Rehber | Kategoriler | Konular

şiRKETLER (Ortaklıklar)

Alm. (Handels) Gesellschaft (f), Fr. Association, société (f), İng. Partnership. İki veya daha çok kimsenin kazanç elde etmek ve bunu paylaşmak niyet ve gâyesiyle, iktisâdî ve fayda sağlayan bir teşebbüs için emek ve mallarını(sermâyelerini) bir araya getirip bu gâyeye tahsis ederek kurdukları topluluk. Şirketler, insanlık târihi kadar eskidir. İnsan ihtiyaçlarının çok fazla olmasına karşılık mâlî gücünün sınırlı olması, insanların emek ve sermâyelerini bir araya getirmeye zorlamıştır. Arkeolojik kazılarda çıkan taş levhalarda ortaklık sözleşmelerine rastlanmaktadır. İslâm hukûku daha 7. asırda günümüz şirketlerinin hukûkî statülerini düzenlemiştir.

Türk Hukûkunda Şirketler

Üyelerine kâr sağlamak için kurulan her teşekkül bir şirket (ortaklık)tir.

Günümüzde şirketler, Türk Ticâret Kânunu'nun 136. maddesine göre; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif olarak tasnif edilmiştir. Birden fazla anonim veya limited şirketten meydana gelen ve yine anonim şirket mevzuatına tâbi olan şirketler topluluğuna ise holding denir.

Ticâret kânununun şirketler için aradığı şekil ve şartlara tâbi olmayan kâr gâyeli ortaklıklara ise âdi şirket denir. Âdi ortaklıklar ise Borç Kânunu'nun 520. maddesine tâbidir.

Âdi şirket: İki veya daha ziyâde kimsenin emeklerini ve mallarını (sermâyelerini) müşterek bir gâyeye erişmek için birleştirmeyi taahhüd ederek kurulmuş basit bir şirket çeşidi. Kurulan şirket, Ticâret Kânununa göre kurulmamışsa âdi şirket hükmündedir. Bu şirketlerin kuruluşu, sermâye konusu, kâr ve zarar durumları, idâresi ve tasfiyesi ile üçüncü şâhıslara âit hükümler Borçlar Kânununun 520 ve 544. maddelerinde düzenlenmiştir. Tüzel kişiliği yoktur.

Kollektif şirketi: Ticârî bir işletmeyi, bir ticâret ünvanı altında işletmek maksadıyle hakîkî şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından herbirinin mesuliyeti şirket alacaklarına karşı sınırlandırılmamış bulunan tüzel kişiliğe sâhip şirket. Kollektif şirkete, ortaklar arasında yapılan sözleşmenin yazılı olması ve noterden tastik ettirilmesi gerekir. Yapılan bu sözleşmede, ortakların adları, soyadlarıyla ikâmetgâhları ve tâbiyetleri; ortaklığın kollektif olduğu, ortaklığın ticâret ünvanı, merkezi ve meşguliyet konusunun bulunması mecburîdir. Şirket tescil ve îlânla tüzel kişilik kazanır. Tescil talebi, ortaklık merkezinin bulunduğu yer ticâret siciline karşı, ortaklığı kuranlar tarafından, sözleşmenin düzenlenmesinden îtibâren 15 gün içinde yapılır. Kollektif şirkete âit kânun hükümleri Türk Ticâret Kânununun 153 ve 242. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Memleketimizde en çok rağbet gören ortaklık tipi, kollektif ortaklıktır. Özellikle ortakların emek ve gayretlerine ihtiyaç gösteren teşebbüslerde bu ortaklık tipinden faydalanılır. Ortakların şirketin borç ve taahhütlerinden dolayı sınırsız mesuliyetleri, bu ortaklığın piyasada îtibârını arttırmaktadır. Bu sınırsız mesuliyet esası, ortaklar arasında yakın münâsebetlerin ve güvenin varlığını mecbûrî kılar. Bu sebeple uygulamada kollektif şirketlerde ortak sayısı üçü, dördü aşmaz. Ortaklardan birinin yaptığı uygun olmayan bir işten dolayı diğer ortakların bütün mal varlıklarıyla sınırsız sorumlu olması gibi sebepler bu şirketin mahzurlu taraflarını teşkil eder.

