Rehber | Kategoriler | Konular
LEYLEK (Ciconia)
Alm. Eigentliche Storch, Fr. Cigogne, İng. Stork. Familyası: Leylekgiller (Ciconiidae). Yaşadığı yerler: Eski ve Yeni Dünyâ'nın sıcak ve ılıman bölgelerinde. Özellikleri: Boyunları, ayakları ve gagaları uzundur. Genellikle gaga ve bacakları kırmızıdır. Gagalarını takırdatarak anlaşırlar. Ömrü: 70 yıl kadar. Çeşitleri: Ak leylek, kara leylek, eğer gagalı, açık gagalı, Hint leyleği, Amerikan leyleği meşhurlarıdır.
Leylekgiller familyasından sulak yerlerde yaşayan, ayakları, boyunları ve gagaları uzun, göçmen bir kuş cinsi. Boyları 75-150 cm arasında değişir. Erkekleri 3-4 dişileri 2,5-4 kg ağırlıktadır. Ayakları yarı perdelidir. Nehir, göl ve bataklık kenarlarında gündüz dolaşarak, kurbağa, yılan, küçük kemirici ve böceklerle beslenirler. Leş yiyenleri de vardır. Yüksek ağaç, bina ve bacalarda yuva kurarlar. Uzun, geniş kanatlı ve iyi uçucudurlar. Uçarken gagalarını ileri, ayaklarını geriye uzatırlar. Üreme dönemlerinde eşler birbirine gösteriler yaparlar. Yuvalarına bağlıdırlar.
Çoğunun sesi yoktur. Gagalarını gürültülü bir şekilde takırdatırlar. Yurdumuzda en çok rastlanan ak leyleğin vücudu beyaz, kanatlarının ucu siyahtır. Uzun gaga ve bacakları kırmızıdır. Sulak arâzilerdeki yüksek ağaçlarda, yüksek binâların çatı ve bacalarında kuru dallardan yuva yapar. Ülkemize mart ayından îtibâren gelmeye başlar. Ağustos sonunda büyük topluluklar hâlinde Güney Afrika'ya göç eder. Dişi 3-5 beyaz yumurta yumurtlar. Eşler sırayla kuluçkaya yatar. Kuluçka süresi 30-38 gün arasında değişir. Tüysüz doğan yavrular sonra tüylenirler.
Kara leylek, ak leylek kadar insanlara yaklaşmayı sevmez. Yüksek ağaçlı ormanların su kenarlarında yaşar. Yüksek ağaçlar üzerinde kurduğu yuvasını, kuru ot ve yosunlarla döşer. Karın ve kuyruk altı beyaz, vücûdunun üst kısımları siyahtır. Gagası, ayakları ve gözünün çevresi kırmızıdır. Tek tek veya küçük topluluklar hâlinde göç eder. Yurdumuzun, Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları yakınında ve Ege bölgesinin sulak orman bölgelerinde rastlanır. Ak leylek gibi ürer ve beslenir. Afrika'da yaşayan Marabu, leş yer. Çoğunlukla akbabalarla berâber bulunur. Leylekler, halk arasında sevilen ve korunan kuşlardır.
Evliyâ Çelebi, Seyahatname'sinde leylek hakkında şâhit olduğu bir hâdiseyi şöyle anlatır:
... Sofya şehrinde, Çelebi Câmii nâmındaki eski mâbedin kurşunlu kubbesi üzerine bir çift leylek yuva yapıp yumurtlamışlardı. Sofya günlerimizin birinde Debbaoğlu derler bir eşkıyâ, bu mâbedin kubbesine çıkıp, leylek yumurtalarını alıp, yerine iki kara karga yumurtası koyar. Zamanı gelince iki kara karga yumurtadan çıkar. Bunları avdan dönünce gören leylek baba hemen dişi leyleğe bir iki kötek vurup, Sofya şehrinde öteye beriye feryad-figan ile dolaşır. Lâklakası ile binlerce leyleği haberdar edip, hepsi Çelebi Câmiinin kubbesi üzerinde toplandılar. Bütün şehir, bu nedir, diye seyre çıktılar. O kadar leylek toplanmıştı ki câminin üzeri görünmez olmuştu. Her bir leylek, karga yavrusuna bakıp ?lak lak? ederek güyâ bir şeyler söyler, bu işe kızdıklarını anlatırlardı. O gün bütün leylekler ne yediler ne içtiler. Leyleklerin laklakasından şehirde huzur kalmadı.
Sonunda binlerce leylek, karga yavrularına hücum edip kara kargaları yok ettiler. Leylek anayı da; ?Sen zinâ yapmışsın!? diye gagaları ile parça parça ettiler. Herkesin gözü önünde câminin tepesinden ahâliye doğru parçalarını attılar. Leylek babaya, bir leylek ana vererek hepsi yuvalarına gittiler. Bütün şehir bu hâle şaşırıp kaldılar. Elbette Cenâb-ı Hak herşeye bir nizam vermiştir. Melek Ahmed Paşa dahi perişan duruma çâre olup; ?Derhal şakiyi getirin. Hakkından gelelim.? diye emir vermiş iken; ?Sabredelim. Allahü teâlâ hazretleri Âdil ve Kahhardır? diyerek beklemeye başladık.
Üç gün sonra, hikmeti ilâhi, o yuva bozucu şaki Debbaoğlu, yarı sarhoş bir hâlde, namus ehli bir kadının evine girmek isterken, kadının kocası vaziyeti anlayıp kan başına sıçrar. Hemen dalkılıç olup, Debbaoğlu'nu yaralar. Sonra bağlayıp, adâlet meydanına sürer. Bütün ahalî toplanıp etmedik hakaret bırakmayıp Debbaoğlu'nun cezasını verdiler. Debbaoğlu yıktığı yuvanın cezasını canı ile çekmiş oldu. Doğrusu anlayana Allahü teâlânın büyük ibretidir.?