Rehber | Kategoriler | Konular
IRAK
DEVLETİN ADIIrak Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİBağdat
NÜFÛSU18.838.000 (1993)
YÜZÖLÇÜMÜ438.317
RESMÎ DİLİArapça
DÎNİİslâm (% 95), Hıristiyan (% 5)
PARA BİRİMİDinar
Türkiye'nin güneyinde bir Ortadoğu ülkesi.Kuzeyde Türkiye, doğuda İran, güneydoğuda Basra Körfezi ve Kuveyt, güneyde Suudi Arabistan, batıda Ürdün ve Suriye ile sınırlanmış ve 38°-48° doğu meridyenleri ile 28°-38° paralelleri arasında yer almaktadır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında bir geçit kabûl edilmektedir. Birleşmiş Milletler ve BağlantısızlarPaktı üyesi, sosyalist bir ülkedir.
Târihi
Irak'ın bulunduğu Mezopotamya bölgesi dünyânın ilk önemli yerleşim merkezlerinden biridir.M.Ö. 7. yüzyıla kadar Sümer-Akad, Bâbil ve Asurların elinde kalmış, bu târihte ise Perslerin eline geçmiştir. Bölgede İslâmiyetten önceki Araplar da Main,Sebai ve Himyeri devletlerini kurdular. İslâmiyetin doğuşu ve hızla gelişmesi ile birlikte Müslümanlar uzun süre bölgeye hâkim oldular.Müslümanların dördüncü halîfesi hazret-i Ali'nin kabri Necef'tedir.Oğlu hazret-i Hüseyin de burada Kerbelâ'da şehid olmuştur.İmâm-ı A'zâm Ebû Hanîfe,Ahmed bin Hanbel, Abdülkâdir Geylânî gibi büyük âlim ve velîlerBağdat ve Kûfe'de yetişmişler, insanlığa ilim ve hikmet yaymışlardır. Bu üç zâtın türbesi hâlenBağdat'tadır.
Bağdat 762'den îtibâren yeni baştan îmâr edilerek Abbâsîlerin yâni, İslâm dünyâsının başşehri oldu ve dünyânın en önemli kültür merkezlerinden biri hâline geldi. Bilhassa 786-809 seneleri arasında halîfelik yapan Hârunürreşîd ve oğlu Me'mûn zamânında Irak dünyânın en parlak ilim ve kültür merkezi oldu. Ancak 1258'de Irak'a girenMoğol hükümdarı Hülâgü, şehirleri yakıp yıkmış, binlerce Müslümanı öldürmüştür. Daha sonraki târihlerde de eski günleri bulamayan Irak, sırasıyla Celâyirliler,Tîmûroğulları, Karakoyunlular,Akkoyunlular, ve Safevîlerin hâkimiyeti altında kaldı. 1515'te Kuzey Irak'ın Osmanlı topraklarına katılmasını tâkibenKânûnî SultanSüleymân Han 1534'te ülkenin tamâmını fethetti.Irak,Osmanlı hâkimiyetinde kaldığı yaklaşık beş asırlık süre zarfında en parlak dönemlerini yaşadı. Kıymetli âlimler İstanbul'a götürülerek, çalışmaları için her türlü imkân temin edildi.Osmanlı Sultanı Dördüncü Murâd Han zamânında Bağdat ikinci defâ fethedildi. Bu fetihte pâdişâh bizzat harbe iştirak etmiş, kale kapısı yıkılırken elindeki gürzle o da yardım etmişti.Kalenin fethinden sonra Şiîlerin yıktığı İmâm-ı A'zam türbesini yeniden inşâ ettirdi.Irak'a göz koyan İngilizler,Birinci Dünyâ Savaşı sırasında 20Kasım 1914'te Basra'ya girdiler. Ancak 29 Mayıs 1916'da Irak ve Osmanlı Kuvvetleri ?Selman Pak? meydan savaşında İngilizleri yenerek tamâmını esir ettiler. Birinci Dünyâ Savaşından sonra Osmanlılar bölgeden çekildiklerindenIraklılar yalnız ve zayıf kaldılar. Bunu farkeden İngiltere 1918'de ordularını Musul'a soktu. 1920'de yapılan son Roma Konferansında da Irak'ın İngiliz mandası altına girmesi kararlaştırıldı. 1930'da İngiltere Irak'a sözde bağımsızlık tanıdı. 