken sayıya hiç bakmaz. Bir kurt sürüsü bile tek bir volverine yer açar. Hayvanat bahçesine konan bir volverin, ânında bir kutup ayısını öldürmüştür.
Ormanların en tahripkâr hayvanı olan volverin, orman koruyucuları tarafından korku ile anılır. Yerliler, bu hayvanı kötülük timsali olarak bilirler. Kuzey Amerika ve Avrupa ormanlarında az miktarda yaşayan bu hayvanın üç türü vardır.
Çok kurnazdır. Bir insan kadar kurnaz olduğu savunulmaktadır. Avcılar volverinden nefretle bahsederler. Musallat olduğu bölgenin kapanlarını bozarak, yemlerini çalarak avcılara büyük ziyanlar yapar. Sinsice avcıların kulübelerine girerek her şeyi kırıp döker. Yiyebildiklerini yer, yiyemediklerini de pisler. Kulübesine volverin giren avcı, ne kadar dövünse azdır.
Volverinin ini izbe bir mağara veya oyuktur. Tabanı ot döşeli, yaprak ve yosun doludur. Yalnızlığı seven bir mizaçtadır. Nisan-ağustos arasında çiftleşir. Müteakip ilkbaharda 3-5 yavru doğurur. Dişi her zaman tehlikeliyse de yavrularını korumak için silahlı adama bile saldırır. Yavrular Sonbahara kadar cânilik eğitimine tâbi tutulur. Sonbaharda yuva dağılır, herkes kendi başının çâresine bakar.
Yürüyüş esnâsında volverin yorulmaz. 50-60 mil arasında yuvasının civârında gezer. Genellikle küçük hayvanlar, kuşlar veya leşle beslenir. Ama sık sık büyük av peşindedir. Karibu geyiği ve dağ koyunlarını sinsice tâkip eder. Bir ağaca veya yüksek bir kayaya tırmanarak pusu kurar. Avının üstüne atlayarak dişlerini ensesine geçirir. Puma ve ayılar bile böyle bir saldırıdan emin değildir. Bütün yaşayan canlılara karşı nefret besleyen bu hayvan, çoğu zaman sâdece zevk aldığı için öldürür. Çelik tuzaklardan nasıl kurtulduğu, yaylarını nasıl boşalttığını kimse anlayamamıştır. Bu işleri sâdece tecrübeye dayanarak yapmaz. Çünkü dümdüz arâzide büyüyen yavru volverinler bile çok kurnazlıkla bu tuzaklardan kaçabilmektedir. Çok usta olup gece avlanmaya çıkar. Bütün tuzaklardaki yemlik hayvanları yer. Tuzakları tahrip etmeyi ihmal etmez. Bâzan insanları tâkip eder. Ya tuzakların yaylarını boşaltır veya millerce uzağa götürüp saklar.
Bir avcı volverinle ilgili mâcerasını şöyle anlatıyor: Av sezonu başladıktan sonra 2-3 ay içinde çok iyi iş yaptım. Tuzaklar kuruyor, epeyce hayvan yakalıyordum. Zerdeva (ağaç sansarı), as (kakum), tilki yakaladım. Sonra bir volverin benim bölgemde görülmeye başladı. Birgün tuzaklarımı kurduğum hattı kontrol için gittiğimde, bir tâne sağlam tuzak kalmadığını gördüm. Volverin hepsini harap etmişti. Volverini öldürmeye karar verdim. Tuzaklardan kurtulduğunu bildiğim için koca kurt köpeğini de alarak peşine düştüm. Eğer bulamazsam çok eskiden kullanılan, kütüklerle yapılan ve ancak hayvanların ölüsünü ele geçirmek için kullanılan değişik bir tuzak da yapacaktım.
Çok defâ tâze izlerini tâkip ettim. Köpeğimin havlamasından yakında olduğunu anladım. Tüfeğimi hazırladım. Tam bir şeyler atıştırırken, köpeğim ok gibi fırladı. Peşinden koştum. Benim kurt köpeğiyle volverin altalta üstüste boğuşuyordu. Volverin, köpeğimin boğazından yakalamıştı. Ateş etmek istedim. Köpeğimi vuracağımdan korktum. Tüfeğimi sopa gibi kullanarak volverine vurmaya başladım. Köpeği bırakıp çalılıkların arasına daldı. Ateş ettim ama tutturamadım. Ancak köpeğimin boğazındaki şah damarından akan kan durmadı. Köpeğim oracıkta öldü.
Tuzağı yapmaya karar verdim. Ancak öğleden sonra kar fırtınası geldi. Geceyi orada kamp kurarak geçirdim. Dolaşan hayvanlar zarar vermesin diye kar pabuçlarımı bir ağacın üst dalına astım. Sabahleyin gördüm ki, kar ayakkabılarım paramparça edilmiş. Geyik derisi malzemelerim kasıtlı olarak kısa kısa dişlenip parçalanmış. Kar ayakkabılarım olmadan karda yürüyemezdim. Yiyeceğim azdı. Malzemelerimi sakladım. İptidai bir kar ayakkabısı yapabilmek için söğüt ağacı aradım. Kamptan yarım saat kadar ayrılmıştım. Geri döndüğümde battaniyem parçalanmış, kibritlerimi sakladığım küçük mâdeni kutum kaybolmuştu. Daha da kötüsü, paha biçilmez tüfeğim çengelinden tutulup sürüklenerek götürülmüştü.
Panik içinde hemen bir çift yuvarlak kar ayakkabısı yaptım. Çok zor durumdaydım. Ne âletim, ne de ısınmak için ve parmaklarımı ısıtmak için ateş yakacak kibritim vardı.
O iptidai ayakkabılarla kulübeme akşam üzeri kan ter içinde zor yetiştim.
Eve geldiğimde hayretten dona kaldım. Volverin, daha önceden yakaladığım bütün hayvan kürklerini paramparça etmiş, konserve hâlinde olmayan, açıkta olan bütün yiyecekleri yemiş, dökmüş veya götürmüştü. Kırılıp dökülecek ne varsa hepsi kırılıp dökülmüştü. Yiyemediği ve götüremediği yiyecekleri de pisleyerek kullanılmaz hâle getirmişti. Bir zelzele bu kadar zarar yapmazdı.
Bir tuzak hattında volverin görülürse, avcının iki tercihi vardır: Bunlardan biri, volverinin yakalanmasıdır. Diğeri ise tuzakları toplayıp başka bir bölgeye gitmektir.
Volverini öldüren tek hayvan çok gariptir ama barışsever kunduzdur. Bir defâsında bir kunduz su kenarında yavaş yavaş yürüyordu. Volverin hırsla kunduzun üzerine atladı. Volverini silkeleyemediği için kunduz suya daldı. Volverin suda boğulmamak için pençelerini gevşetti. Usta bir yüzücü olmasına rağmen volverin karada savaşı tercih ederek karaya yöneldi. Kunduz dipten bir manevra yaparak dişlerini batırıverdi ve onu dibe çekti. Ta boğulana kadar onu zaptetti. Birkaç dakika içinde volverinin işi bitmişti.
Volverin kürkü, soğuğa karşı keçeleşmez ve donmaz. Buz, kar tutmayıp beyazlaşmayan tek kürktür. Bundan dolayı ticârî önemi büyüktür. Eskimolar volverin kürkünün donmama özelliğini bildiklerinden, başlık kenarlarında ve ceketlerinin kol ağızlarına dikerler. Bu kısımlarda vücut nemi, dış çevreyle temas hâlindedir.