Rehber | Kategoriler | Konular

ERZURUMLU MUSTAFA DARiR

beylikler devri şâirlerinden. Doğum ve ölüm târihleri belli değildir. Doğuştan kör olduğu söylenen Darir, kuvvetli bir hâfızaya sâhipti. Bu sâyede Arapça ve Farsçayı mükemmel bir şekilde öğrendiği gibi, İslâmî ilimlerde de ehliyet kazanarak kâdılık pâyesi almıştır.

Erzurum ve civârında doğup büyüyen Darir, 1377 yılında Mısır'a gitmiş, hükümdâr meclisine kabul edilerek fasih ve beliğ konuşması ile dikkatleri üzerine çekmiştir. Nazım ve nesirle meşgul olan Darir, tahmînen 15. yüzyıl başlarında ölmüştür. Darir'in eserlerinde Âzerî lehçesi özellikleri görülmekle berâber, Kâdı Burhâneddîn'e nazaran Osmanlı Türkçesine daha yakındır. Gâyet rahat ve mükemmel bir üslûbu vardır.

Eserleri:

Erzurumlu Mustafa Darir'in ilk eseri manzum olup, Yûsuf ve Zeliha (Kıssa-i Yûsuf) ismini taşır. Fütuh-üş-Şam'ı ise 1393 yılında tercüme etmiştir. Ayrıca Yüz Hadîs Tercümesi gibi mensûr eserleri de vardır. Mısır'da geçirdiği beş sene içinde yazdığı Siyer-i Nebî'si 1388'de tamamlanmıştır. Üç cilt olan bu eserinde nazma da yer verir. Aslında Darir burada bir halk hikâyecisi gibi görünür. Mevzuu anlattıktan sonra aynı konuyu şiirle de verir. Bu şiirlerin bâzısı Arabîdir. Siyer-i Nebî Türk Edebiyâtı içinde yazılan ilk siyer kitabıdır. Bunun yanında Peygamber efendimizin doğum günü için yazdığı şiir, Süleymân Çelebi'ye tesir etmiş ve Vesîletü'n-Necât adlı Mevlîd kitâbının yazılmasına yol açmıştır. Siyer-i Nebî Mısır sultanlarının sarayında yazılmış Melik Mansûr Ali ile Sultan Berkuk eserin Türkçe yazılmasını istemişlerdir. Eserin sonundaki Peygamber efendimizle ilgili mersiye dikkat çekmektedir.

Anadan doğma kör olan Darir, bütün eserlerini önce kaynaklardan okutarak dinler, kuvvetli hâfızasına yerleştirir ve sonra yazdırırdı. Siyer-i Nebî adlı Eserinin kaynağı Arab müelliflerinden İbn-i İshâk ile Vâkidî'nin kitaplarıdır. Tabiî Darir, bu büyük eseri kendi ifâde gücüyle edebiyâtımıza kazandırmıştır.


Konular