Rehber | Kategoriler | Konular

VASi

Alm. Erblasser, Fr. Tuteur, İng. Guardian. Vesâyet altındaki küçüğün ve mahcurun hukûkî muâmelelerde işlerini görmek, onları temsil etmek üzere mahkemece vazifelendirilmiş kişi. Medenî hakları kısıtlanmış olan kimselerin (mahcur) ve kânûnî velilerinin ölmesi sebebiyle velisiz kalan küçüklerin mallarını idâre etmek ve hukûkî muâmelelerinde onları temsil etmek üzere mahkemece vazifelendirilmiş olan şahıstır.

Tâyini: Vasîyi sulh mahkemesi tâyin eder. Sulh mahkemesi bir veya birkaç kişiyi vasî tâyin edebilir. Fakat vesâyet altına girecek kişilerin cezâsı olmadıkça birden fazla kişi vasî olarak tâyin edilemez (M.K. md.363). Mahkeme, herhangi bir mâni yoksa prensip olarak vasîliğe kasırın yâni vesâyet altına alınanın yakın kan veya sıhri hısımlarından birini tâyin eder. Tercihen karısını veya kocasını tâyin eder. Bunlar içinde kasıra en yakın akrabâ olan ve ona yakın bir yerde oturan vasî olarak tâyin edebilir (M.K. md.364). Sulh mahkemesi vasîyi tâyin ederken küçüğün rızâsını da alır (M.K. md. 365). Küçüğün veya mahcurun erkek hısımları, kocası ve vesâyet mıntıkasında oturan ve medenî-siyâsî haklara sâhip olan diğer erkekler vesâyet vazifelerini kabul ile mükelleftir (M.K. md.366). Fakat, 60 yaşını bitirmiş olanlar, maluliyetten dolayı vesâyeti güçlükle yapacak olanlar, dörtten fazla çocuğun velisi bulunanlar, uhdesinde ikiden fazla, vesâyet bulunanlar veya işi aşkın bir vesâyeti olanlar, mebuslar, vekiller ve temyiz mahkemesi reisi ve âzâları vasî olmayı reddedebilirler (M.K. md.367). Vesâyet altında bulunanları, medenî ve siyâsî haklardan mahrum olanlar, menfaatleri kasrın (vesâyet altına alınacak kişi) menfaatleriyle zıt olan veya onunla düşmanlığı olanlar ve ilgili vesâyet dâireleri hakimleri vasî olamazlar (M.K. md.368). Vasî tâyin edildikten sonra durum yazılı olarak vasî tâyin edilen kişiye bildirilir. Durum hem doğduğu yerde, hem de ikâmetgâhının bulunduğu yerde îlân edilir (M.K. md.371). Vasî tâyin edilen kişi tebliğ edildiği andan îtibâren 10 gün içinde mahkemeye mâzeret bildirerek îtiraz edebilir. Bu îtirâzı mahkeme karar verene kadar vasî olarak vazifesini yapmaya mecburdur (M.K. md.372-374).

Vazifeleri: Vasî, vazifesine başlarken sulh mahkemesinin bir temsilcinin huzûrunda, vesâyet altındaki kimsenin mallarının bir defterini yapar. Vesâyet altındaki kimse temyiz kudretini, hâiz ve imkân da mevcut ise defter yapılırken hazır bulundurulur (M.K. md.382). Senetleri, kıymetli eşyâları ve mühim vesikaları sulh mahkemesinin murâkabesi altında emin bir yere konur (M.K. md.383). Şâyet vesâyet altındaki kişinin menfaati gerektiriyorsa menkul eşyâları açık artırmayla veya iki tarafın anlaşmasıyla satılır. Kıymetli eşyâları, mecburiyet olmadıkça satılmaz (M.K. md.384). Vesâyet altındaki kişinin alacakları yeteri ölçüde teminattan mahrumsa, daha teminatlı hâle getirilir (M.K. md.386). Sınâî, ticârî ve sâir teşebbüsleri varsa sulh mahkemesi bunların tasfiyesi veya idâmesi için gerekli tedbiri alır (M.K. md. 387). Gayrimenkul mallar, sulh mahkemesinin izniyle satılabilir. Satış açık artırmayla yapılır. Asliye mahkemesi karar verirse satış iki tarafın karşılıklı anlaşması yoluyla da yapılabilir. (M.K. md. 388).

