Rehber | Kategoriler | Konular
MYANMAR (BiRMANYA)
DEVLETİN ADIBirmanya Birliği Sosyalist Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİRangoon
NÜFÛSU43.466.000
YÜZÖLÇÜMÜ676.577 km2
RESMÎ DİLİBirmanca
DÎNİBudizm, İslâmiyet, Hıristiyanlık, Animizm
PARA BİRİMİKyat
Güneydoğu Asya'da bulunan; kuzey ve kuzeydoğusunda Çin, batısında Hindistan ve Bangladeş, doğusunda Laos, güneydoğusunda Tayland ile komşu olup, Bengal Körfezi ve Andaman Denizinde geniş kıyılara sâhip bir ülke. Birmanya ve Burma olarak da bilinir. Uzak Doğu Asya'nın bütün tipik özelliklerine sâhiptir.
Târihi
Birmanya târihi hakkında bilinen bilgiler eskidir. Orta Asya'dan Moğol ve Türk asıllı kavimler buraya göç yapmışlardır. On birinci asırda kurdukları bir devletle târih sahnesinde yer işgâl eden Birmanya, 13. asırda Kubilay Han tarafından işgâl edilmiştir. Daha sonra çeşitli hânedanların idâresi altında 19. asrın ortalarında refah seviyesi yüksek bir ülke hâline gelen Birmanya, 1882'de İngilizlerin istilâsına uğradı. İngilizler önce diğer sömürgesi olan Hindistan'a bağladıkları Birmanya'yı daha sonra direkt bir şekilde kendilerine bağladılar (1886). İkinci Dünyâ Savaşında Japonların işgâline uğrayan ülke, Japonların yenilmesiyle sona eren harbin nihâyetinde (1945'te), İngilizlere karşı bir bağımsızlık savaşı başlatarak, 4 Ocak 1948'de İngilizlerin çekilmesiyle bağımsızlığını îlân etti. 1974'te kabul edilen bir anayasa ile sosyalist bir idâre kuruldu. 1988'de demokrasi yanlısı hareketi bastırarak iktidara el koyan askerî yönetim, bütün partileri dağıttı. Askerî yönetimin başında bulunan General Saw Maung, 1992'de geçirdiği sinirsel bir rahatsızlık yüzünden görevi bırakmak mecburiyetinde kaldı. Yerine General Tan Shwe geçti (1993).
Fizikî Yapı
Fizikî özellikleri bakımından bir sâdeliğe sâhip değildir. Çok yüksek dağlar, yüksek yaylalar, alüvyonlu ovaların hepsi mevcuttur. Dünyânın en yüksek sıradağları olan Himalaya Dağlarının son uzantıları Birmanya'nın batısında bulunur. Bu sıradağlar ülkenin kuzeyinde âniden sarplaşır ve yüksekliği 5000 metreye varan tepeler hâlini alır. Güneye doğru alçalarak gider. Burada Arakan Sıradağları ismini alır. Batıdaki bu sıradağların güneybatıdaki kolu denize dik bir şekilde ulaşırken, bu dağların bir uzantısı olarak denize pekçok küçük adacıklar teşekkül etmesine sebep olurlar. Bu bölgede deniz sığ ve kayalık olduğu için gemiler için ulaşım elverişli değildir.
Batıdaki sıradağların kuzeyi, ülkenin de kuzey kesimini teşkil eder ki, bu yörede dağlar Theing-Wang Razi Tepesinde ülkenin de en yüksek noktası olarak 6024 metreye ulaşır. Bu bölgeden doğan İrrawadi Nehri, doğusunda ülkeyi bir uçtan diğer uca 2200 km olan uzunluğuyla kat ederek, Bengal Körfezine dökülür. Bu ırmağın kollarıyla berâber meydana getirdiği havza, ülke topraklarının yarısından fazlasını teşkil eder.
Kuzeyde hızlı akmasına rağmen, gittikçe hızı yavaşlayan İrrawadi Irmağının güneyden îtibâren 1450 kilometrelik bir bölümü nehir ulaşımına elverişlidir. Denize döküldüğü yerde geniş bir delta teşkil eder. Ulaşıma elverişli olması sebebiyle bu nehrin ülke hayâtında önemli bir yeri vardır.
Ülkeyi kuzeyden güneye kateden batı sıradağları ve ortada İrrawadi Havzasından sonra, doğuda yine kuzeyden güneye kateden Chan Yaylası yer alır. Bu yaylanın yüksekliği 1000-2000 m arasında değişirken, yaylanın kuzey kısımları kurak, çıplak ve tarıma elverişli olmayan arâzilerle kaplıdır. Güney kesimleriyse zengin tropik bitki örtüsüyle bezenmiştir. Pekçok akarsuyun bulunduğu Chan Yaylasındaki en önemli nehir, bu ülke topraklarındaki uzunluğu 1700 km olan Salven Nehridir. Chan Yaylası güneyde Malaka Yarımadasına kadar uzanarak denize dik yamaçlar hâlinde ulaşır. Bu yaylanın da denize ulaşması batı sıradağlarında olduğu gibi denizde gemilerin seyrine engel teşkil eden kaya adacıkları şeklindedir.
