Rehber | Kategoriler | Konular

SiNTiGRAFi

Alm. Syntigraphie, Fr. Scintigraphie, İng. Scintigraphy. Belli bir ortama verilen radyoaktif maddeyle görüntü elde etme tekniği.

Sintigrafi tekniği; ileri teknolojinin tıbba kazandırdığı bu invazif olmayan (hastaya zarar vermeyen) metodla hastalıklar kısa bir süre içinde tespit edilebilmektedir. Radyoaktif maddelerle işâretlenmiş proteinlerin vücûda verilmesi ve belirli dokularda tutulması sonucu bu tutulma miktarlarının hassas cihazlarla ölçülmesi ve görüntülenmesi esâsına dayanır. Kullanılan radyoizotoplar ve taşıyıcı maddeler, kullanılan tekniğe ve muâyenesi yapılacak organa göre değişir.

Dokulardan yayılan radyoaktiviteyi tespit eden uca prob denir. Radyoaktif madde sodyum iodid kristallerince tutulur ve taşıdığı enerjiyle orantılı olarak görünen ışık hâsıl olur bu da fotoğraf filmiyle tespit edilir.

Sintigrafinin sık kullanıldığı organlar ve faydaları:

Tiroid: En sık kullanıldığı organdır. Radyoaktif iyot tiroid bezince tutulur. Damardan izotop verildikten sonra tiroid bezinde tutulma oranı ve bölgesel tutulma farkları ölçülür. İzotopu fazla tutan bölgeye sıcak nodül, az veya hiç tutmayan bölgeye de soğuk nodül denir. Soğuk nodüllerin görülmesi daha anlamlıdır, çünkü bu bölgelerin % 20 kanser olma ihtimali vardır. Sıcak nodül bölgeleri diğer bölgelerden daha aktiftir ve hipertiroiditi gösterir. Bu nodüllerin yerlerinin belirlenmesinin ameliyatı yönlendirmesi ve çıkarılacak bölgeyi kolayca tespit etmeyi sağlaması diğer bütün tekniklere üstünlük sağlar.

Karaciğer ve Dalak: Bu organların çalışması ve yapısının anlaşılmasını sağlar. Teknesyum 99m ile işâretlenmiş kolloidin retiküler sistemce daha fazla tutulması esasına dayanır. Ultrason ve bilgisayarlı tomografi bu organların yapısı hakkında bilgi verdiği halde çalışması hakkında izotop sintigrafi daha üstün bilgiler sağlar.

Safra kesesi: Teknesyumla işâretlenmiş iminodiasetik asitle yapılır. Bu madde karaciğerden safraya akıtılır. Safra sisteminin çalışması ve yapısı hakkında bilgi sağlanır. Akut kolesistitler de safra sistemi çalışmadığından iyi görüntü elde edilemez bu da bize fonksiyon hakkında bilgi verir.

Mîde ve Barsaklar: Sindirim kanalından kanamaların yeri ve şiddeti bu metodla çok belirgin olarak tespit edilebilir. İzotop taşıyıcı olarak teknesyumlu kükürt kolloid veya kırmızı kan hücreleri kullanılır.

Akciğer perfüzyon sintigrafi: Teknesyumlu mikrokristaller akciğer kanlanması hakkında bilgi verir. Radyoaktif gazların kullanılması da akciğer havalanması hakkında bilgi sağlayarak tıkalı bölgeleri gösterir.

Kalp ve Dolaşım sistemi: Teknesyum 99 m fosfat sintigrafi yapılınca infarktüs bölgesinde aşırı birikme görülür. Talyum 201 ise infarktüs bölgesinde az tutularak, infarktüsün bölgesini ve yaygınlığını gösterebilir. Radyoaktif işâretlenmiş kırmızı kan hücreleri kullanılarak da kalp kasının kasılması ve kan pompalaması değerlendirilebilir.

Böbrekler: Teknesyum 99 DMSA ile yapılan böbrek sintigrafisi de böbrek morfolojik yapısı hakkında bilgi verdiği gibi çalışmasını da gösterir.

Adrenal bezler: Radyoaktif iyotla işâretlenmiş maddelerin adrenal kortekste tutulması yapısı ve fonksiyonu hakkında fikir verir.

Çeşitli görüntüleme metodları ile zor ve yetersiz olarak değerlendirilebilen derinde ve küçük organımız sintigrafiyle kolayca tetkik edilebilir.

Kemikler: Röntgen ışınları kemiklerin yapısını çok kaliteli bir şekilde gösterdiği halde fonksiyonunu gösteremez. Teknesyum 99m'li posfonatların kullanılması kemik fonksiyonunu anlamamıza yardımcı olur.

Damarlar: Angiografiye bir alternatif olarak radyoaktif ksenon veya sodyumla damarlardaki genişlemeler ve tıkanıklıkların tespit edilmesinde faydalı bir metoddur.

Bütün vücut sintigrafisi: Birkaç özel durumda kullanılır. Galyum 67 özellikle enfeksiyonlu bölgede toplanır. Gizli enfeksiyon odaklarının tespit edilmesinde faydalı bir metoddur. İndium 111 ile işâretli akyuvarlarda bu amaçla sık olarak kullanılırlar.

Transplantasyondan sonra organın atılmasının tetkikinde faydalıdır. Böbrek, karaciğer, pankreas ve akciğer transplantasyonlarından sonra bu organların fonksiyonu sintigrafiyle tespit edilir. Azalmış fonksiyon, organ reddinin erken bir delilidir.

Sintigrafi uygulanması özel kurulmuş gelişmiş laboratuvarlara ihtiyaç gösterdiğinden ve yetişmiş eleman azlığından yurdumuzda ancak büyük merkezlerde sınırlı kalmıştır. Bu, hastaya zarar vermeyen, kolay uygulanan ve çabuk sonuç veren metod gün geçtikçe yayılmaktadır.


Konular