Rehber | Kategoriler | Konular

KAPTAN COUSTEAU (Jacques Yves)

Fransız sualtı araştırıcısı, kâşifi ve yazarı. Su altı dünyâsını anlatan filmleri ve kendi buluşu olan iki kişilik derin dalma hücresi ile bilinir. St. Andre-de-Cubzac'da 1910 senesinde dünyâya geldi. 1930 senesinde Brest Akademisini bitirerek bahriye subayı oldu. 1957 senesinde yarbay rütbesindeyken bahriyeden emekliye ayrıldı.

İkinci Dünyâ Savaşından önce balık adamlığa meraklı olduğundan daha derinlere dalabilmek için hava ve basınç şartlarına uygun dalma cihazları üzerinde çalışmaya başladı. 1943 senesinde arkadaşı Emile Gagnan ile modern dalgıç tüp sistemini geliştirdi.

Cousteau, Philippe Taillez ile Toulon'da Sualtı Araştırma Grubunu kurduktan sonra çalışmaları aktif bir sıfat kazanmaya başladı. 1948 senesinde İsveçli fizikçi Auguste Piccard'ın yaptığı batiskaf (bathyscaphe) dalma hücresi ile birlikte araştırmalar yaptı. Daha sonra Fransız Deniz Kuvvetlerini batiskaf yapımı için iknâ etmeye muvaffak olarak daha ileri teknolojiye sâhip olanları îmâl ettirdi. Denizlerdeki araştırmalara devâm etti. 1951-1952 senelerinde Kızıldeniz Calypso araştırmasının netîceleri büyük yankılara sebeb oldu. Bu araştırmalarının netîcesinde denizlerin birbirinden kesin hatlarla ayrıldığını tecrübe netîceleri ile ortaya koydu.

Cousteau, sualtı fotoğrafçılığında bir mütehassıs olarak 1943 senesinde 18 Metreye Dalış (18 Meter Down), 1945 senesinde Deniz Dibinde Tehlike (Danger Under the Sea) ve 1956 senesinde Sessiz Dünyâ (The Slient World) filmlerini hazırladı. Basınca dayanma metodlarını geliştirerek dalgıçların daha fazla su altında kalmaları konusunda değerli tecrübeler yaptı.

Dünyâ televizyonlarında uzun müddet yayınlanan ?Yaşayan Deniz? programı ile okyanusların sırlarını gözler önüne getirdi. Cebelitârık Boğazındaki araştırmalarında iki farklı denizin su kütlelerinin birbirine karışmadığını tesbit etti. Aralarında yoğunluk farkı olduğundan Atlas Okyanusuna âit su kütlesi üstte, Akdeniz'e âit su kütlesi de altta olmak üzere iki su kütlesi birbirlerinin tarafına devamlı olarak aktıkları halde birbirlerine karışmamaktaydı. Yâni, Atlas Okyanusunun suyu Cebelitârık Boğazından Akdeniz'e, Akdeniz'in suyu da Atlas Okyanusuna akmakta, fakat iki su kütlesi arasında su alışverişi olmamaktaydı. Bütün bu çalışma ve tetkiklerin sonunda keşfettiği bütün bilgilerin 1400 yıl önce Kur'ân-ı kerîmde bildirildiğini görerek Müslüman oldu.

Kaptan Kusto İslâm dînini seçmesine sebeb olan olayı şöyle anlatır: ?1962 senesinde Alman ilim adamları, Aden Körfezi ile Kızıldeniz'in birleştiği Mendeb Boğazında, Kızıldeniz'in suyu ile Hint Okyanusunun suyunun birbirine karışmadığını belirlemişlerdi. Biz de, Cebelitârık Boğazından karşılıklı akıntı olduğu bilinen Atlas Okyanusu ile Akdeniz'in sularının birbirine karışıp, karışmadığını araştırmaya başladık. Önce, Akdeniz'in kendine has sıcaklığı, tuzluluğu ve kesafeti ile barındırdığı canlıları tesbit ettik. Aynı araştırmayı Atlas Okyanusunda tekrarladık. İki su kütlesi binlerce yıldır Cebelitârık Boğazında birleşiyordu. Bu durumda, iki su kütlesinin karışması ile tuzluluk, yoğunluk gibi unsurların birbirine müsâvî (denk), hiç olmazsa birbirine yakın olması îcab ediyordu. Halbuki, her iki denizin en yakın kısımlarında bile deniz suyu kendi hassasını koruyordu.

Yâni, iki denizin birleşme sathında bir su perdesi iki deniz suyunun birbirine karışmasını engelliyordu. Bu durumu açtığım Profesör Maurice Bucaille, bunda şaşılacak bir şey olmadığını, İslâmın kutsal kitabı Kur'ân-ı kerîmin bunu açık bir şekilde yazdığını söyledi. Hakîkaten bu durum Kur'ân-ı kerîmde dosdoğru açıklanıyordu. Bunu öğrenince Kur'ân-ı kerîmin Allah kelâmı olduğunu anladım. Hakikaten yüce bir din olan İslâmı seçtim. İslâm dîni, mânevî gücü ile bana kaybettiğim oğlumun acısına dayanma sabrını verdi.?

?Yaşayan Deniz? programı hâlen TGRT Televizyonunda yayınlanmaktadır. (1993)


Konular