İklim
Bütün Güneydoğu Asya ülkelerinde mevcut olan muson iklimi genel olarak Birmanya'da da hâkimdir. Ülke yengeç dönencesi üzerinde bulunduğundan, kışın karalardan denizlere doğru esen kuru; yazın ise denizlerden karalara doğru esen bol yağışlı muson rüzgârları, ülkenin iklimindeki en önemli unsurdur. Ülkenin doğusundaki yüksek yaylalarla, batısındaki yüksek sıradağlar, yağışların bölgelere göre dağılımına tesir etmektedir. Birmanya'nın en çok yağış alan bölgeleri; Arakan Sıradağlarının batı kesimi ile İrrawadi Nehrinin denize döküldüğü yerde teşkil ettiği Delta Ovası ve Chan Ovasının güney kesimleridir. Bu bölgelerde senelik yağış ortalaması 5000 milimetreyi geçer. İç bölgelerde muson rüzgârlarının tesiri pek fazla olmadığı için yağış da azdır. Ülkenin muson rüzgârlarına mâruz kalan güney bölgeleri bol yağışlı olup, senelik sıcaklık farkları 17-39°C civârında değişir. Kuzey kısımlarında nisbeten daha kurak ve soğuk bir iklim hâkimdir.
Tabiî Kaynaklar
Birmanya, tabiî kaynaklar bakımından çok zengin bir ülkedir. Ülkenin % 60'ı tropikal ormanlarla kaplı olup, bu ormanlarda fil, kaplan, arslan, maymun gibi vahşî hayvanlar bulunur. Yeraltı zenginlikleri de oldukça fazla olan ülkede petrol, tabiî gaz, kalay, çinko, kurşun, tungsten, altın, gümüş, bakır ve yemiştaşı gibi mâden kaynakları vardır. Nehirlerinde ve denizlerde bol miktarda çeşitli balıklar mevcuttur.
Nüfus ve Sosyal Hayat
43.466.000 olan nüfûsu değişik etnik gruplar meydana getirir. Bu etnik gruplardan en önemlileri; Birmanyalılar, Karenler,Şanlar, Şinler,Kaşınlar ve Kayahlardır. Ancak nüfûsun % 74'ünü Birmanyalılar teşkil etmektedir. Bunlardan başka Bangladeş,Hindistan ve Çin'den gelen göçmenler de ülke nüfûsunda az da olsa bir yekün teşkil ederler.
Refah seviyesinin çok düşük olduğu Birmanya'da halk, kazıklar üzerine bambudan yaptığı evlerde yaşar. Evlerini kazıklar üzerine yapmalarının sebebi; muson yağmurları sebebiyle sık sık mâruz kaldıkları sellerden korunmak içindir. Halk, genellikle çiftçilikle uğraşmaktadır. Resmî dilin Birmanca olmasına rağmen, halkın ancak % 65'i bu lisânı konuşmakta, geri kalanlar ise kendi bölgelerine mahsus olan çeşitli dilleri konuşmaktadır. Birmanya halkı genel olarak geleneklerine bağlı, an'anelerinden vaz geçmeyen bir millettir. Âile kavramı; anne, baba, kardeşler, dayı, teyze, amca, hala, dede, nine, yeğenlerden müteşekkil topluluktur. Âilede söz sâhibi olan kimse mutlaka babadır. Halkın ekseriyeti Budizm dînine inanır. İslâmiyetin, halkın genel kültür seviyesinin yükselmesiyle gittikçe yayıldığı Birmanya'da Hıristiyanlık ve Hindu dinleri çok dar sâhalarda kalmıştır. Okur-yazar oranının % 70 gibi yüksek bir rakam olmasına rağmen, bu sâdece okur-yazar olmaktan ileri gitmeyen halkın kültür seviyesinin yüksek olmasını ifâde etmemektedir. Orta öğretim yapan okulların sayısının çok sınırlı olduğu ülkede bir tek üniversite vardır. Sağlık hizmetlerinin de yetersiz olduğu hastahânelerde nüfûsa göre yatak sayısı da çok azdır.
Siyâsî Hayat
1948'de bağımsızlığını îlân ettikten sonra, Birmanya'da parlamenter demokratik bir rejim benimsendi. Meclis ve Senato'nun teşkili, devlet ve hükûmet başkanlarının seçiminden sonra komünist ve bölücülerin meydana getirdikleri kargaşalık netîcesinde ordu yönetime el koydu. Seneler sonra hazırlanan anayasa, 1974'te halk oyuna sunularak kabul edildi. Bu anayasa netîcesinde, Birmanya Sosyalist Federal Cumhûriyeti oldu. İdârî bakımdan 50 vilâyete ayrılmıştır. Bunların çoğunluğu küçük şehirlerdir.
Ekonomi
Dünyânın geri kalmış ülkelerinin başta gelenlerinden olan Birmanya'da ekonomi tarıma dayanmaktadır. Çok bol olan mâdenler, tarımdan sonra ekonominin dayandığı ikinci büyük faktördür. Ülkede üretilen en önemli tarım ürünü, bütün Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi pirinçtir. Halkın temel gıdâ maddelerinin başında gelen pirincin ülke içerisindeki tüketimden artanı ihrâç edilir. Buğday, mısır, akdarı, susam, baklagiller, pamuk, çay ve şekerkamışı ülkede üretilen diğer tarım ürünleridir. Tarım en ilkel usûllerle yapılmaktadır. Gür tropik ormanlar ekonomiye kereste, kauçuk üretimi şekliyle katkıda bulunurlar.
Mâdenler bol olmasına rağmen işlenememektedir. Ülkedeki petrol üretimi, İkinci Dünyâ Savaşından önceki seviyesine henüz ulaşmış değildir. Sanâyisi yok denilebilecek seviyede olan Birmanya'da, çok az sayıda çimento, kâğıt, dokuma ve şeker fabrikaları vardır. Fildişi ve tahta oymacılığı ile ipekçilik ve mücevherat yapımı yaygındır. Ticâret de, bütün ekonomi kolları gibi çok geri kalmıştır. Balıkçılık mevcut sularda çok az yapılmaktadır. Daha ziyâde nehirlerde yapılan balıkçılığın yanısıra son zamanlarda deniz balıkçılığı da yaygınlaşmaktadır.