Rehber | Kategoriler | Konular
MOLiERE (Molyer)
Fransız komedi yazarı. 1622 yılında Paris'te doğdu ve 1673'te orada öldü. Tiyatroculuk yaptı. Yazdığı komedileri oynardı. İlk öğrenimini bitirdikten sonra Paris'te Cizvit Papazlarının idâre ettiği Clermont Kolejine gitti. Burada kuvvetli bir klasik eğitim gördü. Yunanca ile birlikte Lâtinceyi de öğrenerek Yunan ve Roma kültürüne vâkıf oldu. Bu arada Descartes'in muhâlifi ve rakîbi Grassendi'nin (1592-1655) husûsî felsefe derslerine devam etti. Molière'in gördüğü eğitim ve içinde yaşadığı fizikî çevre, onun tiyatrocu olmasında mühim bir rol oynadı.
Hukuk tahsili de gören Molière bu sâhaya ilgi duymadı ve kendisini tamamen tiyatroya verdi. Tiyatroya meraklı birkaç arkadaşı ile berâber 1643 yılında İllustre Théâtre'yi kurdu. Ancak grubu çeşitli sebeplerle Paris tiyatro câmiasında tutunamadı. Sonunda kapandı, Molière de borçları sebebiyle hapse girdi.
Sahnelerde âile ismi yerine Molière müstear ismini kullanmış, fakat bu müstear isim zamanla esas âile ismini unutturmuştur.
İllustre Théâtre kapandıktan iki sene sonra grubuyla berâber Fransa turuna çıkan Molière, bunda başarılı oldu. 12 senelik turunda tecrübe ile berâber epey de para kazandı ve 1658 yılında Paris'e geri döndü. Paris o zamanlarda, Fransa'nın başşehri, Avrupa'nın da sayılı kültür ve sanat merkezlerinden birisiydi.
Paris'e döndükten sonra bir vesileyle saraya girip, Fransa Kralı Onbeşinci Louis'nin takdirlerini kazanan Molière, kralın himâyesi altında çalışmalarına devam etti. Kısa zaman sonra Paris'in en mümtaz tiyatrocusu oldu. Peşpeşe sahnelediği komedi eserleriyle çevresinde rakipsiz kaldı ve şöhretin zirvesine ulaştı.
Eserlerinin mevzûlarını ve mizah anlayışınıİtalya'dan alan Molière'in ilk orijinal eseri Gülünç Kibarlar (Les Précieuses Ridicules, 1659)dır. Bu eser sahneye konduğu zaman büyük alâka gördü.
Tiyatro yazarlığı, oyunculuğu ve grubun idareciliği gibi üç işi berâberce yürüten Molière, önceleri Fars tarzında ve hayâli unsurlara dayalı eserler veriyordu. Sonradan, müşâhadelerine dayanarak ve komediyi doğrudan doğruya hayâtın içine sokan eserler yazmaya başladı. Bu eserlerinde belli kesimleri, karakterleri ele alıp, onların gülünç taraflarını düşündürücü bir şekilde sahnelemeye başlayınca, muhâlifleri de kralın huzûrunda oynadığı Kocalar Okulu (L'école des Maris) ve onun devamı mâhiyetindeki Kadınlar Okulu (L'école des Femmes) isimli komedileri; hallerinde, sözlerinde ve düşünüşlerinde yapmacığa kaçan kibar çevre kadınları ve sonradan görme kadınlar arasında tepki doğurdu. Molière, muhaliflerinin yaptığı hücumlarına karşılık Kadınlar Okulu'nun Tenkidi'ni (La Critique de L'école des Femmes) yazarak cevap verdi. Yine, eserin kahramanı olarak iki yüzlü bir papazın gösterildiği Tartuffe (1664) ile de kilisenin düşmanlığını kazandı. Eser, üzerinde beş sene süren tartışmalardan sonra sahneye konulunca(1669) büyük bir alâka gördü ve üst üste 44 kere temsil edildi. Yazıldıktan beş yıl sonra kilisenin büyük muhâlefetine rağmen sahneye gelebilmesi kralın sâyesinde mümkün olmuştur.
Molière, aradan geçen beş yıl içinde Don Juan (1665), İnsandan Kaçan (Le Misonthrope, 1666), George Dandin (1668) ve Cimri (L'avare, 1668) isimli komedilerini yazdı.
Kralın kendisini kiliseye, asilzâdelere ve meslektaşlarına karşı himâye etmesi üzerine onun hoşuna gidecek eserler sergiledi. Rakslı, esprili, eğlenceli bu eserlerinin müziği, Fransa'da opera müziğinin kurucusu Lulli (1632-1687)ye âittir. Monsieur de Porceaugnac (1669), Şahane Âşıklar, Kibarlık Budalası (Le Bourgeois Gentilhomme, 1670) Psyché (1671) bu maksatla yazıldı.
Molière, son komedisi Hastalık Hastası (Le Malade İmaginaire)nı 1673'te yazdı. Bunun dördüncü temsilinde oynarken geçirdiği kriz sebebiyle birkaç saat sonra öldü. Hayattayken papazlara cephe aldığından cenâzesi ortada kaldı. Kralın müdâhalesiyle ölümünden dört gün sonra merâsimsiz gömülebildi. Mezarının kısa kitabesi, Lafontaine'e âittir.
İnsan unsurunun değişmez yönlerini çok iyi ifâde edebilmesi, karakter tasvir ve tahlilleri, bâzı insanların anormal hareketlerini, zihniyetlerini, davranışlarını ve hâllerini ince ve canlı bir şekilde verebilmesi Molière'in eserlerinin en bâriz vasıflarındandır.
Eserleri Fransız kültürünün zengin hazinelerinden birisidir. Fransız edebiyatının ve kültürünün ülkemizde yeni yeni teessüs ettiği zamanlarda Ahmed Vefik Paşa tarafından bütün eserleri dilimize tercüme edilmiştir.
Eserlerinden bazıları: Gülünç Kibarlar (Le Precieuses ridicules, 1659), Kocalar Okulu (L'école des Maris, 1661), Kadınlar Okulu(L'école des Femmes), Tartuffe (1664), Cimri (L'Avare, 1668), Kibarlık Budalası (Borugeois Gentilhomme) (Kibar Burjuva), Bilgiç Kadınlar (Les Femmes Savantes, 1672), Hastalık Hastası(Le Malade İmaginaire, 1673).