Rehber | Kategoriler | Konular

GEViş GETiRENLER

Alm. Wiederkauer, Fr. Ruminants, İng. Ruminants. Otçul memelilerin, çift- parmaklılar (Artiodactyla) takımına giren bir alt takımı (Ruminantia). Cücegeyikgiller (Tragulina), topuktabanlılar (Tylopoda), sığır ve davarlar (Pecora) olmak üzere üç üst familyası mevcuttur. Geyikler, zürafalar, antiloplar, deve ve lamalar, keçiler, koyunlar, sığırlar (boğa, Tibet sığırı, Hint mandası, misk sığırı, yaban sığırı) ve Amerika bizonu geviş getiren hayvanlardır. Besinlerini mîdelerinde topladıktan sonra, tekrar ağıza getirip, ?geviş getirme? olarak bilinen iyice çiğneyip, ezme işini yaptıklarından bu ad ile anılırlar.

Geviş getiren memelilerin diş takımları tam değildir. Üst kesici ve dolayısı ile köpek dişleri bulunmaz. Alt çenelerinde kürek şeklinde altışar kesici diş vardır ve alt köpek dişleri de kesici görevini yapar. Mîdeleri 4 (en az 3) bölmelidir.

Bitki hücrelerinin çeperlerinin yapısında bulunan selülozun sindirimi zordur. Sindirimi için ?selülaze? enzimine ihtiyaç vardır. Bu enzim pek az organizma tarafından üretilir. İnsanın sindirim sisteminde bu enzim bulunmadığından selüloz sindirilemez. Bu yüzden insanda selülozun enerji yönünden değeri yoktur. Ancak barsak hareketlerini kolaylaştırıcı ve kabızlığı önleyici etkisi vardır.

Otçul memelilerde selüloz parçalayıcı enzimler, sindirim kanalının özelleşmiş kısımlarında barınan mikroorganizmalar (çoğunlukla bakteri ve prutozoa) tarafından üretilir. Bâzı karıncaların da mîdelerinde sindirime yardımcı olan mikroorganizmalar mevcuttur. Selüloz parçalayıcı bu tip mikroorganizmalar, tavşanlarda körbarsak ve apandisitin içinde bulunur.

Geviş getiren hayvanlar, sindirim sistemlerinde selülozu glikoza parçalayabilen enzimlere sâhip bakteri ve protozoalara sâhiptir. Bu mikroorganizmalar, sığır ve koyun gibi geviş getirenlerin yemek borusunun sonunda ve gerçek mîdenin önünde bulunan ?işkembe?, ?börkenek? ve ?kırkbayır? olarak adlandırılan üç büyük ek mîdede barınırlar.

Bitkisel besinlerin protein değeri az olduğundan, geviş getiren hayvanlar bol yemek zorundadırlar. Sindirimden önce yiyeceklerini genişleyebilen işkembelerine depolarlar. İşkembe ve börkenek, depo ve mayalanma yeri olarak kullanılır. İşkembeye (rumen) gelen besinlerin çoğunluğunun selüloz zarları buradaki bakteriler tarafından parçalanır. Buradan da ikinci mîdeye (börkenek=reticulum) geçerek mayalar vâsıtasıyla yumuşatılır. Hayvan bilhassa istirahat hâlinde refleks geğirme hareketleriyle besini azar azar ağzına getirir. Alt çenenin yana doğru yaptığı hareketlerle dişleri ve damak arasında iyice ezer (geviş getirme olayı) ve ikinci defa yutar. Bu defa besinler doğrudan üçüncü bölüme (kırkbayır=omasus) ve buradan da asıl mîdeyi teşkil eden ve diğer memelilerin mîdesinde olduğu gibi hidroklorik asit ihtivâ eden dördüncü kısma (şirden=obamasum) geçerek iyice sindirilip ince barsağa aktarılır.

Selüloz sindirimi daha çok işkembe ve börkenek arasında vukû bulur ve eriyik hâle geçen ürünlerle mikroorganizmaların ürettiği yağ asitleri bu bölümlerin mukozası tarafından emilir. Suyun yaklaşık % 60-70'i ve bâzı yağ asitleri kırkbayırda emilir ve kalan kısım asıl mîde olan son bölüme geçer.

Geviş getirenlerin mîdelerindeki mikroorganizmaların faaliyeti ilginçtir. Mikroorganizmaların çoğunluğunun bulunduğu ve selüloz sindiriminin başladığı yer işkembedir. İşkembede selüloz parçalayıcı bakterilerle birlikte bol miktarda simbiyont (ortak yaşayan) kirpikli protozoalar (bir hücreliler) da mevcuttur. Geviş getirenler vücutları için gerekli proteinin büyük bölümünü bitkilerden değil, simbiyont mikroorganizmalardan sağlarlar. Bu mikroorganizmalar hem sindirimde görev alır hem de besin kaynağı oluştururlar.

İşkembede bol bulunan kirpikliler, geviş getiren hayvan tarafından bitkisel besinlerin yanında yavaş yavaş ve azar azar sindirilir. Bitki hücrelerinin selüloz zarlarını parçalayan bakteriler görevlerini bitirdiğinde ?demlendirici? denen başka mikroorganizmalar tarafından sindirilir. Bunlar da son bölümde hidroklorik asitle öldürülerek sindirilir. Böylece mikroorganizmalar hem sindirime yardım etmiş hem de protein kaynağı olarak görev yapmış olurlar.

Evcil bir sığırın mîdesi, yaklaşık olarak karın boşluğunun dörtte üçünü kapsar. Orta irilikte bir öküzün yalnız işkembesinin kapasitesi 100-300 litreyi bulur. Cüce geyik, deve ve lamaların mîdeleri üç gözlü olup, kırkbayır bulunmaz. Bunlar su oranı yüksek olan ve sindirimi daha kolay olan bitkisel besinlerle beslenirler.


Konular