Komandit şirketi: Ticârî bir işletmeyi bir ticâret ünvanı altında işletmek maksadıyla kurulan ve şirket alacaklarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının mesuliyeti tahdit edilmemiş ve diğer ortak veya ortakların mesuliyeti muayyen bir sermayeyle tahdit edilmiş olan bir şirket. Bu târife göre komandit şirkette iki ayrı statüde ortak olduğu görülmektedir. Bunlardan mesuliyeti, kollektif şirkette olduğu gibi bütün şahsî mal varlığıyla sorumlu olan (sınırsız sorumlu) ortağa ?komandite ortak?; mesuliyeti şirkete koyduğu sermâyeyle sınırlı olan statüdeki ortağa ise ?komanditer ortak? denir. Komandite ortağın hakikî şahıs olması lâzımdır. Komanditer ortak hakikî şahıs olabileceği gibi hükmî şahıs da olabilir. Bir başka ifâdeyle bu şirkete ortak olan hükmî şahıslar ancak komanditer ortak olabilirler.

Şirketin komandit şirket olduğu yapılan sözleşmeyle belli olur. Mukâvelenin yazılı yapılması ve noterden onaylatılması gerekmektedir. Kollektif şirkete âit ticâret kânunu hükümleri bu şirket sözleşmesine, komanditer ortakların ad ve soyadlarıyla her bir ortağın koymayı taahhüt ettikleri sermâye miktarları ayrıca yazılarak bütün sözleşme tescil ve îlân edilir. Bu şekilde şirket tüzel kişilik kazanmış olur. Ticâret Kânunu 243-268. maddeleri bu şirketle ilgilidir.

Limited şirketi: İki veya daha fazla hakîkî veya hükmî şahıs tarafından bir ticâret ünvanı altında kurulup, ortaklarının mesuliyeti, koymayı taahhüt ettikleri sermâyeyle mahdut (sınırlı) ve esas sermâyesi muayyen olan bir şirket çeşididir. Bu şirketin başlıca özellikleri, anonim şirketi gibi ortaklar tarafından konulan sermâye için hisse senedi çıkartamaz. Sigortacılıkla uğraşmazlar. Ortakların sayısı en az iki en çok 50 ile sınırlandırılmıştır. Sermâyesi en az beş yüz lira veya bunun katları şeklinde olması gerekir. Ortakların koyacağı sermâye miktarları birbirlerinden farklı olabilir. Şirketin kuruluşu Ticâret Bakanlığının izniyle olur. Bakanlıktan gerekli izin alındıktan sorna, şirket merkezinin bulunduğu yer ticâret siciline kânunda yazılı hususları ihtivâ eden bir dilekçeyle baş vurarak tescil ve îlân edilir. Şirket tescille hükmî şahsiyet kazanır.

Ticâret Kânunu 503-556. maddeleri bu şirketle ilgilidir.

Anonim şirketi: Bir ünvan altında, iktisâdî gâye ve konular için kurulan, sermâye belirli ve paylara bölünmüş, ortakların sorumluluğu, hisseye göre belli olan, hak ehliyeti iştigâl konusuyla sınırlı olan tüzel kişiliğe haiz bir ticâret ortaklığı. Anonim şirketler, kânunen yasak olmayan her türlü iktisâdî maksat ve konular için kurulabilir. Ancak esas mukâvelede şirket mevzuunun hudutlarının açıkça gösterilmesi lâzımdır.

