Rehber | Kategoriler | Konular

TALAT AYDEMiR

1917 senesinde Bilecik'in Söğüt kasabasında doğan Talat Aydemir, Kara Harp Okulunu ve Kara Harp Akademisini bitirerek kurmay subay oldu. 1950'den îtibâren 27 Mayıs İhtilâlini hazırlayan çekirdek kadronun içinde yer aldı. Ancak 27 Mayıs 1960'ta vazifeli olarak Kore'de bulunduğu için, ihtilâle fiilen katılamadı ve Millî Birlik Komitesine giremedi. Bu ise MBK'ye şahsî kırgınlık duymasına sebep oldu.

Kore dönüşünde Kara Harp Okulu Komutanlığına tâyin edildi. 27 Mayısçıların, Ondörtleri de içine alan radikal kesimi içinde yer aldı. 1960 senesi sonlarında MBK'nin ılımlı kesimi, radikal kanadı tasfiye etti. Fakat MBK içinde olmayan Talat Aydemir bu gelişmeden etkilenmedi. 15 Ekim 1961'de seçimlerin yapılmasından sonra Ordu içindeki memnuniyetsizlikler arttı. Kendilerine Silahlı Kuvvetler Birliği(SKB) adını veren bir grup subay 21 Ekim'de seçimlerin, siyâsî partilerin ve MBK'nin feshini öngören bir protokol imzâladı. 27 Mayısın hedefine ulaşamadığı, Demokrat Partinin yeniden güçlendiği, koalisyon hükûmetlerinin gerekli reformları yapamıyacağı, bu sebeple yeni bir müdâhalenin gerekli olduğu görüşünde olanAydemir grubuyla SKB arasında yakın irtibat kuruldu. Ordu içindeki bu memnûniyetsizliği hisseden İsmet İnönü başkanlığındaki hükûmet, muhtemel bir darbe girişimini önlemek için aralarındaTalat Aydemir'in de bulunduğu bir grup subayı başka yerlere tâyin etti. Bunun üzerine Talat Aydemir, Ankara'daki askeri birliklerin bir kısmının katılmasıyla 22 Şubat 1962'de bir darbe teşebbüsünde bulundu. Fakat ordu, hükümetin yanında yer alınca yalnız kalan Talat Aydemir hükûmetle anlaşarak teslim oldu. Bu anlaşma uyarınca 22 Şubatçılar yargılanmadılar fakat emekliye sevk edildiler.

Talat Aydemir, bundan sonra da darbe teşebbüsüyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. 20-21 Mayıs 1963'te Kara Harp Okulunun katılmasıyla yeni bir darbe düzenlendi. Bu darbe teşebbüsü de bastırıldı. Talat Aydemir birçok subay, Kara Harp Okulu öğrencileri ve Ondörtlerden bâzılarıyla birlikte yargılandı. 5 Eylül 1963'te Fetih Gürcan'la birlikte ölüm cezâsına çarptırıldı. Kararı TBMM'nin onaylaması üzerine ikisi birlikte Ankara'da îdâm edildi.


Konular