1933'te de Faysal'ın oğlu Gâzi, kral oldu. Irakİkinci Dünyâ Savaşına girmedi. Ancak bütün İngiliz sömürgeleri gibi savaştan etkilendi. 14 Temmuz 1958'de Irak ordusu, 22 yaşındaki Kral İkinci Faysal'ın da öldürüldüğü kanlı bir darbe ile yönetime el koyarak cumhuriyeti ilân etti. Ancak darbeci Abdülkerîm Kasım tam bir diktatör olduğundan,Irak'a İngilizlerden fazla bir hürriyet vermedi. Bunun üzerine SosyalistArap Baas Partisi aynı senenin 8 Şubatında yönetimi ele geçirdi. 18 Kasım 1963'te işe Arif Kardeşler, karşı darbe ile başa geçti. Beş sene sonra 30Temmuz 1968'de de BaasPartisi yeni bir darbe yaparak ikinci defâ yönetimi ele geçirdi. Saddam Hüseyin'in başkanlığındaki Devrim Komuta Konseyi ve Sosyalis ArapBaasPartisi bugün de işbaşındadır. 22 Eylül 1980'de başlayan Irak-İran savaşı ülkede yüzbinlerce insan kaybına, milyarlarca dolarlık zarara huzûrun, barışın ve düzeninin bozulmasına yol açtı.Sekiz sene gibi uzun bir savaş sonunda, 20.8.1988'de ateşkes imzâlandı.
1990 ortalarında Irak orduları Kuveyt'e girerek burayı işgâl etti. Bunun üzerine başlayan Körfez Krizi petrol fiatlarının artmasına ve ekonomik dalgalanmalara sebeb oldu. ABD-Suudi Arabistan'ın güvenliğini sağlamak için 500.000 asker, birçok Avrupa devleti de Basra Körfezine donanma gönderdi.Irak'a, Kuveyt'i boşaltmak için verilen sürenin bittiği 16 Ocak 1991 günü, Müttefik güçler askerî harekata başladı. Bir ay zarfında Irak mağlub olarakKuveyt'ten çekilmek mecburiyetinde kaldı. Ateşkes antlaşması imzalanarak barış görüşmelerine başlandı. Amerika Irak'ın kuzey sınırındaki kürtleri korumak için askerî birlik bulundurmaktadır.
Fizikî Yapı
Irak fizikî yapı bakımından genelde dört bölgeye ayrılır:Bunlar, kuzey ve kuzeydoğuyu kaplayan dağlık bölge; bu bölgenin güneyinde yeralan,Basra Körfezi kıyısındaki bataklıklar; güney ve batıdaki çöllerle sınırlanmış olanMezopotamya arâzisi ve Ürdün, Suudî Arabistan,Güney Suriye sınırlarına yakın bölgelerden başlayarak komşu ülkelerin içlerine doğru uzanan step ve çöllerdir.Ülkenin en büyük platosu kuzeyde bulunan Cezire'dir.Yine kuzeydeki Alp-Himalaya dağ dizisi üyeleri Zagros Dağları Irak'ın en yüksek bölgeleri olup, 5605 m'ye kadar yükselirler. Dicle ve kolları, Fırat,Irak ve Mezopotamya'nın hayat kaynağıdır. Bu iki ırmak bölgeyi suladıktan sonra,Basra Körfezine 150 km kala Şattülarap su yolunda birleşirler. Bu yol Irak'ın en önemli limanı olanBasra'yı körfeze bağladığından çok önemlidir. Dicle ve Fırat yüzyıllardan beri Türkiye ve Suriye'den,Irak'ın kuzeyinden taşıdıkları topraklarla denizi doldurarakAşağı Mezopotamya'nın ucundaki deltanın alüvyonal özellikte çok verimli bir ova hâline gelmesine sebep olmuşlardır. Ülkenin diğer önemli akarsuları Büyük Zap, KüçükZap ve Uzuym nehirleridir.Ülkede çok sayıda göl bulunmasına rağmen, tam bir göl özelliği göstermezler. Bir çoğu yağmur suyu ile dolan sathî (yüzeysel) çukurluklardır. Basra Körfezine yakın göllerin çoğu da sazlarla kaplı bataklıklar hâlindedir.Irak'ın en büyük gölü Şattülarap su yolu ile Fırat Nehri arasındaki Hürülhammar Gölüdür.
