Rehber | Kategoriler | Konular

iSMaiL HAKKI UZUNçARşILI

Osmanlı Devletine âit araştırmalarıyla tanınan bilim adamı. İstanbul'da 1888 yılında doğdu. Tahsilini, Dârülfünûn'un Edebiyât şûbesini bitirerek tamamladı.

İlk vazîfesi Kütahya İdâdîsinde 1912 yılında Târih, Coğrafya öğretmenliğidir. Burada kaldığı sekiz sene içinde şehrin târihini de inceledi. Kütahya Yunanlılar tarafından işgâl edilince, Eskişehir, Ankara ve oradan da Kastamonu'ya yerleşti. Kastamonu Lisesi öğretmenliğinden sonra 1922'de Balıkesir Lise Müdürlüğüne getirildi. 1924 Balıkesir Millî Eğitim Müdürü, 1925'te Millî Eğitim Bakanlığı Genel Müdürü ve 1927'de Balıkesir milletvekili oldu. Târihî araştırmalarına milletvekiliyken de devâm eden İsmâil Hakkı 1931 yılında Türk Târih Kurumu üyeliğine seçildi.

Üniversite reformundan sonra, Ord. Prof. olarak Edebiyât Fakültesinde öğretim görevine başladı. Anadolu Selçukluları ve Beylikleri, Osmanlı Devletinin Kânûnî devrinin sonuna kadar olan devrini ders olarak okuttu. Dil ve Târih-Coğrafya Fakültesi açılması üzerine burada da ders vermeye başladı. İstanbul'da ders saatleri dışında devamlı Başbakanlık Arşivinde bulunur, Osmanlı medeniyet ve teşkilât târihi ile ilgili vesikaları incelerdi. 1939 yılında üniversiteden ayrılarak milletvekili oldu. Halk Partisinin iktidardan ayrılması ile tekrar 1950 yılında üniversiteye döndü. Bu dönemde araştırmalarını daha çok Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde yapan İsmâil Hakkı Uzunçarşılı, hayâtı boyunca Türk târihine hizmet etmiş, pekçok eser yazmıştır. Bir gün arşiv dönüşü arabada geçirdiği fenâlık sonucunda 10 Ekim 1977'de öldü. Edirnekapı Şehitliğine defnedildi.

Ömrü boyunca Osmanlı târihini inceleyen İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı târihinin arşiv vesîkaları incelenmeden, kânunnâme ve yazma eserler okunmadan doğru öğrenilmeyeceğini savunur ve bu konuda şöyle der:

Târih meraklılarına şunu söyleyeyim ki Osmanlı târihini yalnız basma eserlerden okurlarsa pek noksan ve kısmen de hatâlı mâlumât (bilgi) elde etmiş olurlar. Altı buçuk asırlık devamlı bir târihi olan Osmanlı İmparatorluğunun siyâsî, mâlî, iktisâdî, askerî, ilmî, içtimâî (sosyal) vb. vaziyeti, hakîkî menbâlara (kaynaklara) dayanılarak tetkik edildiği zaman bu devletin bütün azametiyle çehresi meydana çıkar. Başka türlü, sathî, derme çatma mâlumât ve basit tetkik ile haklı olarak bu hayret ve takdire şayan azamet ve kudretin anlaşılmasına imkân yoktur. Yine bunun gibi bu devletin inhitat (gerileme) ve sukûtu (yıkılması) ve buna dâir olan vesâik (vesîkalar) ve eserler iyice incelenmedikçe doğruyu görmek imkânsızdır. İşin iç yüzü târihlerden ziyâde vesikalarda görünmekte ve vaziyet ancak o zaman aydınlanmaktadır. Ben arşivleri görüp beni alâkadar eden vesîkaları henüz incelemeden ve yine bu devlete âit yazma ve basma yüzlerce gerek perakende (dağınık) ve gerek toplu olarak yazılan kânun ve kânunnâmelerini tetkik etmeden önce kendimi Osmanlı târihine oldukça vâkıf bir adam sanırdım. Ancak kânunnâmelerle vesîkaları tetkik ettikten sonradır ki bu hususta ne kadar sathî mâlumât sâhibi olduğumu anladım ve yine o zaman Roma İmparatorluğundan sonra en çok süren ve üç kıtaya yayılmış olan bu devletin kudretini ve inhitatı (gerilemesi) esnâsında pekçok sadmelere (darbelere) rağmen neden Selçuk, Cengiz ve Timur imparatorlukları gibi az zamanda parçalanıp dağılmadığını ve köşesinden bucağından koparıldığı halde dimdik ayakta durduğunu ve sonradan, yâni 19. asırdan îtibâren de neden süratle sükût ettiğini (yıkıldığını) idrak edebildim. Îmân ve akide hâline gelmiş olan kânunların zayıf zamanlarda bile şöyle böyle tatbik edilebilmesi ve bu kânunların nesilden nesile kudsî an'ane olarak devam etmesi, Türk milletinin kendisini her zaman hâkim mevkide görmesi, onun en zayıf olan zamanlarında da kendisini, yâni İslâm câmiâsını parçalanmaktan kurtarmıştır.

Eserleri:

Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilâtı, Osmanlı Devletinin Saray Teşkilâtı, Kapıkulu Ocakları, İlmiye Teşkilâtı, Osmanlı Târihi, Sivas Şehri, Alemdâr Mustafa Paşa, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, Kütahya Şehri, Anadolu Beylikleri, Karakoyunlu veAkkoyunlu Devleti, Kitâbeler, Mekke-i Mükerreme Emirleri, Çandaroğulları gibi kitapları dâhil çeşitli dergilerde yayınlanmış makâle ve araştırmaları mevcuttur.


Konular