Vasî, küçüğün terbiyesi için îtinâ gösterir. İstisnalar dışında çocuğun terbiyesi konusunda vasî anne ve babanın yetkilerini kullanır (M.K. md.389). Vasî, bütün tasarruflarında küçüğü temsil eder, fakat onun mallarını bağışlayamaz, vakfedemez, onun hesâbına kefâlet yapamaz (M.K. md.391-392). Vesâyet altındaki küçük temyiz kudretine sâhipse ve 16 yaşından küçük değilse işlerini yaparken vasî onun da rızâsını alır, fakat bu rızâ vasîyi sorumluluktan kurtaramaz. (M.K. md. 393). Vesâyet altında bulunan kişi vasînin rızâsını almak şartıyla borca girebilir, bir haktan ferâgat edebilir. (M.K. md. 394). Vesayet altında bulunan kişiye sulh mahkemesi bir sanatta veya işte çalışma izni vermişse, o sanat ve iş dolayısıyle yaptığı tasarruflardan sorumludur (M.K. md.396).

Vasî, sulh mahkemesinin tâyin eylediği zamanlarda ve hiç olmazsa senede bir defâ mahkemeye arzetmek üzere hesap tutmaya mecburdur. Hesap incelenirken temyiz kudretini hâiz ve on altı yaşında bulunan vesâyet altındaki kişi de bulunur (M.K. md.397). Vasî, vesâyeti altındaki kimsenin malından ücret alabilir. Bu ücret, her bir hesap müddeti için vasînin sarfettiği emeğe ve vesâyeti altındaki kimsenin gelirine göre sulh mahkemesi tarafından takdir olunur (M.K. md.400).

Vasînin vazifesinin sona ermesi: Vesâyet kural olarak dört yıl için verilir. Dört yıl sona erince, vasî vesâyetten çekilebilir (M.K. md.399). Vasîlik sıfatı, vasînin vefâtı veya medenî haklarını kullanmaktan mahrum kalırsa sona erer (M.K. md. 423). Vasî, vasîlikle bağdaşmayan bir harekette bulunursa istifâ etmeye mecburdur. Fakat, müddeti dolmadıkça kendi isteğiyle istifâ edemez (M.K. md. 425). Vasînin, vasîlikle bağdaşmayan fâhiş bir ihmâli görülürse, asliye mahkemesi onu vasîlikten azleder. Borcunu ödemekten âciz kalan vasî hakkında da hüküm böyledir. Sulh hâkimi, vesâyet altındaki kimsenin menfaatlerini tehlikede gördüğü anda, vazifesini gereği gibi îfâ edemeyen vasînin başka bir kusuru olmasa bile, vazifesine nihayet verebilir (M.K. md.427).

Temyiz kudretini haiz vesâyet altındaki kimse ve ilgililerden herbiri, vasînin azlini talep edebilirler (M.K. md.428). Gecikmede tehlike varsa sulh mahkemesi, vasîye geçici olarak işten el çektirebilir; îcâbında tevkif ve mallarını haciz ettirebilir (M.K. md.430).

Vasîliğin sonunda yapılacak işlemler: Vesâyeti sona eren vasî, idaresi döneminde tutmuş olduğu raporu ve hesabı sulh mahkemesine vermeye ve malları vesâyet altındaki kimselerin veya mirasçılarının yâhut yeni vasînin emrine teslim etmeğe mecburdur (M.K. md.433). Bu raporlar ve hesap sulh mahkemesince incelenir. Tasdik edilen rapor ve hesaplar yeni vasîye ve vesâyet altındaki kişinin mirasçılarına bildirilir. (M.K.md. 435). Vasînin mesuliyetine âit dâvâlar kesin hesâbını verdiği andan îtibâren 1 yıllık zaman aşımı süresine tâbidir (M.K. md.436). Vesâyet altındaki kimsenin, vasî veya vesâyet dâireleri âzâsı zimmetindeki alacağı, imtiyazlı olacaktır (M.K. md.438).


Konular