Rehber | Kategoriler | Konular

KARANTiNA

Alm. Quarantäne (f), Fr. Quarantaine (f), İng. Quarantine. Bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu bölgelerden gelen insan, hayvan, gemi ve malların tecrid edilerek bekletilmesi. Bulaşıcı bir hastalığa yakalanan insan ve hayvanın da diğerleri ile temasının kesilmesine karantina denmektedir.

Avrupa ve diğer yerlerde 14. asırdan îtibâren kısmen uygulanmaya çalışılan karantina iyi tatbik edilemediğinden, milyonlarca insan bulaşıcı hastalığa tutularak ölmüşlerdir. Karantinanın insanlığa faydalı olduğu, batının doğudaki İslâm devletleri ile temasından sonra anlaşılmıştır.

Karantinaya âit esaslar ve karantinanın tatbiki târihte ilk defa İslâmiyette görülmektedir. Peygamber efendimizin hadîs-i şerîfleri ile bâzı bulaşıcı hastalıkların yayıldığı şehirlere girmek ve çıkmak yasaklanmıştı. Müslümanlar, bu emre itaat ederek böyle şehirlere girmemişler, şâyet orada yaşıyorlarsa dışarı çıkmamışlar ve böylece hastalığın diğer yerlere yayılmasına mâni olmuşlardır. Meselâ hazret-i Ömer hilâfeti günlerinde Şam'a giderken Şam'da tâun (yâni vebâ hastalığı) olduğu işitildi. Yanında bulunanların bâzısı, ?Şam'a girmeyelim!? bir kısmı da ?Allahü teâlânın kaderinden kaçmayalım!? dedi. Halife de, ?Allahü teâlânın kaderinden yine O'nun kaderine kaçalım, şehre girmeyelim. Birinizin bir çayırı ile, bir çıplak kayalığı olsa, sürüsünü hangisine gönderirse Allahü teâlânın takdiri ile göndermiş olur.? buyurdu. Abdurrahman bin Afv'ı çağırıp, ?Sen ne dersin?? diye sorduğunda; ?Peygamber efendimizden işittim; «Vebâ olan yere girmeyiniz ve vebâ olan bir yerden, başka yerlere gitmeyiniz, oradan kaçmayınız.» buyurmuştu.? dedi.

Vebâ bulunan yerden dışarı çıkmanın yasak edilmesine sebep, sağlam olanlar çıkınca, hastalara bakacak kimse olmaz, helâk olurlar. Vebâlı yerden kaçanlar hastalığı başka yerlere götürmüş, bulaştırmış olurlardı. Görüldüğü gibi İslâm memleketlerinde vebâ salgını olunca hastalar kendilerinden kaçılarak helâk olmuyorlar, rahatlatıcı tedâviler ile vefât edip, şehid olana kadar beşeriyete lâyık muamele görüyorlardı. Hem dünyâda ve hem de âhirette kazanıyorlardı. Müslüman olmayan memleketlerde ise hastalar bir leş gibi muamele görüyor, yığınlar hâlinde biriktirilerek hastalığın sıkıntılarıyla birlikte çok büyük ızdıraplar çekiyorlardı. Zamanlaİslâm devletlerinden karantinanın faydalarını gören diğer devletler de karantinaya başvurdular. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için böylece ilk defa 14. yüzyılda karantina uygulanmaya başlandı. Karantina İtalyanca ?guaarantina? ve ?guaranta? kelimesinden türetilmiş olup ?40? mânâsına gelir. İlk kullanıldığında mânâsı, yolcusu ve mürettebâtı ile bir geminin epidemik (salgın) hastalıkların bulunduğu bölgelerden gelmesi veya yolcuların yâhut mürettebâtın arasında hastalık ortaya çıkması hâllerinde sâhile yanaşmadan açıkta 40 gün bekletilmesiydi. Bugün mânâsı genişlemiş ve nakledilebilir bir hastalığa yakalanmış kişilerin, hayvanların ve bitkilerin bulundukları vaziyet ve yere göre ve söz konusu hastalığın kuluçka süresine göre değişiklik gösterecek şekilde kullanılır olmuştur.

On dokuzuncu yüzyılda hastalıkların sebebleri ve bulaşma yolları ortaya çıkarılmadan ve bugünkü ilmî esaslarına kavuşmadan önce, milletlerarası ticaret ve yolculukta karışık karantina muameleleri sebebiyle çok sıkıntı çekiliyordu. Etkili teşhis ve önleme metodlarının gelişmesinden sonra, karantina kanunları, kuralları ve işlemleri bugünkü şeklini aldı. Hastalık yayıldıktan sonra yolcunun ve vâsıtanın girişinin engellenmesi yerine yolculuk esnâsında temizliğe dikkat ve yolcuların aşılanması gibi yapıcı tedbirlere başvurulmaktadır.

Dünya Sağlık Teşkilâtının kararları yönünden 1952'den beri uygulanmakta olan kâideler şöyledir: Salgın hastalıkların ortaya çıkmasıyla birlikte, derhal bildirimde bulunmak, milletlerarası hava alanlarında ve limanlarda çevre sağlığını temin edecek usulleri tatbik etmek ve milletlerarası trafiğe yön verecek en ileri karantina ölçülerini uygulamak. Bu tedbirler daha ziyâde altı hastalığa yöneliktir: Kolera, vebâ, çiçek, sarıhumma, bitle geçen tifo ve hummai-racia.


Konular