Rehber | Kategoriler | Konular
NaME
Alm. Brief (m), Fr. Lettre (f), İng. Letter. Mektup, risâle, kitap mânâsına Farsça bir kelime. Osmanlı pâdişâhlarının beylerine, vezirlerine ve yabancı devlet başkanlarına gönderdikleri resmî mektuplara, ?nâme-i hümâyûn? denirdi. Nâme-i hümâyun, süslü özel kâğıtlara, ?nâme-nüvis? denilen yazıcılar tarafından yazılır, nâme kesesiyle birlikte ?kozak? denilen özel kutuya konurdu. Nâme-i hümâyuna altın yaldızlı pâdişah tuğrası çekilir; nâme sadrâzam tarafından yazılmışsa, kenarına iki satır hâlinde pâdişâhın adı yazılırdı. Mekke Şerifi, Fas Hâkimi ve Kırım Hanı ve öteki hükümdarlara gönderilen nâmelere tuğra çekilmez, sâdece ikinci satırın altına altın yaldızlı yazı ile pâdişâhın ismi yazılır, özel olarak yeşil atlas keseyle birlikte altından kozak içine konarak yollanırdı. Osmanlı Devletinde, yeni pâdişâhın tahta çıkışı ile birlikte dost ve komşu devletlere ve beyliklere nâme-i hümâyun gönderilmesi bir devlet geleneği olarak devam ederdi. (Bkz. Hatt-ı Hümâyun)
Nâme, kullanıldığı kelime ile birlikte çeşitli mânâlara gelir. Nâme-i hicrân, ayrılık mektubu; nâme-âver, mektup götüren; nâme okumak, herkesçe bilinen basma kalıp sözleri ulu orta söylemek... İsimlerin sonuna eklenerek bileşik isimler meydana getirir: Beyan-nâme, kânun-nâme, ihbar-nâme, vekâlet-nâme, şehâdet-nâme, kefâlet-nâme gibi.
Bilhassa İran edebiyatında, daha ziyâde kahramanlık ve yiğitlik olaylarını, şahların ve devlet adamlarının başarılarını anlatan ve manzum olarak yazılan edebî eserlere?nâme? denirdi. Meşhur İran şâiri Firdevsi'nin, Sultan Gazneli Mahmûd Hana takdim ettiği Şehnâme'si bunların en meşhurudur. Divan edebiyatında nâme eki kullanılarak isimlendirilen manzum ve mensur eserler de vardır: Harnâme (Şeyhî), Tazarru'nâme (Sinan Paşa), Kâbusnâme(M. Ahmed), Şikâyetnâme (Fuzûlî) vs.