İklimi
Irak'ta iklim kış-yaz mevsimleri ve güney-kuzey bölgeleri arasında büyük değişiklik gösterir.Yaz mevsimi güneyde uzun, sıcak ve kuraktır.Sıcaklık bölgede ortalama 46°C'yi bulur. Kuzeyde ise serince ve kısa sürer. Kış mevsimi ise güneyde kısa sürer ve serin geçer.Kuzey bölgelerde ise kış çok karlı ve uzundur. Bu bölgelerde kış aylarındaki sıcaklık ortalaması sıfırın altındadır. Yağış ise ülke genelinde kış aylarında olur.Mezopotamya'da senelik ortalaması 178 mm olan yağış, dağlık bögelerde 1016 mm'yi bulur.Yağışlar güneyde yağmur, kuzeyde kar şeklinde olur.Çöl bölgelerinde ise ancak dünyâ çapında büyük bir kış olduğu zamanlarda kısa süreli yağışlar tesbit edilmiştir.
Tabiî Kaynaklar
Irak bitki örtüsü bakımından da iklime bağlı olarak bölgelere göre dağişiklik gösterir. Dağlık bölge, yamaçlarda çam, meşe, fıstık ağaçları, daha yukarılarda diken ve çalılıklarla kaplanmıştır.Suriye sınırı yakınlarındaki kısımlarda bir iki yıllık cılız bitkilere rastlanır.Güneydeki steplerde bozkır bitkileri, çöllerde ise dikenli bitkiler görülür. Aşağı Mezopotamya'nın bir kısmı ve Basra Körfezi kıyısı bataklık özelliği gösterdiğinden buralar söğüt, kavak ağaçları, yeşillikler, su otları ve sazlarla kaplıdır.
Ülkedeki vahşî ve yabânî hayvanların en bol bulunduğu yerler dağlardır. Buralarda çakal, sırtlan ve yabânî tavşana rastlanır.Çöllerde çölyılanı, çölfâresi,Dicle ve Fırat gibi büyük ırmak boylarında ise kurbağa, yılan ve yabânî ördek görülür.
Irak'ın en önemli tabiî kaynağı petroldür.Petrol, Kerkük,Musul ve Basra olmak üzere üç bölgeden çıkarılır.Ülkenin senelik petrol istihsali 31 milyon varil civârındadır.Kuzeyden çıkarılan petrol, petrol boru hattı ile Suriye'nin Baniyar,Lübnan'ın Trablus-şam limanlarına ve ülkemizin Yumurtalık tesislerine pompalanır.Güneyden çıkarılan petrol ise körfez kıyısındaki limanlardan borularla sevk edilir.
Irak'tan çıkarılan, değeri petrolle yakın diğer bir tabiî servet kükürttür. Bunu, senede 12 bin ton çıkarılan asbest takib eder.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Irak, ender rastlanacak bir târihe sâhib olduğundan ülke nüfûsunu meydana getiren gruplar da kendisine has özellikler gösterir. Birinci Dünyâ Savaşı sırasında 2,5 milyon olan ülke nüfûsu % 35'lik artış oranı ile günümüzde 17.215.000'e ulaşmıştır.Halkın % 80'i Araptır. Geri kalan % 20'lik kısmı, kuzey bölgelerde yaşayan Kürtler,Kerkük ve Musul'daki Türkler ve çeşitli yerlerde yerleşmiş bulunan Ermeni, Yahûdi, Yezîdi, Süryâni ve Asurî azınlıklar teşkil eder. Türkler okullarında Türkçe öğretim yapabilme, diğer azınlıklar da bâzı konularda özerk davranabilme hakkına sâhiptir. Arapça resmî dil olması ve halkın büyük çoğunluğunun Arap olması sebebiyle en çok konuşulan lisandır.IrakArapçası yazıda modern, telaffuzda mahallî sitili benimsemiştir. Arapçayı, sırasıyla Kürtçe, Türkçe ve Ermenice tâkip eder.İngilizce ise en çok kullanılan batı lisanıdır.
