Rehber | Kategoriler | Konular

SEZAi KARAKOç

günümüz şâirlerinden. 1933'te Diyarbakır'ın Ergani kazâsında doğdu. İlk ve orta öğreniminden sonra Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdi (1955). Bir süre mâliye müfettiş yardımcılığı ile memuriyette bulundu. Bir müddet sonra memuriyetten ayrılarak (1965) serbest çalışmaya başladı. 1966'dan îtibâren Diriliş Dergisini yayınladı. Edebiyata, şiire olan kâbiliyeti şiir ve sanat üstüne kısa zamanda tanınmasını sağladı. İlk şiiri 1951'de Hisar Dergisinde çıktı. İşlediği konular, inandığı değerler üzerindeki anlatım tarzı bakımından diğer şâirlerden tamâmen ayrı bir sestir.

Sezai Karakoç karamsarlık, sıkıntı, bunalım gibi moda, düşünce ve temalara katılmamaktadır. Ona göre sıkıntı, karamsarlık madde ile sınırlı duygulardır. Maddeyi aşan, ruh değerlerine bağlı bir şâirdir.

Eserlerinde argo, çirkin kelime, müstehcen ifâdeler görülmez. Konuşma dilini bâzan ustaca kullandığı görülür. Mecazlar çok ve güzeldir. Şiirin özüne ve biçimine önem verir. Eserlerinde dâimâ Türk halkının inançları doğrultusunda, millî değerlere bağlı kalınmıştır.

Eserleri:

Körfez (1959), Şahdamar (1962), Sesler (1968), Taha'nın Kitabı (1968), Gül Muştusu (1969), Zamana Adanmış Sözler (1970), Fransızca'dan çevirdiği şiirleri, Yunus Emre (1965) ve Mehmed Akif (1968) üzerine incelemeleri vardır. Ayrıca Yazılar (1967), Sütun (iki cild, 1968), Mağara ve Işık (1969), Ölümden Sonra Kalkış (1970), Leyla ile Mecnun (1981), Edebiyat Yazıları (1982, 1986) adlı mensur şiirleri ve denemelerinin toplandığı kitapları vardır.

Şiirlerinden:

Sultan Ahmed Çeşmesi

Önünde dokuz minâre

Aynalar kadar aydınlık yüreği

Kilise öte yanında yara bere

İçinde kendini sessiz oluşa bırakıyor

Değiştiriyor deri

Tramvayın köşeleri sarıdır

Ortasında oturmuş mesut bir sağır

Bütün gün türkü çağırır

Erir çeşmenin iki gözbebeği

Ben o kanlı kızgın

Gözyaşlarıyım çeşmenin

Çatı

Kaç aç varsa hepsi ben

Kaç hasta varsa hepsi ben

Kaç liman önlerinde dönen

İşsiz hamal hepsi ben

Kaç aşktan ters yüz edilmiş

Âşık varsa hepsi ben

Bütün çiçeklerle donanıp

Bütün insanlarla ölen

Atılmış kömür toplar

Annelerin zoruyla çocuklar

-Başka çâresi ne annenin-

Çocuklarıyla yere çarpılan

Ben o çocuklarla yere çarpılan

Sevgili deyip yere çarpılan

Sedye taşımaktan kolu tutulan

Bu sessiz çılgın çalkantıda


Konular