Anonim şirketin sermâyesi belirli ve paylara bölünmüş olması, sermâyenin beş yüz bin liradan az olmaması, ortak sözleşmesinde her payın îtibarî değeri belirtilmek sûretiyle eşit paylara bölünmüş olması gerekmektedir. Ortakların sorumlulukları, taahhüt etmiş oldukları sermâye paylarıyla sınırlıdır. Taahhüt edilen sermâye payının ortaklığa ödenmesiyle ortağın sorumluluğu kesin olarak son bulur. Her pay bir ortaklık mevkiini gösterir. Gerek gerçek kişiler ve gerekse tüzel kişiler anonim şirkette kurucu veya pay sâhibi olabilirler.

Anonim şirketler, âni ve tedrici olmak üzere iki şekilde kurulurlar.

a) Âni kuruluş: Ortaklık sermâyesinin tamâmının kurucular tarafından taahhüt edilmesiyle olur. Bu şekildeki bir kuruluşta Ticâret Bakanlığından izin alınarak ticâret mahkemesinden tasdik ettirilir ve son olarak da ticâret siciline tescil ve îlân edilerek şirket tüzel kişilik kazanır. Ticâret Bakanlığına başvurma sırasında ortaklık sermâyenin para kısmının 1/4'ünün ödendiğine dâir bir belge aranır. Âni kuruluşta kurucuların en az beş kişi olması ve ortaklıkta pay sâhibi olması gereklidir. Tüzel kişiler de pay sâhibi olabilecekleri gibi kurucu da olabilirler. Sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve bütün kurucular tarafından imzâlanması ve bu imzâların noterden tastik edilmesi gerekmektedir.

Şirketin sözleşmesinde bulunması mecbûrî olan hususlar şunlardır: Ortaklığın ticâret ünvânıyla merkezinin bulunduğu yer, iştigâl konusu ve mâhiyeti, esas sermâyeyle her payın îtibârî kıymeti, ödeme sûreti ve şartları, yönetim ve denetimle vazifeli bulunanların hak ve görevleriyle bunlardan imzâya kimin yetkili olduğu, genel kurulun toplantıya ne sûretle çağrılacağı, toplantı zamânı, oy vermeyle görüşmelerin yapılması ve karar verilmesi hususlarının tâbi olduğu kayıt ve şartlar, ortaklığa âit îlânların ne sûretle yapılacağı, her ortağın taahhüt ettiği sermâyenin nevi ve pay miktarı kurucuların imzâsı.

b) Tedricî kuruluş: Ticâret Kânunu, tedricî kuruluşu, bir kısım payların kurucular tarafından taahhüt olunması ve geri kalan kısım için halka müracaat edilmesi olarak târif etmiştir. Tedricî kuruluşta beş safha vardır. Bunlar; sözleşmenin düzenlenmesi, Ticâret Bakanlığından izin, halka baş vurma, Ticâret Mahkemesinden tasdik edilmesi, ticâret siciline tescil ve îlândır. Âni kuruluştan farklı olan tarafı halka başvurulmasıdır. Diğer şartlar âni kuruluşun aynıdır. Yalnız, Ticâret Bakanlığına başvurma sırasında ortaklık sermâyesinin % 10'unun ödendiğine veya temin edildiğine dâir bir vesika aranır. Halka başvurma safhasında, ortaklık sermâyesinin tamâmı şirkete katılan yükümlüler tarafından taahhüt edilebilir. Tedricî kuruluşta da ortaklığın kurulabilmesi için sermâyenin para kısmının en az 1/4'ünün taahhüt edenler tarafından ödenmesi gerekmektedir.

Anonim şirketlerin, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olmak üzere üç organı mevcuttur. Genel kurul olağan ve olağanüstü olmak üzere iki şekilde toplanır ve bu kurulu sermâye pay sâhipleri meydana getirir.