Halkın çoğu Müslümandır.Müslüman olan Araplar, Türkler ve Farslar toplam nüfûsun % 95'ini meydana getirirler. 1960'a kadar Müslüman toplumunun yarısına yakını Şiîydi. Ancak bu yıllarda çeşitli siyâsî sebeplerden dolayı ülkeden fazla miktarda Şiî çıkarıldığından bugün ülkede sâdece Kerbelâ ve Necef civârında Şiî bulunmaktadır. Hıristiyan toplumu da, Katolik olan Musul'daki bir kısım Araplar, Ortodoks olan Ermeniler, kendi kiliselerine bağlı olan Süryâni ve Yezidiler meydana getirir. Ülkedeki diğer iki dînî grup ise Yahûdîler ve ilkel dinleri olan Asurîlerdir.
Ülkede eğitim parasız ve mecbûriyet olmadan yürütülmektedir. İlk ve Orta öğretim seviyesi komşu ülkelere nazaran düşüktür. 1959 senesinde başlatılan okuma yazma seferberliği ile okur-yazar oranı 1979'da % 30'a çıkmış, günümüzde ise % 40'ı aşmıştır.
Siyâsî Hayat
Irak, tek partili cumhuriyet sistemi ile yönetilmektedir.Ülke idâresinin görüşüldüğü 250 kişilik bir meclis vardır. Seçimler tek parti ve tek liste ile yapılır.Cumhurbaşkanı 1968 ihtilâlini yapan Devrim Komuta Konseyinin başkanlığına 1979'da getirilen Saddam Hüseyin'dir.
Irak'taki idârî taksimât, Osmanlılar zamânındakinin devâmı olup, batı sistemlerinden hemen hiç etkilenmemiştir. 16 şehrin en önemlileri Bağdat, Basra, Kerkük, Musul,Necef,Kerbelâ, Hillâ ve El-Kâzimeyn'dir. Şehirlerin başında, ülkemizdeki vâliye karşılık olan mutasarrıflar bulunur. Şehirlerden sonra kaymakamların idâre ettiği kazâlar gelir.Nâhiyeler ise, müdürlerin yönettiği köyden büyük yerleşim merkezleridir.Köy idârecisi olan muhtarlar genellikle halk tarafından işbaşına getirilir.
Ekonomi
Tarım:Irak petrolünün keşfine kadar, ülke tamâmen bir tarım ülkesi idi. Tarım eskisi gibi olmamakla berâber bugün de önemini korumaktadır.Petrolden elde edilen gelirin büyük bir bölümü tarımın modernizasyonunda kullanılır. Tarım arâzileri genelde Mezopotamya bölgesi ve büyük ırmaklar boyunda toplanmıştır. Ancak buralardaki yüksek vasıflı topraklardan gerektiği kadar faydalanılmamaktadır.Ülkenin 430.000 km2'ye yakın olan arâzisinin % 43'ü tarıma elverişli olmasına rağmen, ancak % 8'inden düzenli olarak faydalanılmaktadır.
Irmak boylarındaki vâdiler ve kuzeydeki yaylalar daha çok tahıl, tütün ve meyve üretimine elverişlidir. Daha güneydeki bölgelerde ise buğday, arpa, mısır, pirinç, susam, fındık, sebzeler, meyveler, tütün ve afyon yetişir.Hurma hemen hemen bütün bögelerde yetişen millî bir üründür.Irak tek başına dünyâ hurma üretiminin yüzde yetmiş beşini karşıladığından, hurma ekonomiye en büyük katkısı olan tarım ürünüdür.
