Rehber | Kategoriler | Konular

TAşBASKI

Kireçtaşı, kalsiyum karbonat olup gözeneklidir. Baskı kalıbı olarak kullanılacak kireç taşı 6-8 cm kalınlığında levha şeklinde hazırlanır. Yüzeyi pürüzsüz hâle gelinceye kadar tesviye edilir. Bu düzgün yüzeye yazı veya resim özel bir mürekkeple nakşedilir. Mürekkebin özelliği yağlı olmasıdır. Yağlı mürekkep, arapsakızı eriyiğinin bir iki damla nitrik asitle karışımından yapılır. Baskı kalıbı, yazı işleri tamamlandıktan sonra yazıların ve resmin net bir görünüm alması için terebentinle silinir. Baskı kalıbı daha sonra su içine sokulup çıkarılır. Kireçtaşı gözenekli olduğu için yazılar ve resim çizgileri hâricindeki sathın tamâmındaki gözenekler suyla dolar. Baskı taşına bu durumda baskı mürekkebi sürülür. Mürekkep yazıların bulunduğu susuz yüzeylerden gözeneklere emilirken boş kısımlardaki sulu yüzeylerden itilir. Baskı kalıbı bir kâğıda bastırılmak sûretiyle istenilen baskı elde edilir. Gözeneklere emilen mürekkep bitinceye kadar baskı yapılabilir.

Kalıplar saklanarak ilerde tekrar baskıda kullanılabilir. Tekrar baskı yapmak için baskı kalıbının terebentinle silinip suya sokulması yeterlidir. Bâzan taş kalıp yerine kâğıt ıslatılır. Kâğıt bilâhare kurutulur.

Mürekkep rengi değiştirilerek, değişik renklerde baskı da yapılabilir. Renk ayrımına göre şekil ve yazıları ayrı ayrı hazırlanan taşlar, sırayla aynı kâğıt üzerine basıldığında ofset renkli taşbaskı elde edilmiş olur. Modern ofset litoğrafyanın esâsını taşbaskı usulleri teşkil eder. Modern litoğrafya, fotokimyâsal metodlarla hazırlanmış çinko ve alüminyum levhaları kalıp (matris) olarak kullanır.

Taşbaskılarda taşın yazı ve resim çizgilerinin geldiği yerler hafif oyuk veya hafif kabarık olan türleri de vardır. Bu türe, taşbaskılarda taş üzerine gravürleme denir. Gravür şekli ile hazırlanacak ve kazılacak kelimeler hafif asitlerle ve özel gravür makinalarıyla hazırlanır.

Taş baskı tekniği 1831 yılında Türkiye'ye girmiştir. İlk taş baskı atölyesi bugünkü İstanbul Üniversitesi (Eski Harbiye Nezâreti)nde kuruldu. İlk basılan kitaplar askerî eğitim gâyeliydi. Daha sonra Anadolu'nun bâzı büyük şehirlerinde de taş baskı atölyeleri kuruldu. Baskıda tipografinin gelişmesi üzerine, 20. yüzyılın başlarında yavaş yavaş taş baskıcılık yerini, bugünkü modern teknik baskıcılığa terk etti.


Konular