Sermâyesi paylara bölünmüş komandit şirketi: Bu şirket komandit şirketin bir çeşidi olmakla berâber, sermâye şirketleri arasında yer alır. Bu ortaklıkta, ortaklık alacaklarına karşı bir kısım ortakların sorumluluğu müteselsil ve sınırsız; bir kısmının ise sınırlıdır. Bu şirketin komandit ortaklıktan farkı ortaklık sermâyesinin paylara bölünmüş olması, komanditer ortakların bu payları anonim ortaklık payları gibi serbestçe başkalarına devir ve iktisab ederek ortaklığa girebilmeleri veya ayrılabilmeleridir. Âdi komandit ortaklık ise, sermâye paylara bölünmemiş olduğu gibi, komanditer ortak diğer ortakların muvâfakatını almaksızın payını başkalarına devredemez.

Ticâret Kânunu 269-484. maddeleri bu şirketle ilgilidir.

Kooperatif: Kooperatif ortaklarının iktisâdî menfaatlerini meslek veya geçimlerine âit ihtiyaçlarını karşılıklı yardım ve kefâlet sağlayıp korumak maksadıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermâyeli teşekkül.

Ticâret Kânununun, kooperatif şirketlerle ilgili maddeleri, 1103 sayılı Kooperatifler Kânunuyla kaldırılmış ve kooperatifler bu kânunla düzenlenmiştir.

Donatıma iştiraki ortaklığı: Birden ziyâde şahsın müşterek mülkiyet şeklinde mâlik oldukları bir gemiyi, aralarında yapmış oldukları sözleşme gereği, cümlesi nam ve hesâbına deniz ticâretinde kullanmaları durumu.

Ticâret Kânununun 951-971. maddeleri bu ortaklıkla ilgilidir.

İslâm Hukûkunda Şirketler

Şirket ortaklık demektir. İslâm hukûku, düzenlediği şirket tipleriyle fâize engel olan bir sistem getirmiştir. İslâmiyette şirketler iki kısımdır:

a) Mülk şirketi: İki veya daha çok kimsenin, miras veya hediye sûretiyle veya parasını belli oranda verip satın alarak, bir mala berâber sâhip olmasıdır. Yâhut bu kimselerin mallarını karıştırıp ortak olmasıdır. Bu durumda, herkes kendi malı ayrıysa, kullanabilir ve satabilir. Karışıksa ortaklardan izin almak sûretiyle ortakların malını ve kendi malını kullanabilir ve satabilir, kendi malı nispetinde kâr alabilir. Hisse satım ve alımı için ortaklar zorlanamaz.

b) Sözleşmeyle kurulan şirketler: Bir yazılı mukâvele yaparak, ortakların kabul etmesiyle kurulur. Birinin vaz geçmesiyle şirket bozulur. Üyelerden birine, kârdan muayyen bir şey verilmesini şart koymak şirketi bozar. Sermâye mal olduğu zaman, sermâyenin altın veya gümüş veya geçer her çeşit para olması ve mevcut olması lâzımdır. Ödenmesi taahhüt edilen parayla hayvanlardan başka benzeri olmayan menkûl mallar sermâye olmazlar.

Sözleşmeyle yapılan şirketler yedi şekilde olur:

1. Müsâvât şirketi (Eşit haklarla şirket): Şirket malının hepsini kullanma hakkı ve koydukları sermâyenin hisse ve kâr taksiminin, bütün ortaklar için eşit olması ve ortakların Müslüman olması şartıyla kurulan şirket. Bu şirkette ortakların koydukları sermâyelerinden başka paralarının olmaması da şarttır. Ortaklardan herbiri, diğerinin kefili ve vekilidir. Ortaklar, şirketin borçlarından ve taahhütlerinden müteselsilen ve bütün mallarıyla mesuldür. İmâm-ı Ebû Yûsuf'a göre bu şirkete zımmî (gayr-ı müslim) de ortak olabilir. İmâm-ı Muhammed'e göre her geçer akçeyle veya ağırlık, hacım veya adetle ölçülebilir bir cins malı, müsâvî miktarda karıştırarak ortak sermâye konabilir. Malın herhangi parçası satılınca parası ve kârı bütün ortaklar arasında müşterek olur. Günümüzde uygulanmakta olan kollektif şirketi, müsâvât şirketinden misâl alınmıştır.