Hayvancılık ve tarım: Irak halkının hayâtı ile büyük ölçüde parelellik gösterir.Sığır, eşek, katır kuzey bölgelerinde; deve, Asur arâzisi, çöller ve Mezopotamya'nın bir bölümünde; koyun Mezopotamya'nın batısında yetiştirilir. Ülkedeki büyükbaş hayvanların sayısı toplam dört milyon, küçükbaşlarınki ise üç milyon civârındadır.
Balıkçılık: Daha çok kuzey bölgelerin merkezî kısımlarındaki ırmaklarda gelişmektedir. Irmak ve göllerde sazan balığı, ve tatlısu balıkları bulunur. Daha önceleri balıkçılık körfez kıyısında da önemli bir geçim kaynağı iken savaş ve savaşın sonucu olan deniz kirlenmesi buradaki balık neslini tüketmiştir.
Sanâyi: Irak'ta çıkarılan petrolün mühim bir kısmının ham olarak ihraç edilmesine rağmen, sanâyinin en önemli kolu petrol rafinerizasyonu vepetro-kimyâdır. Petrol rafinerileri Bağdat, Basra, Kerkük ve Musul'da; petro-kimyâ tesisleri ise,Bağdat'ta bulunur.Sanâyiin bu kolunda genelde Rus teknolojisi kullanılmaktadır.Petrolü pamuklu, yünlü ve ipekli dokuma tâkib eder. Tekstil sanâyii Bağdat, Musul ve Hilla'da toplanmıştır.Yakın târihte büyük ilerleme gösteren diğer sanâyi dalları, çimento ve sun'î gübre üretimidir. Konserve, şeker, sigara, nebâtî yağ ağaç ürünleri imâlatı da tarıma bağlı olarak gelişmektedir.Ülke diğer birçok sanâyi kolunda olduğu gibi tarım araçları ve otomotiv sanâyiinde de Sovyet teknolojisinden faydalanmaktadır. Körfez savaşı ile sanayi ve ekonomik durumu güçlüklerin içine düşmüştür.Memleket bir baştan bir başa harap olmuştur.
Ticâret:Irak'ta ülke içi ticâret eski metodlarla yapılmakta, nakliye ve tabiat şartları sebebiyle her bölge kendisini beslemek zorunda kalmaktadır. Dış ticâret ise yeni yeni gelişmeye çalışmaktadır. İhrâcatında büyük payı ham petrol tutar. Bunu hurma ve çimento izler. İthâlat ise daha çok teknoloji transferi ve ağır sanâyi ürünleri şeklinde olmaktadır. Önemli ithâl ürünleri makina, araç, yiyecek maddeleridir.
Ulaşım:Irak'ta ulaştırma genelde karayolu ile yapılır. En önemli yolları:Sınırları ve petrol bölgelerini Bağdat'a bağlayan yollardır.Karayollarının toplam uzunluğu 33.238 kilometredir.Ülke içi ulaşımda demiryolu ikinci sırayı alır. 1914'te yapılmaya başlanan demiryolları bugün 2439 km uzunluğa ulaşmış olup, hemen hemen bütün büyük şehirleri birbirine bağlar. Büyük ırmaklar ve sun'î su yolları da şartların uygun olduğu zamanlarda ulaşımda önemli yer tutabilmektedir . Irak, Basra körfezinde sâdece 100 kilometrelik bir kıyısı olmasına rağmen her türlü deniz vâsıtasına hizmet verebilecek iki büyük limana sâhiptir. Bunlar körfez kıyısındaki Ümm-ül-Kasr ile Şattülarap su yolu kıyısındaki Basra limanlarıdır.Ülke içi ulaşımda havayolu konusuna önem verilmemesine rağmen,Bağdat ve Basra milletlerarası hava trafiğinin mühim durak yerleridir.