2. İnân şirketi: Ortakların birbirine vekil olup, kefil olmadıkları şirkettir. Kefil olmaları da ayrıca şart edilebilir. Ortakların eşit miktarda sermâye koymaları şart değildir. Kârın nasıl taksim edileceği bildirilmezse, şirket fesh olur. Kâr nispeti hisseye göre değil mukâveleye göre dağıtılır. Ortaklardan bir kısmı çalışmaları hâlinde ayrıca ücret alırlar. Ortaklarının bir kısmı veya hepsi çalışması şart edilirse, şirkette çalışmıyanlara veya işi az olanlara, sermâyeleri nispetinde fazla kâr vermemek şartıyla daha çok çalışana daha çok kâr vermek, sermâyesi çok olana karşılık sermâyesi az olanın daha fazla çalışma şartını koymak gibi çeşitli şartlar geçerlidir. İş yapmıyanlar da kârdan fazla nispette pay alabilirler. Yalnız, sermâyesi çok olanların vazife almasını şart koymaya izin verilmiştir.

3. Şirket-i a'mal veya sanâyi şirketi: İki veya daha fazla sanat sâhipleri başkasından iş kabul edip ücretini veya bir fabrika kurup îmâlât kârını taksim etmek sûretiyle kurulan bir şirket çeşididir. İş, işçilik müsâvî, kâr farklı olabilir. Şirkete dışardan sipârişlerin kabul edilmesi, iş alınması, satış yapılması her ortak tarafından yapılabilir. Zarara ve kazanca, şirket sözleşmesindeki oran dâhilinde ortaklar iştirâk ederler, sanâyi şirketi, musâvât veya inân şirketi şeklinde olabilir.

4. İ'tibâr (Kredi) şirketi: Sermâyesiz olup, halk arasında emniyet ve îtibârlarıyla veresiye mal alıp, satmak üzere kurulan şirkettir. Kâr, malın helâkı veya ziyandaki tazmin nispeti şartına göre taksim edilir.

5. Mudârebe şirketi: Ortaklardan bir kısmı sermâye vermek, bir kısmı da iş yapmak üzere kurulan şirket nevidir. Kâr, önceden sözleşilen oranda paylaşılır. Sermâye, iş yapanlarda emânettir. Telef olursa ödemezler. Sermâye verenler iş yapamaz. Sermâyenin altın, gümüş veya geçer akçe olması lâzımdır.

6. Müzâre'a şirketi: Harman yapılan şeyleri yetiştirmek için tarla (arâzi, toprak) bir kişiden, işçilik diğerinden olmak ve mahsulü, sözleşilen nispette paylaşmak üzere, iki kişi arasında kurulan bir şirket çeşididir.

7. Müsakât şirketi: Bağda üzüm, bahçelerde meyve ve bostanlarda sebze yetiştirmek için toprak sâhibiyle çalışacak kimse arasında yapılan bir şirket nevidir. Çalışan hastalanırsa şirket bozulur. Müzâre'a şirketi gibidir. Ağaç dikip yetiştirmek için şirket kurulmaz. Eğer kurulursa yetişen ağaçlar, toprak sâhibinin olup, çalışana ücret verilir.

İslâm hukûkuna göre vekil tutulması uygun olmayan şeylerde meselâ; odun, ot toplamak, yemek için avlamak, su dağıtmak için ve dağlardaki sâhipsiz ağaçlardan meyve toplamak ve umûma (halka) serbest olan yerden tuz, mâden çıkarmak ve böyle topraklardan yapılmış tuğla ve kiremidi pişirmek gibi serbest olan şeyleri yapmak için şirket kurulamaz. Bu gibi yerlerde herkesin topladığı kendisinin olur. Yardım eden olursa ona ücret verir ve ücret toplanan şeyin değerinin yarısını geçmez.


Konular